- IMKB
% - Altın
4327.507
%-0.21 - Dolar
40.121
%0.09 - Euro
46.8286
%-0.29
- 19:16 - Böcek kontrol için hastaneye kaldırıldı
- 19:06 - Başkanvekili Çiçek
- 18:49 - “Yıkılmasın, Restore Edilsin”
- 13:15 - Antalya göç almaya devam ediyor
- 13:08 - Tarihi camiye ilgi
- 13:00 - 34,6 MİLYON YOLCU 168,6 MİLYAR DOLARLIK KATKI
- 12:30 - Çandır'dan 15 Temmuz Mesajı
- 22:59 - Bayrak tabelayı kapatınca binayı bulamadılar
- 22:50 - Özel harekatçı son yolculuğuna uğurlandı
- 22:42 - İki torununu yangından kurtardı
- 22:32 - Raftingde kürekli kavga
- 16:30 - Alanya'da ceza yağdı
- 16:20 - AOSB ve ATÜ'den protokol
- 14:59 - Toplu ulaşım ücretsiz
- 14:23 - Yaylalarda Futbol Turnuvası
Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK





Sivil toplum kuruluşları
Sivil toplum kuruluşlarının önerileri, uyarıları, yönlendirmeleri ve farkındalık oluşturma noktasındaki açıklamalarına artık ‘’öncelik’’ verilmesi kaçınılmaz bir gerçek.
Konusunda uzman kuruluşların çağrılarına, önerilerine ve uyarılarına uyulması gerektiği ile ilgili çok daha ‘’duyarlı’’ olmamız gerektiği ortada.
Köşe yazılarımda STK’ların önemine sık sık vurgu yapıyorum.
Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Makine Mühendisleri Odası, Ziraat Odası gibi kurum ve kuruluşlar başta olmak üzere birçok kurum ve kuruluşlar ile çevreci kuruluşların ortak paydada buluştuğu temel konu daha yaşanabilir, daha risksiz bir yaşam modeli etrafında bilimsel verilerin esas alındığı bir metot…
Bu noktadan hareketle doğal afetlerde yaşadığımız acıların ve kötü tecrübelerin son bulması noktasında koordinasyona ve işbirliğine ihtiyaç var.
Öte yandan kent estetiğinin korunmasına yönelik, kentsel dönüşüm planlaması, ulaşım ve tarım alanlarının korunmasına yönelik tüm çalışmalar bu şehirde yaşayan herkesin olmazsa olmazları olmalı…
Antalya’nın “hassasiyetleri” üzerine konuşurken, imar, planlama ve ulaşım gibi kritik konularda görüş ve önerilerinin alınması kaçınılmaz.
Her zaman dile getirdiğim üzere STK’ları; önyargılı ve yatırımı engellemekle suçlayarak hiçbir yere varamayız.
Çünkü; Sivil toplum kuruluşları; demokrasimizin olmazsa olmazları… Geçmişte ve bugünde eleştiri oklarının çevrildiği STK’ları dar bir çerçevede değerlendirmemek gerek…
Aynı şekilde ATSO, AESOB, ATB, DTO gibi meslek kuruluşlarının gündeme dair tespit ve analizlerine sırtımızı dönersek; gerçeklerle yüzleşemeyiz.
En azından bu önemli fırsatı tepmiş oluruz.
Bu da hiç doğru olmaz!
Burada önemli olan Antalya’nın hassasiyetleri, sağlıklı bir kent planlaması, tüm sektörlerin kalkınırken çevreci projelerle desteklenmesi, uzlaşma kültürünün yerleşmesi ve tarım alanlarının korunması olmalı.
Yani; kaş yapayım derken göz çıkarmamalıyız.
Doğru yatırımların da sonuna dek desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Kayıp zamanlar diliminde Antalya’nın tahammülü kalmadı.
Bu da bir gerçek…
Alt yapıdan çok üst yapıya ağırlık veren bir şehirleşme modeli olamaz.
Olaya Antalya penceresinden bakacak olursak; doğal dokunun korunmasından tutun da, kent için hayati önem taşıyan çarpık yapılaşma konusunda STK’ların görüş ve önerilerinin mutlak surette dikkate alınması gerekiyor.
Kentsel Dönüşüm başta olmak üzere falezlerdeki tehlikeli yapılaşma gerçeğiyle acilen yüzleşmeliyiz…
Geçmişte bu duyarlılık yeterince gösterilmediği için bugün işin içinden çıkılmaz sorunlarla karşı karşıyayız.
Aynı şekilde; Kent Konseylerinde görev yapan kişilerin görüşlerini ifade ederken; çekincelerini, kent adına hassasiyetlerini, beklentilerini ilmi ve teknik bilgiler ışığında dile getirmesi, bu çekinceleri bir rapor halinde ilgili kurumlara sunması kadar doğal ne olabilir?
Meslek örgütlerinin yapılanmasında, işlevinde, görev taksiminde gösterdikleri kurumsal işleyişin olumlu yansımalarını kent yönetiminde söz sahibi olan “ilgililerin” dikkate alması son derece önemli bir ayrıntı.
Olaya ve olaylara sığ bir düşünceyle odaklanıp, sivil toplum kuruluşlarının dikkat ve önerilerine; siyaseten önyargılarla bakmak; gerçekten yıllarca çok ağır tahribatlar yaşattı bu kente.
Bakınız; imar planı uygulamalarında, plan tadilatlarında mevcut konuların tartışılması kadar doğal bir süreç ne olabilir? Aksine; tartışılmadan, eleştirilmeden ve zaman zaman fikir ayrılığına düşülmeksizin alelacele meclislerde geçirilen kararların ağır sendromlarını yaşıyoruz…
Tüm bu değerlendirmelerin ışığında sivil toplum kuruluşlarının görüş, öneri ve en önemlisi ‘’uyarılarını’’ dikkate alarak ortaya konan projelerin daha uygulanabilir ve kalıcı olacağını düşünüyorum.
BAŞKANLARI KİMLER YAKAR?Gürsel Kaya
YORGUN TÜRK, YORGUN TÜRKİYEEşref Ural
BİREY OLMAK YA DA OLAMAMAKGazanfer ERYÜKSEL
Bitmeyen sorun…Ömer Yetgin
YERALTINDAN FUTBOLKahraman Köktürk
Güvensizlik Çağında EkonomiMustafa Yıldıran
Trump, Evanjelizm ve Yeni Dünya DüzeniMuharrem Yellice
Kaldırım işgalleri meselesiMustafa Yetgin
Bayram tatilleri; kamu ve özel sektör çalışanı arasındaki derin farklarİSA KAVLAK
CUMHURİYET NEDEN İSTENMEZNuri Sezen
SANAL OFİSRaziye Gök Aktaş
NAZIM’I ABARTISIZ ANMAKYALÇIN DUMAN
MUHASEBECİLERİN HAKLI İSYANIKamil Başkonak
CUMHURHİYET’İMİZİN 100 YILINI KUTLARKEN…Binali Efe
Kemer ve temizlik çalışmalarıAdem Vural
SEÇİMEyüp Koçak
Kesik Minare meselesi…Yusuf Katrağ
Tel : 0532 474 99 63 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim