- IMKB
% - Altın
4308.69
%0.63 - Dolar
40.174
%0.18 - Euro
47.0534
%-0.00
- 00:36 - "Çocuğunuzu puana değil, potansiyele göre yönlendirin"
- 00:15 - Özel:"Yargılamalar TRT'den yayınlansın"
- 23:24 - Antalya'da sıcaklar bunalttı
- 20:55 - Meclisten Böcek'e destek mesajı
- 18:49 - Kara'ya destek mitingi
- 18:38 - Daha yeşil bir eğitim
- 15:05 - Chp'nin Adayı Özdemir
- 12:57 - İklim Kanunu Resmi Gazete'de yayımlandı
- 11:10 - Denizi çöp kutusu gibi kullanıyoruz
- 00:32 - Kanalda can pazarı
- 00:21 - Polisle çatışan cinayet zanlısı öldürüldü
- 00:06 - Başkan Böcek'e destek mitingi
- 23:47 - Kaya: ‘’Milletin vicdanında boğulacaksınız!’’
- 23:35 - ASKON'dan liderlik vurgusu
- 23:15 - Corendon Airlines'tan 20. Yılında Büyük Başarı
Muharrem Yellice





ŞEHİRLEŞME-4
Büyük şehirleri bekleyen plansız felaket , dünyanın bir çok kentinde aynı endişeler yaşanmaktadır.
Mexico Citi, Kahire, Yeni Delhi gibi vs gibi. İşte bu endişedir ki insanlığı köyleşen ketlerden kurtarmak için yaşanabilir bir dünya için dünya Habitat zirvesi, II İstanbul'da toplanmış, 1996 da toplanan bu zirve, 8 milyar dünyalıyı temsil eden insanlar bu konuda fikirler üretmişlerdir. Siyasi bir zirve olmayan bu zirve dünya şehir planlamaları için fikir üretmiştir. Bu zirvede UTTA Şehir plancılarının hazırladı 1/5000’ lik Boğa Çayı Muhasara bölgesi planı ödül almıştır. Ancak bu plan çeşitli plan tadilatları ve yasaya uymayan tekraren planlamalarla mahkemeler planları bozmuş hala uygulama imkanı bulunamamıştır. KIR CAMİ planlaması da öyle. Belediyeler artık bu Halk’la oynamamalı planı, ya yapmalılar yada yapmayacaklarını deklere etmeliler. Bu bölgelerde su savaklarının bozulması ve Muhasarada çevre yolunun bahçeler içerisinden, bozulan imar planı gereğince, geçirilmesi, sonrada planın mahkemece bozulmasından dolayı, açılan yol, bölgeyi tarım yapılamaz hale getirdi. Bahçeler kurumaya terk edilerek insanlar mağdur oldu. Kırcami’ dede aynı mağduriyet devam ediyor.
Dünya hepimizindir, şehir bizimdir.. HABİTAT kelimesinin anlamı:” Canlılar için yaşama ortamı” demektir. Bu sözcük ekolojik bir kavramdır. Yeryüzündeki her canlının hayatını devam ettirebilmesi için sağlıklı, güvenli, ve devamlı şekilde değişen ve kendisini yenileyen bir yaşam ortamına ihtiyaç vardır. Asrımızda Globalleşme büyük ölçüde önem kazandığından her konuda üretilen bilgiler her yerde yaşayan insanların hizmetine sunulmaktadır .Dünya nüfusunun büyük bölümü kırlardan şehirlere akmaya devam etmektedir. Batılı ülkelerde tarımla uğraşan nüfus genel nüfusun %10’dur. Bizde %60 kırlardadır. Demek ki kırlarımız kentleşmeyi zorlayacaktır. Kentlerde kentsel imarlı toprak üretilemezse şehir varoşlarına büyük nüfus yığılmaları olarak gecekondulaşma yoğunlaşacaktır. Plansız programsız bir şekilde büyüyen kentlerimiz özellikle Antalya'mızın sokakları işsiz, güçsüz, her türlü eşkıyaya açık insanlarla dolup taşacaktır. Bu durum çözümü olmayan sorunları beraberinde getirecektir.
Bugün Antalya Büyük Şehir sınırları içinde , kırsalda büyük bir kontrolsüz yapılaşma var İmkanı olan herkes köyde bir ev yapma peşinde. Yapasında bunun bir denetimi gerekiyor. Bu gidişle köylerdeki habitat yok olup plansız yapılaşma kurbanı olacak görüntüsü veriyor.
Bu durumda hem köylerimizde , hem de şehirlerimizde hırsızlık, yaralama, sarkıntılık, yerlere çöp atma gibi olaylara kanıksayacağız. Büyük şehir yasası ile köy dokusu bozuldu. Ben Kumluca Gölcük köyündenim köyümüzde hiç hırsızlık olmazken ,şimdi köylünün dağdan hayvanları çalınıyor, yazlıkçıların evlerinin içi boşaltılıp kapıları sökülüyor! Zaten şehirli köylü ayırımındaki sosyolojik dokuda bozuldu. Köylerden şehrin varoşlarına yerleşen insanların beyin dokusu köyden koptu şehre adapte olamadığından bir buhran doğdu. Bu buhran eroin, , Alkol, kumar vs buhranıdır, bu buhranı maalesef yaşıyoruz. Böyle giderse Türk toplumu kültürel özelliklerini yitirip çürüyüp ayrışacaktır. TV. lerdeki kadın programlarında, Sosyolojik sağlam Türk aile yapısı ve yaşayış biçiminin nasıl bozulup, lümpen yapıda bir insan topluluğuna dönüştüğüne şahit oluyoruz. Bu çürüme hızla devam ediyor. Baki ve sürdürülebilir kalkınma, Kültürel kalkınmadır. Bu durum maalesef kimsenin farkında olduğu bir gerçek değil..
