Yusuf Katrağ

Kim, nasıl icat ettiyse etti ve ‘Modern kölelik’ denilebilecek taşeron sistemi bulundu.

Kamuda birçok iş bu sistemle yürütülmeye başlandı.

Kadrolu ile aynı işi, hatta daha fazlasını yapmalarına rağmen taşeronlar, ücretler konusunda hep onların gerisinde kaldı.

Kadrolulara göre neredeyse hiç iş güvenceleri olmayan taşeronlar, her sözleşme sonunda, hatta sürekli olarak işlerini kaybetme korkusu yaşadı.

Aracı şirketler, taşeron olarak çalışanların üzerinden para kazandı.

Böylece, çalışanların alması gereken paraların bir kısmı aracı şirketlere gitmiş oldu.

Kimi zaman maaşlarını alamadıkları için iş bıraktılar, kimi zaman tepki göstererek seslerini duyurmaya çalıştılar.

Kimi zaman da aylarca maaş alamasalar da boynu bükük çalışmaya devam ettiler.

Sistem o kadar gelişti ki bugün sadece kamuda değil, özel sektörde bile taşeronluk var.

Sistem gelişip, taşeron sayısı arttıkça sesler daha gür çıkmaya başladı.

Nihayet sesleri duyuldu ve hükümetten kadro sözü aldılar.

Böylece, sistemin yanlışlığı ve sürdürülemez olduğu da ortaya çıkmış oldu.

Kadro konusunda önceleri asıl iş ve yardımcı iş kavramları türedi.

Doğal olarak kafalar karıştı.

Kim kadro alacak, kim alamayacak belli olmadı.

Bütün taşeronlar asıl iş mi? yardımcı iş mi? yaptıklarını merak etmeye başladı.

Sonra taşeronların hepsinin kamuya alınacağı ifade edildi ve en doğru karar alındı.

Gelinen süreçte yaklaşık 900 bin taşeron çalışan çeşitli statülerde iş güvencesine kavuşacak.

Artık kafalar daha net.

Ancak, 450 bin kişinin sürekli işçi kadrosuna geçecek olmasına rağmen belediyelerdeki taşeronların belediye şirketleri kadrosuna alınacak olması kafaları karıştırdı ve belediyelerdeki taşeronlar biraz hayal kırıklığına uğradı.

Bütün taşeronlara aynı şekilde kadro verilseydi iyiydi ama ne kadar hayal kırıklıkları olsa da arada şirket olmadan direkt devlet kurum ve kuruluşlarının kadrosuna girmek de eski düzene göre iyidir.

Bütün taşeronlarımıza hayırlı olsun.