‘Seçim tarihi erkene alınacak, erken seçim yapılacak veya yapılmayacak, baskın seçim olacak…’ derken ülke tarihinde önemli bir dönüm noktasını daha geride bıraktık.
24 Haziran’da erken genel seçime ve Cumhurbaşkanlığı seçimine gittik.
Halk iradesini sandığa yansıttı ve tercihini ortaya koydu.
Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni sistemle de Cumhurbaşkanlığına devam etmesine karar verdi ve 5 partili bir parlamento isteğini sandıktan çıkardı.
Kesin olmayan sonuçlara göre AK Parti’ye 295, CHP’ye 146, HDP’ye 67, MHP’ye 49 ve İYİ Parti’ye de 43 milletvekili vererek temsiliyetin bu şekilde sağlanmasına onay verdi.
Seçim süreci ve seçimden sonrasıyla ilgili yazılacak, çizilecek çok şey var ama birkaç konuya değinmeyi daha önemli buluyorum.
Tersten gidersek, seçim sonuçlarının açıklanmasıyla başlayan kutlamalarda sevincin dozajının aşmasına dikkat çekmenin doğru olacağı kanısındayım.
Verilen mücadelenin sonucunda kazanılan başarının sevincini yaşamak herkesin en doğal hakkıdır.
Sevincini taşkınlık yapmadan yaşayanlara hiçbir sözümüz olamaz ama işi partizan bir boyuta taşıyarak ileriye gitmek son derece yanlıştır.
Hele hele havaya silahla ateş ederek kutlama yapmak, kabullenilebilecek bir şey değildir.
Çünkü; kazanılan sadece bir seçimdir, savaş değildir.
Seçim sonrasında siyasilerin ılıman açıklamaları ise son derece olumludur.
Seçim öncesi gerilen havanın yumuşaması, özlenen bir tabloydu.
Seçim öncesindeki ekonomik tedirginlikler de herkesin malumu.
Bildiğiniz gibi ekonomik tedirginlik, Dolar, kur, faiz, benzin, mazot fiyatları derken soğan ve patatese kadar dayandı.
Şimdi millet de kararını verdiğine göre hep birlikte yapılması gereken, ekonomiye, üretime, fiyatları düşürmeye odaklanmaktır.
İnsanların seçim öncesi yaşadığı ekonomi ile ilgili tedirginlikleri boşa çıkarmaktır.
Biten seçime değil, önümüzdeki geçime bakmaktır.
Ekonominin düzeltilmesine yönelik adımlar atmaktır.
Artık seçim bitti, şimdi geçim zamanı…
Bu yazı toplam 2862 defa okunmuştur.