- IMKB
% - Altın
3376.072
%0 - Dolar
36.225
%0 - Euro
37.9772
%0
- 17:23 - Sağlık Çalışanları Geleceğe Hazırlanıyor
- 17:23 - Kemer Belediyesi’nde başkan yardımcısı sayısı dörde yükseldi
- 15:48 - Tekirova’ya halı saha ve park projesi
- 12:38 - Alanya’da gençlerden sahil temizliği
- 11:23 - Kuraklık ve su krizine karşı çevre dostu çimler
- 10:58 - Antalya’da web tasarımı eğitimleri başlıyor
- 10:53 - Kepez Belediyesi’nden başarılı öğrencilere VIP sınıf
- 10:53 - Antalya’da 150 kilometre uzunluğundaki ana arter ve bulvarlarda temizlik yapılacak
- 10:28 - Manavgat Belediyespor, TVF Kadınlar 2. Lig final grubunda
- 09:58 - Öğrencilere ve vatandaşlara yangın eğitimi
- 17:43 - Antalya şubatta baharı yaşadı
- 17:16 - “Çiftçimiz destek ve pazar bekliyor”
- 16:46 - “Ülkeyi yönetmeye talibiz”
- 13:38 - “Sanal Ofis” avantajı ile paranız cebinizde kalsın
- 11:43 - 90 bin dönüm ovanın sahipleri hiç bu kadar kalabalık görülmedi
Eşref Ural / Journal - Konuk Yazar





ZAVALLI ORTADOĞU
Aslında bu yazıya başlık olarak “Ortadoğu’nun zavallı halkları” cümlesini de koyabilirdim ve herhalde çok daha anlamlı olurdu. Bir süredir ünlü İngiliz tarihçi ve Ortadoğu uzmanı Prof. Bernard Lewis’in o pek meşhur “Ortadoğu” kitabını tekraren okuyorum. Okuyorum, çünkü artık biz de çok şükür halis muhlis bir Ortadoğu ülkesi olmuş bulunuyoruz. Dolayısıyla, bu coğrafyayı daha da yakından tanımak zorundayız. Osmanlı İmparatorluğu bile ömrünün hiçbir döneminde bir Ortadoğu ülkesi olmamışken, laik demokratik hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Ortadoğu ülkesi olmayı başardı. Bu “başarı” elbette hepimizin, bütün Türk milletinindir, gurur duyabiliriz. Sorumluluğu sadece AKP iktidarına atmak aptallık ve ahmaklıktır, kimse bu noktada tarihe hesap vermekten kurtulamaz.
Her neyse, geçelim şimdi bunları ve dönelim yeniden Ortadoğu gündemine. Belki başlığa niçin “zavallı” ibaresini uygun gördüğümü merak edenler vardır, yanıtlamaya çalışalım; efendim, bildiğiniz gibi son günlerde ABD’nin Los Angeles şehrinde ve bilhassa Hollywood civarında Hollywood civarında bir yangın hadisesi yaşandı. Ama heyhat! Bizim dindar/muhafazakar camia bu tabloyu bir doğal afet olarak değerlendirmek yerine, “Gazze’nin intikamı” için Cenab-ı Allah eliyle yapıldığına dair videolar paylaşmaya başladılar. Üstelik ortada bizimkilerin paylaştığı gibi bir felaket tablosu falan da yoktu, paylaşılan görsellerin yapay zeka ve birtakım fotomontaj teknikleriyle abartıldığı çok belliydi. Bendeniz de, ne yalan söyleyeyim, evvela bu yangın vakasına böyle bakanları yadırgadım ve fakat sonradan da acımaya başladım. Çünkü bu yangını “Gazze’nin intikamı” olarak yorumlayan bir insana sadece acıyabiliriz. Elimizden başkaca bir şey gelmez.
Peki ama, bu nasıl bir çaresizliktir böyle? Bu coğrafya, burada yaşayan milyonlarca Müslüman, “küffara” karşı bu kadar acz içine düşmüş olabilir mi? Bu nasıl bir acizliktir Allah aşkına? Kendi halinde bir Müslüman olarak ben Müslümanların düştüğü bu zavallılık haline isyan ediyorum, ama koca koca din alimleri, bu din sayesinde makam-mevki elde edenler, servet ve itibar kazananlar maşallah hiç seslerini çıkartmıyorlar. Hiç birisi kalkıp da, “Nedir yahu biz Müslümanların içine düştüğü bu aşağılık kompleksi? Biz niçin çağın, bilimin, teknolojinin, modern devlet sistemlerinin çok uzağında duruyoruz?” Biz niçin Allah’ın bize verdiği aklı hiç kullanmıyoruz?” diye sormuyor. “Gazze halkına bir buçuk milyar Müslüman olarak sahip çıkamıyoruz ve ta Amerika’da çıkan bir yangını Gazze’nin intikamı olarak savunuyoruz, bu nasıl bir aymazlıktır böyle” demiyor hiç birisi. Yani o kadar çaresiz ve yenilmiş hissediyor ki kendisini İslam dünyası, artık bütün dünyevi işlerini, siyasi meselelerini Allah’a havale etmiş durumda. Yazık, hakikaten yazık.
Ve Ortadoğu… Bütün dinlerin, bütün medeniyetlerin, uygarlıkların ve kültürlerin beşiği bu kadim topraklar… Sasanilere, Sümerlere, Perslere, Medlere, Asurlulara, Türklere, Kürtlere, Aramilere, Samilere, Araplara ve daha nice kavime yurt olmuş, yuva olmuş bu yaşlı coğrafya. Ben diyeyim beş yüz yıl, siz deyin bin yıldır derin bir uykudadır. Ama ne uyku! O kadar derin bir uykudur ki, kendi dininin, kendi tarihinin ürettiği zenginlikleri ve güzellikleri göremeyecek, hatırlayamayacak kadar derin bir uykudur bu. Hayata, tarihe ve dünyaya kendisini neredeyse tamamen kapatmış bir kalabalıktan söz ediyoruz burada, hazin bir durumdur.
Ünlü İran’lı filozof Daryus Sayegan’ın iki sözü “mıh gibi” çakılıp kaldı aklıma ve her saat beni huzursuz ediyor, bir türlü zihnimden söküp atamıyorum. Birinci dediği, yaklaşık on sene önce bir Türk gazetecimize söylediği şu cümledir; “bizim çıkmaya çalıştığımız tünele siz girmeye çalışıyorsunuz”. Ve ikinci dediği; “İslam dünyası tarihte 300 senedir tatildedir!”.
Peki bir coğrafya, yani insanlık tarihine rehberlik etmiş bir medeniyet, yani Anadolu, yani Mezopotamya, nasıl olur da yüzlerce sene boyunca “uykuda” olabilir. Bunu benim aklım almıyor. Ve sosyal medyalarda yazılan, çizilen, paylaşılan görsellere, videolara baktıkça, daha çok uzun yüzyıllar uykuda olmaya ve “tarihte tatil yapmaya” devam edecek gibi görünüyor bana bu topraklar.
Ve Osmanlı’nın bile müdahil olmadığı, Cumhuriyet’i kuran kadroların da bile isteye uzak durdukları bu kaotik topraklar, ne yapıp edip kendi karanlığına, kendi bilinmezliğine, kendi bataklığına çekti götürdü bizi. Artık modern terimlerle değil, çağlar öncesinde kalmış kavramlarla konuşacağız. Dini kavramlar, mezhepsel kavramlar, etnik kavramlar dökülecek en çok dilimizden. Demokrasi, modernite, fikir özgürlüğü, hak, hukuk, sivil toplum, insan hakları, kadın hakları gibi kavramlar usulca çekip gidecek soframızdan. Çünkü burası Ortadoğu, buralarda böyle kavramlara yer yoktur. Önceleri biraz yadırgayacağız, ama zamanla alışacağız elbet. Önce biz alışacağız, sonra çocuklarımız.
Her neyse, bu yazı “yazı” olmaktan çıkıyor ve giderek bir ağıta dönüşüyor. En iyisi susmak.
Muratpaşa’da değişen bir şey yok!Ömer Yetgin
Gıda güvenliği ve hijyenMustafa Yetgin
CHP VE AK PARTİ ARASINDA TÜRKİYEEşref Ural
İMAMOĞLU KÜRT SEÇMENİN OYUNU ALABİLİR Mİ?Gürsel Kaya
Zabıtalar nerede?İSA KAVLAK
Antalyaspor Lisansı AldıKahraman Köktürk
ŞEHİRLEŞME- 3.Muharrem Yellice
GÖMÜLÜ MALİ YÜKÜMLÜLÜKLER GELECEKRaziye Gök Aktaş
NAZIM’I ABARTISIZ ANMAKYALÇIN DUMAN
Bakü’de iklim anlaşmazlığı: Dünyayı kirletenlerin YüzsüzlüğüMustafa Yıldıran
MUHASEBECİLERİN HAKLI İSYANIKamil Başkonak
CUMHURHİYET’İMİZİN 100 YILINI KUTLARKEN…Binali Efe
Kemer ve temizlik çalışmalarıAdem Vural
SEÇİMEyüp Koçak
Kesik Minare meselesi…Yusuf Katrağ
75 Milyon Dal Çiçekten 10 Milyon Dolar Gelir
Düden Balık Çarşısı Taze Ve Ekonomik Balığın Adresi Oldu
Antalya, Yabancılara Konut Satışında İkinci Sırada
Matso Üyelerine "İ̇ş Hayatında İletişim Eğitimi" Düzenledi
Müsi̇ad’ın Yeni Dönemde Hedefi Katma Değer Odaklı Büyüme
Aesob Başkanı Dere: "Sevgililer Günü’nde Alışverişi Esnaftan Yapalım"
70 Yıllık Kamulaştıramama Davası
Atso Ve Sgk Antalya Arasında Rehberlik Ve İş Birliği Protokolü İmzalandı
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim