Bugün 17 Kasım 2025 Pazartesi
  • Antalya18 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    5554.624
    %-0.08
  • Dolar
    42.3333
    %0.04
  • Euro
    49.1403
    %-0.18

ŞÜKRAN KAYA / KONUK YAZAR

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
ŞÜKRAN KAYA / KONUK YAZAR

DEDEMİN BİR ÇİFT AYAKKABISI

17 Kasım 2025 Pazartesi 10:27

 

Eskiden hayat çok zordu… ya da çok kolaydı… ya da biz hangisini duymak istiyorsak o. Çünkü önceki nesil, sanki hayatı yönetirken gizli bir tasarruf bakanlığına bağlıymış gibi yaşardı. Bir çift ayakkabı alır, onu da ömür törpüsü gibi yıllarca giyerdi. Ayakkabı eskirse ayakkabıcıya giderdi; bugünün gençleri ise ayakkabılar eskiyince… fotoğrafını Instagram’a koyup “yine alışveriş zamanı” diye story atıyor.

Dedelerimiz maaşlarını üç bölüme ayırırdı: ev, çocuk, kenara bir kuruş. Bugünün gençleri maaşlarını üç bölüme ayırıyor: kafe, kafe, kafe.

Eskiler özel günlerde restorana giderdi. Bayram olur, yıldönümü olur, torun mezun olur… İşte o zaman bir masa kurulur, bütün aile heyecanlanırdı. Şimdi özel gün diye bir şey yok, çünkü gençler için her gün “özel bir şey söyleyeyim mi?” günü. Kahvecide latte içmek bile bir seremoni, restoran zaten evin devamı: Ocak yok ama restoran var, tencere yok ama paket servis var.

Tatile gelince… Önceki nesil üç yılda bir tatile çıkardı. O tatil de “Çamyuva’ya mı gitsek, Kemer’de mi kalsak?” tartışmasıyla başlar, sonra bir haftalık tatilde elli kez “acaba çok para mı harcadık?” sorusuyla devam ederdi. Bugünün gençleri ise henüz kredi kartının son ekstremine bile göz atmadan “Roma’ya mı uçsak, yoksa Bali çok mu turist dolu?” diye plan yapıyor. Kural belli: Para yoksa da varmış gibi davran, ruhun zengin olsun.

Marka meselesi ise ayrı bir komedi. Önceki nesil markayı sadece mandalina kasasının üzerinde bilirdi. “İyi olsun da marka olmasın” derlerdi. Çünkü önemli olan işlevdi. Bugün genç birinin cebindeki cüzdan, içindeki paradan daha değerli olabiliyor. Çünkü markalı. Cüzdan boş olabilir ama şık duruyor, önemli olan da bu!

Elbette gençler haksız değil… Ekonomik şartlar, yaşam tarzı, iş hayatının ritmi derken yatırım yapmak bir hayalin “kanıtlanmamış efsanesi” gibi. Onlar da mevcut anda mutlu olmaya çalışıyor. Bir nevi “Bugün varım, yarını bankalar düşünsün” felsefesi.

Ama kabul edelim: İki kuşağın da kendince haklı olduğu yerler var.

Önceki nesil geleceği garanti altına almayı bildi; bugün çocukları, gençleri, torunları o yatırımların meyvesini yiyor.

Bugünün gençleri ise hayatı yaşamayı biliyor; çünkü geleceğin ne getireceği zaten meçhul, dolayısıyla “bugünü güzel geçirmek” en makul yatırım olarak görülüyor.

Sonuç mu?

Dedemizin bir çift ayakkabısı vardı ama geleceği sağlamdı. Bugünün genci 12 çift spor ayakkabıya sahip ama geleceği belirsiz.

Yine de her kuşak kendi zamanının çocuğu…

Kim bilir, belki 30 yıl sonra bugünün gençleri de çocuklarına şöyle diyecek:

“Biz zamanında o kadar tutumluyduk ki, sadece 30 ülkede tatil yapardık. Sizinki gibi değil, her ay yurt dışı gezisi mi olurmuş?!”

İroni bu ya… Şimdiden yazıyorum: Onlar da gülüp geçecek.

Bu yazı toplam 178 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 474 99 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim