- IMKB
% - Altın
4323.735
%-0.29 - Dolar
40.1209
%0.09 - Euro
46.7901
%-0.35
- 22:36 - Nem oranı yüzde 85'e çıktı, kent görünmez oldu
- 20:15 - ALKÜ'de 15 Temmuz etkinliklerle anıldı
- 19:16 - Böcek kontrol için hastaneye kaldırıldı
- 19:06 - Başkanvekili Çiçek
- 18:49 - “Yıkılmasın, Restore Edilsin”
- 13:15 - Antalya göç almaya devam ediyor
- 13:08 - Tarihi camiye ilgi
- 13:00 - 34,6 MİLYON YOLCU 168,6 MİLYAR DOLARLIK KATKI
- 12:30 - Çandır'dan 15 Temmuz Mesajı
- 22:59 - Bayrak tabelayı kapatınca binayı bulamadılar
- 22:50 - Özel harekatçı son yolculuğuna uğurlandı
- 22:42 - İki torununu yangından kurtardı
- 22:32 - Raftingde kürekli kavga
- 16:30 - Alanya'da ceza yağdı
- 16:20 - AOSB ve ATÜ'den protokol
Yusuf Katrağ





Andımız meselesi
Danıştay 8. Dairesi’nin ilköğretim okullarında okunan öğrenci andını 2013 yılında kaldıran yönetmelik hükmünü iptal eden kararıyla birlikte bir tartışmadır sürüp gidiyor.
Öğrenci andının tekrar okutulmasını isteyen de, istemeyen de var.
İsterseniz gelin hep birlikte yıllarca bağıra bağıra okuduğumuz andımızın sözlerini şöyle bir hatırlayalım.
Türküm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.
Ey büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!
Andımızla birlikte aslında Türk kelimesi üzerinde de duruluyor.
Gelin isterseniz birde Türk kelimesinin anlamına bakalım.
“Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan halk ve bu halktan olan kimse” ile “Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan, Türkçenin değişik lehçelerini konuşan soy ve bu soydan olan kimse” şeklinde iki anlam çıkıyor karşımıza.
Hepimiz biliyoruz ki Türkiye üzerinde çeşitli bölgelerden göç ederek gelmiş ve yerleşmiş birçok soydan insan bulunuyor.
Türkiye toprakları üzerinde kader birliği yapan bu insanlar artık öylesine birbirine karışmış durumda ki, kız alıp vererek kan bağıyla da birbirlerine bağlanmışlardır.
Birçoğumuzun geçmişine baksak, farklı soydan gelen kişilerle karışmalar olduğunu rahatlıkla görürüz.
Bundan dolayıdır ki, bu ülke toprakları üzerinde kader birliği yapan insanlar olarak, Andımız içindeki Türk, Türküm kelimelerinden rahatsızlık duymak yersizdir.
Türk kelimesini ırkçılık olarak değil, “Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan halk ve bu halktan olan kimse” olarak görmeliyiz.
Bizim dış tehditlere karşı en çok birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde, ayrışmaya değil birleşmeye ihtiyacımız var.
Her birimiz farklı soylardan gelebiliriz, özümüzü elbette unutmayacağız. Şu soydanım, bu soydanım diyebiliriz ama Türkiye üzerinde kader birliği yapanlar, bu ülkenin imkanlarından yararlananlar olarak Türküm de diyebilmeliyiz.
Atatürk’ün muasır medeniyetler seviyesine çıkma hedefini de hepimiz benimsemiş durumdayız.
Bu hedefe durmadan yürüyeceğimize ant içmek de son derece yerindedir.
Biz geleceğimiz olan evlatlarımıza milli bilinci, çalışkan olmayı, küçüklerini sevmeyi, büyüklerini saymayı, hedeflerinin yükselerek ileri gitmek olduğunu öğreteceksek öğrenci andını okumalarında sakınca görmemeliyiz.
Bunu yağmurda, çamurda, soğukta, sıcakta sırtlarında çanta ile bekletmeden sınıflarında da yapabiliriz.
BAŞKANLARI KİMLER YAKAR?Gürsel Kaya
YORGUN TÜRK, YORGUN TÜRKİYEEşref Ural
BİREY OLMAK YA DA OLAMAMAKGazanfer ERYÜKSEL
Bitmeyen sorun…Ömer Yetgin
YERALTINDAN FUTBOLKahraman Köktürk
Güvensizlik Çağında EkonomiMustafa Yıldıran
Trump, Evanjelizm ve Yeni Dünya DüzeniMuharrem Yellice
Kaldırım işgalleri meselesiMustafa Yetgin
Bayram tatilleri; kamu ve özel sektör çalışanı arasındaki derin farklarİSA KAVLAK
CUMHURİYET NEDEN İSTENMEZNuri Sezen
SANAL OFİSRaziye Gök Aktaş
NAZIM’I ABARTISIZ ANMAKYALÇIN DUMAN
MUHASEBECİLERİN HAKLI İSYANIKamil Başkonak
CUMHURHİYET’İMİZİN 100 YILINI KUTLARKEN…Binali Efe
Kemer ve temizlik çalışmalarıAdem Vural
SEÇİMEyüp Koçak
Kesik Minare meselesi…Yusuf Katrağ
Tel : 0532 474 99 63 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim