- IMKB
% - Altın
4004.386
%-1.58 - Dolar
38.4585
%-0.13 - Euro
43.5148
%-0.36
- 09:43 - 12.türk Tıbbi Onkoloji Kongresi’nde Yapay Zekâ Hastaların Umudunu Resmetti
- 18:23 - Isparta’da son 3 yılda 180 bin meyve fidanı toprakla buluştu
- 16:43 - ATB Meclis Başkan Vekili Bülbül: "İhracat için radikal politikalar geliştirilmeli"
- 16:43 - Kamp, karavan, outdoor, tiny house sektör liderleri Antalya’da
- 16:08 - Şakiroğlu: "Avrupa’da elektrik kesintileri bölgemize ilgiyi artırır"
- 15:13 - Korkuteli’de 156 hacı adayı için uğurlama töreni yapıldı
- 12:53 - GENÇOSD’nin yeni başkanı Ebubekir Tulpar oldu
- 12:45 - Türk-İş'ten Antalya'da 1 Mayıs'a davet var
- 12:23 - Muhtarlar talep etti, Kotan yanıtladı
- 12:23 - Büyükşehir’e ait toplu ulaşım araçları 1 Mayıs’ta ücretsiz
- 11:43 - Antalya Büyükşehir’den indirimli su tarifesi
- 11:38 - Antalya Arkeoloji Müzesi’nin renkli nöbetçileri tavus kuşları
- 11:18 - Başkan Uysal: "Sporu bahis sektöründen kurtarıp mahallelere yaymalıyız"
- 11:03 - Cilt Kanserine Karşı Erken Önlem Hayat Kurtarıyor
- 11:03 - Kocagöz, Erasmus öğrencilerini ağırladı
Eşref Ural / Journal - Konuk Yazar





TÜRK, TÜRKİYE, TÜRKİYELİ
Kader bizi hangi sosyo-kültürel coğrafyada doğurursa, biz o kültür coğrafyasının ürünü oluruz. Yani, Burdur'da doğarsak büyük ihtimalle yörük/türkmen, Tunceli'de doğarsak büyük ihtimalle zaza/alevi, Akçaeniş'te doğarsak türkmen/alevi, Nusaybin'de doğarsak büyük ihtimalle şafi/kürt, Çankırı’da doğarsak büyük olasılık sünnı/türkmen. Moskova’da doğarsak ortodoks/hristiyan, Roma'da doğarsak katolik/hristiyan, Münih'te doğarsak protestan/hristiyan, Delhi'de doğarsak budist vsvs...
Dolayısıyla, hangi dinin ya da hangi inancın içine doğacağımıza biz değil, kader karar verir. Yani bu mevzu o kadar da kutsanacak bir şey olmadığı gibi, elbette alâlâde bir şey de değildir. Çünkü doğduğumuzdan itibaren ömrümüz büyük ölçüde dünyaya geldiğimiz bu sosyo-kültürel coğrafyanın haklılığını ve çıkarlarını savunmakla geçer. Mensubu olduğumuz, içine doğduğumuz halkın, milletin, toplumun, dinin, inancın, mezhebin tarihi mirasına sahip çıkmak, vakıf olmak, bu tarihin tecrübelerinden ve birikimlerinden feyz almak, yararlanmak, doğal bir insani eğilimdir. Hatta, o kadar öyle ki, bir devlet kurulurken muhakkak bir kavme ve bir dine yaslanmak zorundadır.
Yukarıda ettiğim lakırdının gayesi şudur, son zamanlarda Türkiyeli, Türkiye vatandaşı, Anadolu halkı, Anadolu insanı gibi kavramlar güçlü bir şekilde dolaşıma sokuldu. Bu bağlamda ben de kendi halimce bu husustaki düşüncelerimi belirtmek isterim.
Evvela şöyle bir girizgah yapalım mevzuya, teknik olarak Türk bir kavmin adıdır, evet. Ama artık günümüzde ve Anadolu’da Türk bir kavmi değil, bu ülkeye vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesi tanımlayan bir sosyolojik kavramdır. Türkiye ise, az önce tanımladığım ve çerçevesini çizdiğim sosyal kitlenin yaşadığı ülkenin, coğrafyanın adıdır.
Yabancı tarihçilerin kitaplarına, yabancı elçilerin mektuplarına baktığımızda, genellikle devletin adını değil, milletin adını anarlar. Mesela, “Türkler Viyana’yı kuşattı”, ya da “Ruslar Türk ordusunu bozguna uğrattı” derler. Yani Osmanlılar şunu yaptı, Selçuklular bunu etti demezler. Elbette ordunun ve devletin bünyesinde pek çok kavimden insan vardır, Kürt, Arnavut, Yörük, Boşnak, Laz, Arap, Çerkes vs. Bunu o kitabı yazan tarihçiler de pekâlâ bilirler. Ama bütün dünyada, akademilerde, diplomaside, dünya edebiyatında, bu gün üzerinde yaşadığımız ülkenin adı TÜRKİYE, üzerinde yaşayan insanlar da TÜRK diye anılırlar. Kitaplara böyle yazılır, hatıratlarda böyle geçer.
Bu bağlamda, TÜRK sözcüğü Anadolu'da salt bir kavmi içermez, sadece Türk ırkından gelenleri değil, bu topraklarda yaşayan herkesi içeren “toplayıcı ve toparlayıcı” bir hukuki tanımdır. İşin daha da ilginç yanı, Anadolu’ya Türkiye ya da Türkmenia adını da taa 13. yüzyılda Batılı gezginler koydular, biz o yıllarda bu topraklara “Diyar-ı Rum” diyorduk, yani “Rumların ülkesi”. Türkiye ya da Türkmenia, kısaca, Türklerin ülkesi anlamına geliyor, ama bu ismi biz değil İtalyan tüccarlar tarihe yazdırdılar.
Yörük, Kürt, Laz, Çerkez, Arap olabiliriz. Atalarımız bu saydığım etnik ve kültürel yapılara mensup olabilir, biz de kültürel ve etnik olarak bu kavimlerden birisine mensup olabiliriz. Atalarımız Kürtçe, Lazca, Çerkezce, Arapça konuşmuş olabilirler ve bizler de o dilleri konuşuyor olabiliriz. Amma ve lakin, bazı coğrafyalar bazı kavimlerin adıyla anılırlar. Meselâ bir Fransız futbolcuya, ister Berberi olsun ister yerli Katolik ya da Kıptî, hiç bir yerde "Fransalı" denildiğini duymayız, okumayız. "Fransız futbolcu" deriz. Mesela hiç bir Alman boksöre, "Almanya'lı boksör" demeyiz, Alman boksör deriz. O boksör zenci bile olsa böyle deriz, böyle denilir.
Bazı ülkeler de o ülkeyi fetheden ya da o coğrafyayı keşfeden insanların adıyla anılırlar. Örneğin Amerika, Avustralya, Yeni Zellanda, San Salvador, gibi. Böylesi “oluşturulmuş” ülke insanlarına da, gayet doğal olarak, Amerikalı, Yeni Zellandalı, Avustralyalı, Salvadorlu denilir.
Özetle, "Türkiyeli sporcu" denmez, "Türkçe şiir" denmez, “Türkiye edebiyatı" denmez, "Türkiyeli sinemacı" denmez. Tıpkı "Fransalı romancı, İngiltereli futbolcu, İtalyalı şair, Almanyalı filozof” denilemediği gibi.
Son söz; Yılmaz Güney "Türk sinemacısıdır", Orhan Pamuk "Türk romancısıdır", Nazım Hikmet "Türkçenin şairi" değil, Türk şairidir. Yaşar Kemal, "Türk yazardır". Bu şahsiyetlerin siyasi görüşleri ve etnik mensubiyetleri ne olursa olsun, bu böyledir ve böyle anılırlar tüm dünyada.
Son yıllarda bu ülkede böylesi "yapay" ve zorlama tartışmalar sıkça gündeme geliyor ve açıkçası bunu son derece yersiz buluyorum. Kimse kusura bakmasın.
Yeni projeler ve teşvik gerek…Ömer Yetgin
Roma Yolunu YürüdükKahraman Köktürk
YENİ TREND; SEKÜLER MİLLİYETÇİLİKEşref Ural
Fuarlar ve sosyal faaliyetlerMustafa Yetgin
Deprem gerçeği ve toplanma alanlarıİSA KAVLAK
İDİL URAL ÇOĞRAFYASI’NIN KADİM SAHİPLERİMuharrem Yellice
SANAL OFİSRaziye Gök Aktaş
HEYBEDEKİ BÜYÜK TURP:TÜRKİYEGürsel Kaya
NAZIM’I ABARTISIZ ANMAKYALÇIN DUMAN
Bakü’de iklim anlaşmazlığı: Dünyayı kirletenlerin YüzsüzlüğüMustafa Yıldıran
MUHASEBECİLERİN HAKLI İSYANIKamil Başkonak
CUMHURHİYET’İMİZİN 100 YILINI KUTLARKEN…Binali Efe
Kemer ve temizlik çalışmalarıAdem Vural
SEÇİMEyüp Koçak
Kesik Minare meselesi…Yusuf Katrağ
Atb Meclis Başkan Vekili Bülbül: "İ̇hracat İçin Radikal Politikalar Geliştirilmeli"
Kamp, Karavan, Outdoor, Tiny House Sektör Liderleri Antalya’da
Şakiroğlu: "Avrupa’da Elektrik Kesintileri Bölgemize İlgiyi Artırır"
Gençosd’nin Yeni Başkanı Ebubekir Tulpar Oldu
Tzob Genel Başkanı Bayraktar: "Gençleri Tarımda Tutamıyoruz, Mülteciler Olmasa Bu İşi Götüremeyeceğiz"
Kardelen Soğanlarının Doğadan Sökümü Yasaklandı
Gazipaşa’da Sezonun İlk Kiraz Hasadı Yapıldı
Antalya Sürdürülebilir Turizmin Yeni Lideri Oluyor
Erbaş, Hacı Bayram Veli Camii’nde teravih namazı kıldırdı
Otomobilin yan yattığı kaza anı kameraya yansıdı
Samsun'da trafik kazası: 3 yaralı
ABD'de düzenlenen yarışmada dünya 2.'si oldu
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8

- 12.türk Tıbbi Onkoloji Kongresi’nde Yapay Zekâ Hastaların Umudunu Resmetti
- Türk-İş'ten Antalya'da 1 Mayıs'a davet var
- Başkan Uysal: "Sporu bahis sektöründen kurtarıp mahallelere yaymalıyız"
- Elektronik gemi denetim sistemiyle Antalya körfezinde 124 gemiden kaçak deşarj tespit edildi
- Yaban domuzları mezarlara zarar verdi, mahalleli tel örgü istedi
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim