BİNALİ EFE / KONUK YAZAR

AKP hükümeti tarafından, 7 etaptan oluşan Alevi Çalıştaylarının ilki 3-4 Haziran 2009’da sonuncusu ise 28-30 Ocak 2010’da gerçekleşti.

Sonuç; Kocaman bir hiç! Yani dağ fare doğurdu, fiyasko ile sonuçlandı.

Konu Aleviler veya Alevilik olduğunda geçmişte olduğu gibi bugün iktidar olan AKP dahil çözümden ziyade akılları karıştırma ve oyalama yerine ALEVİ- SÜNNİ kardeşliğini pekiştirmeli ve barış sağlamalıdır. Ancak yüz yılların kronikleşmiş Alevi- Sünni yarasına neşter atıp köklü bir tedavi yapılmadıkça var olan sıkıntı devam eder.

Cumhuriyet tarihinde Alevilerin olmazsa olmaz yurttaşlık hakları istemi ilk defa Alevi örgütleri tarafından AKP iktidarın dan istendi ve AKP de ilk defa en yüksek mercilerde tartışmaya açtığını inkar etmek haksızlık olur.

Türkiye Cumhuriyeti’nde aralıksız 65 yıl iktidarı solculara kaptırtmayan muhafazakâr iktidarlar içinde AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi açık, net ve en yüksek düzeyde Alevilerin haklı isteği olan yurttaşlık hakkını ilk defa kamuoyunda sesli dile getirdi.

Ama sonuç hüsranla bitti. 

Aradan kocaman 11 yıl geldi geçti uyuyan dev tekrar uyandı...

AKP’nin Genel Başkanı, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan iki derede bir arada kalmış “yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal. “

 Cemevlerini resmi statüye kavuştursa Diyanet Roma’yı yakar!

 Cemevlerini resmi statüye kavuşturmazsa Aleviler gemileri yakar!

Yani; İşi çok zor olsa da devlet adamının birinci vazifesi, halkına barış getirmesi için problemleri çözmesi icap eder.

Aleviler, sadaka istemiyor, haklı olarak eşit yurttaşlık haklarını istemektedirler. Bunların birinci maddesi “Cemevleri İbadet yeri olarak devlet tarafından resmi kabul edilmesidir. Bu hakları verilmediği taktirde yasal yollardan tüm demokratik haklarını almaya kararlılıkla devam edecekler.

Diyanet başkanı bir demecinde Alevilerin ibadet yeri olan Cem evleri hakkında “Cemevleri bizim kırmızı çizgimizdir” diye demeç vermişti. Sanki Aleviler Diyanete bağlanmaya çok meraklıymış da?

Yani şunu demek istiyor “Sünni mezhebi varken biz Cemevleri resmi statüye kavuşmasına asla müsaade etmeyiz, dolaysıyla devasa pastayı Alevilerle paylaşmayız”.

Halbuki Aleviler hatta Aleviler gibi düşünen herkes, Diyanete ayrılan devasa bütçenin EĞİTİM, BİLİM ve SAĞLIK gibi Bakanlıklara ayrılmasını istemektedirler.

AKP iktidarı, Alevi dedelerine maaş bağlama gibi düşüncesi ise, Alevileri inançlarından uzaklaştırmak, devlet memuru statüsüne sokarak Aleviliği bitirmek ve asime etmek için adeta bir tuzak olarak algılanmaktadır.

BağlantıYüz yıllarca Alevilere uygulanan baskı ve zulümle rağmen Alevileri asime edemeyenler şimdi Alevi dedelerine maaş bağlayarak satın alacaklarını düşünenler hüsrana uğradıklarını görecekler.

Alevi dedesi asla para karşılığı inancını satmaz. Satan olursa zaten Aleviler onu adam yerine koymaz.

Ama AKP’nin Alevi’si olur mu olsa da Aleviler için yok hükmünde lanetlenmiş sayılır.

Aleviler; Diyanetin kaldırılmasını veya yeniden dizayn edilerek, hiçbir ayrım yapılmadan inanç sahiplerine adaletli bir şekilde ayrım yapmadan alınan paralar eşit bir şekilde paylaştırılmalıdır.

Şayet Diyanet sadece Sünni inanç sahiplerini temsil etmeye devam ederse diğer inanç guruplarına haksızlık devam edecek demektir ki Allah nazarında işlenmiş en büyük günahtır.

Alevi ve gayri Müslümler dahil ödenmiş olduğu vergilerle, maaş alan din adamlarına paralarını helal etmiyorlar, etmezler de.

Aleviler; haklı olduğu yurttaşlık haklarını almak istiyorlar.

Aleviler; Zorunlu din derslerini kaldırılmasını veya isteğe bağlı statüye kavuşturulmasını istemektedirler.

Aleviler; Kalu Beladan beri ibadet yeri ve mekânı olan CEMEVİNİ resmi statüye ve devlet tarafından kabulünü istiyor. (Kabul edilse de edilmese de Cemevleri Alevilerin ibadet yeridir)

Aleviler; Hacı Bektaş veli Dergâhını müze statüsünden çıkarılarak Alevi Vakıflarına teslim edilmesini. (Aleviler inançları gereği piri olan dergâhı bilet alarak ziyaret etmeleri Alevilere yapılan en büyük zulümdür. Vicdanı olan herkes Alevilere yapılan bu haksızlığı görmeli ve düşünmeleridir)

Aleviler; Diri diri yakılan Müslümanlık tarihinin yüz karası olarak bilinen, Sivas- Madımak otelinde devletin, iktidarın, milletin ve tüm dünyanın gözü önünde Ala hu Ekber naralarıyla kendilerini Müslüman sanan canavarlarca cayır cayır yakılan 33 insanın yakılar yerin adını UTANÇ MÜZESİ olarak değiştirilmesini.

Aleviler; Alevilerin yoğun olarak yaşamış oldukları köy veya mahallerine cebren veya birkaç köy muhtarı veya sözde Alevi kanaat önderlerini satın alarak cami yaptırmasından tamamen vaz geçmeli. Aleviler vardır ve Alevilik Haktır.

Aleviler; Bir zamanları FETO’nun yaptığı gibi kendi Alevilerini yaratmak için satın almış oldukları birkaç kendini bilmez çıkarcı ve sözde Alevileri kullanarak Alevi dernek ve Vakıfları açtırarak Alevileri bölmek ve parçalamakta vaz geçmeli.

Aleviler; Alevileri katleden, Aleviler hakkında katli vaciptir diye fetva veren, Alevilerin adından dahi nefret eden kişi ve kişilerin adını belirli yerlere vermek toplumu ikiye bölmek, nefreti artırmak, barışı bozmak mezhepler inançlı insanları kavgaya davet etmek olduğundan bu tür inattan vaz geçilmelidir.

Aleviler; Evrensel insan hakları kararnamesinde olduğu gibi ÖZGÜRCE İNANÇLARINI yerine getirilmesi ve demokratik hukuk devletinin ön görmüş olduğu şekliyle YURTTAŞLIK hakkının verilmesini istemektedirler.

Hz. Muhammet, Hz. Ali, Yeri Göğü Arş- ı Alayı yaratan Tanrı aşkına, Alevilerin istemiş olduğu bu insani isteklerini yerine getirmemek Allaha karşı işlenmiş ve işlenmeye devam eden en büyük günah değil de nedir?

Binali EFE