Bugün 14 Ekim 2025 Salı
  • Antalya14 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    5522.043
    %-0.01
  • Dolar
    41.7959
    %0.03
  • Euro
    48.3408
    %0.07

MUHARREM YELLİCE / KONUK YAZAR

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
MUHARREM YELLİCE / KONUK YAZAR

ANTALYA KİTAP FUARI BİTERKEN

13 Ekim 2025 Pazartesi 23:46

Kitap, insanlığın yüzyıllar boyunca bilgi, duygu ve düşünce birikimini geleceğe taşıyan en kalıcı araç olmuştur. Matbaanın icadından sonra bilgiye erişim demokratikleşmiş, kitap fuarları da bu kültürel dolaşımın en canlı mekânları hâline gelmiştir. Dünyada ilk büyük kitap fuarının 15. yüzyılda Almanya’nın Frankfurt kentinde düzenlendiği bilinir. Bugün hâlâ her ekim ayında milyonlarca ziyaretçiyi ağırlayan Frankfurt Kitap Fuarı, yayın dünyasının küresel merkezidir.

Türkiye’de ilk kitap fuarı ise 1970’lerin sonunda İstanbul’da, Beyoğlu’nda düzenlenen “Yayıncılar Birliği Kitap Fuarı”dır. 1982 yılında TÜYAP tarafından kurumsal nitelik kazandırılmış, “İstanbul Kitap Fuarı” adıyla günümüze dek sürmüştür. Bu gelenek, son yıllarda ülkemizin birçok iline yayılmış; her şehir kendi kültürel birikimini kitap üzerinden görünür kılmaya başlamıştır.

Antalya’da ilk kitap fuarını 2010 yılında, o dönem Konyaaltı Belediye Başkanı olan Muhittin Böcek başlattı. Kasım ayında belediye binasının park alanına kurulan çadırlarda yapılan etkinlik, kısa sürede halkın yoğun ilgisiyle karşılaştı. Bez afişlerde “Konyaaltı Kitap Fuarı” yazıyor, okuyucular adeta fuara akın ediyordu.
Nazım Hikmet Kültür Merkezi tamamlandıktan sonra fuar burada yapılmaya başladı. 2017’de Muhittin Böcek’in Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesiyle fuar, Antalya Büyükşehir Belediyesi uhdesine geçti ve “Antalya Kitap Fuarı” adını aldı. Fuarın büyümesiyle profesyonel bir organizasyon ihtiyacı doğdu; 2019 yılından itibaren etkinlik, İstanbul merkezli NAP Fuarcılık Ltd. Şti. tarafından ihale yoluyla düzenlenmeye başladı. Bugün fuar, Cam Piramit – Sabancı Kongre ve Fuar Merkezi’nde gerçekleştiriliyor.

Geçen yıl ve bu yıl fuara “Yerel Yazarlar” bölümünde katıldım; kitaplarımı imzaladım, okurlarla buluştum, fuarın genel işleyişini de gözlemledim.
Fuar Koordinatörü Nurdan Aydın Polatçı, işine hâkim bir profesyonel olarak öne çıkıyor. Organizasyonun düzeni, temizlik, güvenlik ve park hizmetleri kusursuz işliyor. Ancak geçen yıl Cam Piramit’in çatılarında yağmur sızıntısı olmuştu; bu yıl da küçük bir yağmurda bazı yayınevleri kitaplarını naylon torbalarla korumak zorunda kaldı. Bu durum belediyenin sorumluluğundadır; kültürel bir organizasyonda böylesi aksaklıklar kabul edilemez.

Fuarın en yoğun ziyaretçi grubunu yine öğretmenlerin getirdiği okul öğrencileri oluşturdu. Ne var ki bu kalabalık “okuyucu kitlesi” değil, daha çok “ziyaretçi kalabalığı” görünümündeydi. Bu yüzden ciddi yayınevlerinin ilgisi sınırlı kaldı. Önceleri Türk Tarih Kurumu standı önünde kuyruklar oluşurdu; bu yıl o coşku hissedilmedi. Buna karşın İleri Yayınları ve Doğu Batı Yayınları temsilcileri, zarar etmediklerini ama okuyucu profilinin zayıf kaldığını dile getirdiler.

“Yerel Yazarlar Bölümü”nde bu yıl Anşiyod ve Ansan gibi dernek üyeleriyle bağımsız yazarlar bir arada konumlandırılmış; dengeli bir yerleşim sağlanmıştı. Ancak bu alanda bazı dikkat çekici tutumlar gözlemledim.
Yazarların çoğu kendisine ayrılan yerden memnun değil; herkes “iç mekânda, büyük yayınevlerinin yanında” olmak istiyor. Ziyaretçi bölüme girdiğinde bazı yazarlar, okurun koluna yapışarak “kitabıma bak”, “fotoğraf çekilelim”, “şu ünlüyle resmim var” diyerek ısrarcı bir tutum sergiliyor. Bu, okuyucuyu rahatsız ediyor ve edebiyatın ciddiyetini zedeliyor.
Bazı kitaplar, editör süzgecinden geçmeden yayımlanmış; bir matbaa bulup bastırılmış izlenimi veriyor. Hatta bazı metinlerde ahlaki sınırları zorlayan ifadeler yer alıyor. Örneğin bir kitapta şu satırlar dikkatimi çekti:
“Anamın hiç suçu yok ki, bütün suç babamda. Bu çağda ameliyatla cinsiyet değiştirmek mümkün; sonradan pişman olmamak kaydıyla... Evlilik vezirlik, bekârlık rezillik, dulluk acizliktir.”
Böylesi içeriklerin denetimsiz biçimde çocuklara ulaşma ihtimali, toplum açısından ciddi bir sorundur.

Bu tablo karşısında yapılması gereken bellidir:
- Yazar dernekleri, kendi bünyelerinde kuracakları denetim komisyonları aracılığıyla kitapları önceden incelemelidir.
- Dernek üyesi olmayan yazarlar ise eserlerini Belediye Kültür Müdürlüğü’nün denetiminden geçirmelidir.
- Fuar alanında, okurların özgürce dolaşabileceği, yazarların ise okur talep ettiğinde iletişim kurabileceği bir düzen kurulmalıdır.
- Ziyaretçiyi zorlayan, “kitap satma”ya indirgenmiş yaklaşımlar yerine, “kitapla tanıştırma” anlayışı egemen olmalıdır.

Fuar Organizatörü Nurdan Hanım; yerel yazarlara geleçek yıl  sizin standı gişe kuraçağım. Sizi görmeden kimse yayınevleri bölümüne geçemiyeçek dedi. Harika. Ben inanıyorumki, eğer  önerdirdiğim teddirler alınmazsa  kitap bölümüne okur geçemez. Bizim  yerliyazarlarımızın çoğunluğu, Deli Dumrul gibi. Geçenden 50 akçe geçmeyenden döve döve yüz akçe.....

Antalya Kitap Fuarı, on beşinci yılına ulaşmış önemli bir kültürel kazanımdır. Ancak kültür, yalnız mekân ve organizasyonla değil, ciddiyet ve nitelikle büyür. Kitap fuarları, bir satış alanı değil, bir kültür bayramı olmalıdır.
Yayınevleri, yazarlar ve okuyucular el birliğiyle bu bilinci yeniden kurmadıkça, fuar kalabalığı sadece bir panayır kalabalığı olmaktan öteye geçemez.


 

 

Bu yazı toplam 182 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 474 99 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim