Bugün 26 Nisan 2024 Cuma
  • Antalya27 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2435.681
    %0.33
  • Dolar
    32.5203
    %-0.13
  • Euro
    34.8906
    %-0.16
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
“Depremzedelerin yeniden umuda ihtiyacı var”
19 Mart 2023 Pazar 17:03

“Depremzedelerin yeniden umuda ihtiyacı var”

Depremi yaşayanlarda büyük bir umutsuzluk oluştuğuna dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Melisa Oral, yeniden umuda ve yaşama sarılmaya ihtiyaçları olduğunu söyledi.

Kahramanmaraş merkezli meydana gelen deprem bölgesinde aktif olarak çalıştığını bildiren Uzman Klinik Psikolog Melisa Oral, “Depremlerden sonra insanlarda oluşan en büyük duygu, hayal kırıklığı ve umutsuzluk. Özellikle ilk depremden sonra tekrar deprem yaşanınca çok yoğun bir umutsuzluk oluştu” diyerek bunu danışanlarında da gözlemlediğini söyledi. Oral, depremzedelerin yeniden umuda ve yaşama sarılmaya ihtiyacı olduğunu vurguladı. Bedenin yaşananları unutmadığını ve travmaların günü geldiğinde tekrar ortaya çıktığını belirten ve duyguların bastırılmadan yaşanması gerektiğinin altını çizen Oral, depremzedelerin yaslarıyla baş başa bırakılmasını istedi.

 

“BİZLER DE TRAVMATİZE OLDUK AMA ONLAR KADAR DEĞİL”

Kendisine depremi sosyal medya veya televizyonlardan takip edenlerin de etkilenerek travmatize olduklarına yönelik sorular geldiğini belirten Oral, “İzlemekle kronik strese dönüşmez. Hepimiz bir akut stres yaşadık ama yavaş yavaş aşina olmaya ve uyum sağlamaya başladık. Oradaki insanlar, depremi yaşadıkları için onlarda kronik strese dönüşmeye başladı. Travma sonrası stres bozukluğu yaşamamaları anormal olurdu. İlk deprem anında hepimizde 20 birimlik stres vardı. Bu bizde 5’lere düşerken, oradakilerde halen 18-19’larda. Çünkü, onlar bunu kolay şekilde atlatamayacak. Bizler de travmatize olduk ama onlar kadar değil” diye konuştu.  

 

“TRAVMALAR BEDENİMİZE YAPIŞIR VE GÜN GELDİĞİNDE TEKRAR ORTAYA ÇIKAR”

1999 Marmara depremini yaşayanların deprem bölgesinde olmasalar da yeniden yaşamış gibi travmatize olduklarını gözlemlediğini bildiren Oral, “Daha önce deprem yaşayanlar tekrar yaşamış gibi oldular. Çünkü, beden unutmaz. Yaşanmış olan travmalar bedenimize yapışır ve gün geldiğinde tekrar ortaya çıkar” ifadelerini kullandı.

 

“DEPREM, BEDENİMİZİ, ZİHNİMİZİ VE İNANÇLARIMIZI SALLADI”

Hayattaki en güvenli alanın evler olduğuna dikkat çekerek, “Deprem hem bizim bedenimizi, hem zihnimizi hem de inançlarımızı salladı” diyen Oral, “O yüzden güvenemiyoruz. En güvenli alanımız dediğimiz evimiz bile sallandıysa ben nerede güvenli hissedebilirim? Hepimizin yaşadığı kaygı ve korku bundan. Antalya’da deprem olursa ben ne yaparım? Siz depremde ne yapacağınıza karar verdiyseniz kaygınız bir nebze olsun düşer” diye konuştu.

 

“DUYGULARIMIZ BASTIRILMAYA GELMEZ”

Bütün depremler baz alındığında asıl sıkıntıyı oradaki yardım görevlilerinin, çocukları karşısında dik durmak zorunda kalan anne-babaların yaşayacağını belirten Oral, “Çünkü, o insanlar yaşayamadılar duygularını. Kendilerini yere atamadılar, bas bas bağıramadılar. Orada duygularını yaşayanlar çok fazla sıkıntı yaşamayacaklar. Çünkü, duygularımız bastırılmaya gelmez. Ruhumuz bunu sevmez. Duyguları olabildiğince bastırmamamız gerekiyor” açıklamasında bulundu.

 

“DUYGULARI BASTIRMAK YERİNE YAŞAMAK GEREKİYOR”

Duyguları bastırmak yerine yaşamak gerektiğini vurgulayan Oral, şunları dile getirdi:

“Depremi konuşabilirsiniz. Duygular yaşanarak, insanlar bu şekilde rahatlar. Depremi yaşayanlarla dertleşebilirsiniz. Çünkü, bu duygular ancak bu şekilde aşılır. Duygularımızı yaşamadan hayata devam edemeyiz. Kaygı yaşanan durumlarda anda kalınmalı. Kaygı yaşadığımızda ya geçmişte ya da gelecekteyiz. Aslında anda kalabilsek her şey çok daha güzel olacak. Herkes Antalya’da, İstanbul’da deprem olur mu? Deprem olursa ne olur? Deprem olursa kaç bina yıkılır? Benim binam depreme dayanıklı mı? diye soruyor. Binamıza baktırmış, gerekli önlemleri de almışsak şimdiki zamanda kalabiliriz.”

 

“YAPMAMIZ GEREKEN ONLARI YASLARIYLA BAŞBAŞA BIRAKMAK”

Deprem yaşayanların şok etkisinde olduğunu kaydederek depremzede olarak nitelendirilmek istemediklerini ifade eden Oral, “Aslında burada biraz yapmamız gereken onları yaslarıyla baş başa bırakmak. Bu insanlar depremin şoke etkisindeler. ‘Hala sallanıyor gibiyim, geceleri uyuyamıyorum, kabuslar görüyorum’ diyenler var. O insanlar yaslarını yaşayamıyor. Bizlerin burada yapmamız gereken o insanları biraz yalnız bırakmak. Eğer ki onların psikolojilerine bir nebze katkıda bulunmak istiyorsak onları yaslarıyla yalnız bırakmamız gerekiyor. Yas dediğimde sadece kişi, şahıs kaybı anlaşılıyor. Evini, arabasını, parasını, işini kaybetmek de yastır. Ben bir psikolog olarak bir kişi kalemini dahi kaybetse onun yasını tuttururum. Çünkü, ileride bir şekilde bunun yası ortaya çıkacak. Depresyon, opsesyon, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) olarak ortaya çıkabilir. Beden bunu unutmaz, bir şekilde çıkar. O nedenle bizler ülke olarak bunun yasını tutmak zorundayız” şeklinde konuştu. HABER: YUSUF KATRAĞ

Bu haber toplam 954 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim