Eyüp Koçak / Muhabir Türk

Son günlerde dolardaki hızlı artış, tüm piyasayı kötü etkilemeye devam ediyor. Doların 7 TL’ye çıkacağı yönündeki söylentiler gerçek mi olacak, yoksa köklü bir çözüm mü üretilecek bilmiyorum.  Ama şunu rahatlıkla ifade edeyim ki, piyasa çok tedirgin ve bu işe köklü bir çözüm getirilmezse, hepimizin durumu her zamankinden daha zor olacak. Dolardaki yüksek kurun ciddiyetine varmayanlar, olayı dış güçlere bağlayıp geçiyor ama markete gittiğinde eline aldığı sepetteki ürünler,  her gün biraz daha azalıyor.

Doların artışı ile ilgili yapılan tüm yorumları fırsat buldukça okumaya çalışıyorum. Gerek televizyon, gerekse internette konuyu ele alan uzmanların ortaya koyduğu çözüm önerileri beni hayrete düşürüyor. İşi ekonomiden saptırıp siyasete yöneltenler var.  Bu yazıların altına yapılan yorumlar da bir hayli ilginç.

Ekonomi yazılarının altında hain diyen de var, dış güçler diyende. Ülke yöneticilerini başarısızlıkla suçlayanlar da var, suçlamayanlarda. Ülkem insanının dolar konusunda kafası karışmış bu durumda.

Peki, bu durum kısa vadede çözülür mü?

Sanmıyorum. Üretim ekonomisine dönülmedikçe, yeni pazarlar yaratılmadıkça bu yükten kendimizi tamamen sıyırmamız mümkün değil. Üstelik üretim ekonomisinin de teknolojik ürün pazarına yönelik olması gerekiyor. Bugün ülkemize girişi yapılan yabancı menşeli ürünlerin büyük bir çoğunluğu teknolojik ürünler. Cep telefonundan televizyona, televizyondan bilgisayara bu ürünlerin büyük bir çoğunluğunu ithal ediyoruz. Önceden bu ürünlere karşılık olarak tarımı kullanırdık ama bugün tarım da çökmüş durumda. Tarım ürünlerinin bir kısmını da dışarıdan ithal ediyoruz.

Hayvancılık konusunda en verimli ülke olan Türkiye, bugün et ihtiyacını iç savaşın ortasındaki Suriye’den karşılamayı düşünüyor. Bu paradokstaki korkunçluğa bakar mısınız? Türkiye, başta teknolojik alanda olmak üzere, her alanda yatırımlarını artırmaz ve bunu yatırımlarını paraya dönüştüremezse, ekonomide dışa bağımlı olmaktan kendini kurtaramaz. Beton ekonomisine dayalı ekonomi modeli terk edilmeli diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor.

Ancak bu uyarıları dinleyen kimse yok.

Önceden inşaat sektörü ile ekonomi döndürülmeye çalışılırdı, bu da son zamanlarda pek mümkün görünmüyor. Çünkü dolara bağlı demir fiyatları inşaat sektörünün geleceğini tehdit ediyor. Türkiye’nin, dışarıdan sıcak para bulamadığı her an bizim için kabuslu günler demek.

 Umarım, ekonomideki bu sorun aşılır ve eski günlere döneriz.