Bu olayların ve gelişiminin tam sorumlusu belediye yetkilileridir. Bu bakış açısından hareketle Türkiye'mizin Antalya'mızın1983 yılından sonraki şehirleşme hareketlerine bir göz atmamız gerekir.1983 ve 1993 yılları Özallı yıllardır. Döneminde serbest piyasa ekonomisine geçildi Şehirleşme kooperatifler teşvik edildi. Toplu konut idaresi kurularak kooperatiflere ucuz krediler verildi. Hızla gelişen kooperatifçilik planlı yapılaşmanın önünü açtı. Gecekondu sahalarının döşümü için büyük gayretler yapıldı. 1985 yılında 3194 sayılı imar kanununda 18. Maddesi uygulamaya geçirilerek , belediyelerin imarlı alanlarının düzenlemesinde kolaylıklar sağlandı. Böylece düzensiz yapılaşmanın büyük ölçüde önüne geçildi. Büyük kentlerde modern konut alanları oluşarak uydu kentler meydana geldi .Ankara da Batıkent, İstanbul’da Bahçeşehir, Antalya’da Meltem ve Masa Dağı gibi. Kooperatifler kendi iç denetimleri dışında, devlet tarafından da desteklenen kamu kurumu haline geldi. Kooperatif sucu işleyen yönetimler memurlar gibi yargılandı. Kooperatiflerin yerini almaya çalışan toplu konut idaresi kooperatifler gibi ucuz konut üretemedi.
1984-1987 yılları arasında Antalya Belediye Başkanı olarak görev yapan merhum Yener Ulusoy ; Antalya’da şehrin planlı gelişimine önemli katkılar koyan bir başkandır. Şehirleşme yönünde radikal kararlar almıştır. Saat kulesinden müzeye kadar olan anayolun deniz kıyısında olan tüm binaların yıkım kararını meclisten geçirdi. Kadın Yarına kadar olan bölümdeki yapıları yıktı.
Şehir Plancısı Zühtü Can ile birlikte, Antalya'nın önemli arterlerinden biri olan 100. Yıl Caddesi'nin planlanmasını gerçekleştirmiştir. Bu planlama, şehrin ulaşım altyapısının geliştirilmesine ve modern bir görünüm kazanmasına katkı sağlamıştır.
Kent içindeki mezbahanın kaldırılması ve yeni hal projelerinin planlanması gibi adımlarla, şehir içi düzenlemeler yapılmış ve kentsel yaşam kalitesinin artırılması hedeflenmiştir.
Masa Dağı, Lara Bölgesi benzeri bölgelerin planlanmasıyla, şehrin genişlemesi ve yeni yerleşim alanlarının oluşturulması sağlanmıştır.
Yener Ulusoy'un başkanlık dönemi, Antalya'nın modernleşme sürecinde önemli bir yer tutmakta olup, şehirleşme ve imar çalışmalarıyla kentin bugünkü yapısının temelini atmıştır.
Gelecek yazı Subaşı dönemi.
BAŞKANLARI KİMLER YAKAR?Gürsel Kaya
YORGUN TÜRK, YORGUN TÜRKİYEEşref Ural
BİREY OLMAK YA DA OLAMAMAKGazanfer ERYÜKSEL
Bitmeyen sorun…Ömer Yetgin
YERALTINDAN FUTBOLKahraman Köktürk
Güvensizlik Çağında EkonomiMustafa Yıldıran
Trump, Evanjelizm ve Yeni Dünya DüzeniMuharrem Yellice
Kaldırım işgalleri meselesiMustafa Yetgin
Bayram tatilleri; kamu ve özel sektör çalışanı arasındaki derin farklarİSA KAVLAK
CUMHURİYET NEDEN İSTENMEZNuri Sezen
SANAL OFİSRaziye Gök Aktaş
NAZIM’I ABARTISIZ ANMAKYALÇIN DUMAN
MUHASEBECİLERİN HAKLI İSYANIKamil Başkonak
CUMHURHİYET’İMİZİN 100 YILINI KUTLARKEN…Binali Efe
Kemer ve temizlik çalışmalarıAdem Vural
SEÇİMEyüp Koçak
Kesik Minare meselesi…Yusuf Katrağ
İlçe arıtma suyuyla yeşerdi
Antalya'da rüşvet operasyonu
Mersin'in 'İklime Hazır' projesi Barcelona'da tanıtıldı
Çamlıbel Mahallesi’ne basketbol ve futbol sahası
Akdeniz akşamları ‘Müzik Şehrin Kalbinde’ konseriyle renkleniyor
Yediemin Otoparkları Araç Mezarlığına Döndü, 25 Yıldır Bekleyen Araçlar Var
Antalya’da Bayram Öncesi Marketlerde Etiket Denetimi
Antalya Ekonomisinin Nabzı Tutuldu
Tel : 0532 474 99 63 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim