- IMKB
% - Altın
4326.335
%-0.23 - Dolar
40.1203
%0.10 - Euro
46.8089
%-0.33
- 20:15 - ALKÜ'de 15 Temmuz etkinliklerle anıldı
- 19:16 - Böcek kontrol için hastaneye kaldırıldı
- 19:06 - Başkanvekili Çiçek
- 18:49 - “Yıkılmasın, Restore Edilsin”
- 13:15 - Antalya göç almaya devam ediyor
- 13:08 - Tarihi camiye ilgi
- 13:00 - 34,6 MİLYON YOLCU 168,6 MİLYAR DOLARLIK KATKI
- 12:30 - Çandır'dan 15 Temmuz Mesajı
- 22:59 - Bayrak tabelayı kapatınca binayı bulamadılar
- 22:50 - Özel harekatçı son yolculuğuna uğurlandı
- 22:42 - İki torununu yangından kurtardı
- 22:32 - Raftingde kürekli kavga
- 16:30 - Alanya'da ceza yağdı
- 16:20 - AOSB ve ATÜ'den protokol
- 14:59 - Toplu ulaşım ücretsiz
Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK





Deprem ve ‘’fırsatçılık’’
Merkez üstü Kahramanmaraş olan ve 10 şehirde olumsuz etkisi görülen 7.7 şiddetindeki son deprem bir kez daha gösterdi ki doğal afetlerle ciddi anlamda yüzleşmeliyiz.
Çok ciddi kayıplarımız var ve yüreğimiz yanıyor...
Enkaz altında kalan ve kurtarılmayı bekleyen vatandaşlarımızın kurtarılması ile ilgili adeta zamanla yarışıyoruz.
Çetin kış şartları nedeniyle yardım malzemelerinin ulaştırılması noktasında sıkıntılar yaşanıyor.
Arama ve kurtarma çalışmalarının çok daha etkin yapılabilmesi ve ulaştırılması noktasında da koordinasyon odaklı hareket etmenin kaçınılmaz bir gerçek olduğu ortada.
Deprem kuşağında yer alan bir ülkeyiz… Bir doğal afet olarak tanımlanan depremin esas yıkımı ise bu doğal afete hazırlıksız yakalanmak.
Deprem bilincinin oluşturulması noktasında yeterli bir çalışma içerisinde olduğumuz söylenemez.
Tarihimizde büyük acılar ve kayıplar yaşadığımız depremler var.
Ülkemizin yüzölçümünün yüzde 92’si, nüfusunun yüzde 95’i, büyük sanayi merkezlerinin de yüzde 98’i ne yazık ki deprem kuşağında bulunuyor. Depremler, meydana getirdiği hasar ve can kaybı açısından ise Türkiye’de yaşanan afetler içerisinde birinci sırada yer alıyor. Olası bir deprem anında can ve mal güvenliğini sağlamak için binaların depreme karşı güvenli durumda bulunması hayati önem taşıyor.
Depremin ihmale gelmeyeceği, çok önemli bir doğa olayı olduğunu, önlemler alınmazsa, hazırlıklar yapılmazsa çok daha trajik sonuçların yaşanabileceği ortada…
Tarihimizde büyük acılar ve kayıplar yaşadığımız depremler var.
Ülke olarak hepimizi derinden “sarsan” ve yıllarca olumsuz etkisinden kurtulamadığımız 17 Ağustos depreminin üzerinden geçen zaman trajediyi unutmamamız gerçeğini gözümüzün önüne seriyor.
Maalesef son yaşadığımız Kahramanmaraş depremi tarihimizdeki en önemli ve yıkıcı deprem olarak kayıtlara geçti.
Deprem gerçeği; zaman zaman acı tecrübeler ve anılarla her zaman belleğimizde yaşattığımız trajik bir olay…
Her ne kadar bu acılar; her yeni depremde bir kez daha içimizi yakarken, en çok ihtiyacımız olan bu zor günlerde kenetlenme duygumuzu üst düzeyde tutmalıyız.
Öte yandan Antalya; ikinci derece deprem kuşağında olan bir şehir…
Konumu ve planlaması itibariyle deniz kenarında konuşlanan bu şehirde özellikle 17 Ağustos 1999 Marmara depreminden önce yapılmış binlerce bina var…
Deniz kenarında çok katlı gökdelenlerin olduğu, ekonomik ömrünü tamamlamış, eski, deforme olmuş binlerce binanın olduğu Antalya’da, “deprem” gerçeğinin bir an önce çok somut biçimde irdelenmesi gerekiyor.
Depreme dayanıklı, estetikle yoğunlaşan, çevre düzenlemesi yapılmış, kapalı otoparkları ve sosyal donatı alanları ile çevrelenen binaların Antalya’ya kazandırılması noktasında somut adımların bir an önce yapılması gerekiyor.
Bir de falezlerdeki çok ciddi tehlike var.
Falezlerdeki tehlikeli yapılaşmaya artık dur denmeli…
Falezlerdeki bu ciddi tehlike neden ‘’görmezden’’ geliniyor?
Çarpık yapılaşma yaklaşımından hızla uzaklaşmalıyız.
Gelelim doğal afetler sonrası ortaya çıkan fırsatçılara…
Yardımların tek elden dağıtımı ve koordinasyonu artık büyük bir zorunluluk hale geldi.
Afet bölgelerine yardım topluyoruz diyerek toplanan yardımların satıldığı ile ilgili şikayetler ve serzenişler var.
Yardım yapmak isteyen ve bu anlamda birbiriyle yarışarak güzel bir yardımseverlik örneği gösteren duyarlı vatandaşlarımızın bu yaklaşımlarını gördükçe büyük mutluluk duyuyorum.
Bir de bu ortamları fırsata dönüştüren ve dönüştürmek isteyen vicdansızlar var.
Vatandaşlarımızın yardımlaşma duygusunu suiistimal edenlerle ilgili bir ihbar hattı oluşturulmalı.
Böylesi doğal afetlerde fırsatçılık yapan gözü dönmüş kişilerle ilgili çok ciddi çalışmalar yapılmalı…Bir adet battaniyeyi çok fahiş fiyatlarla satan kişilere göz açtırılmamalı…
BAŞKANLARI KİMLER YAKAR?Gürsel Kaya
YORGUN TÜRK, YORGUN TÜRKİYEEşref Ural
BİREY OLMAK YA DA OLAMAMAKGazanfer ERYÜKSEL
Bitmeyen sorun…Ömer Yetgin
YERALTINDAN FUTBOLKahraman Köktürk
Güvensizlik Çağında EkonomiMustafa Yıldıran
Trump, Evanjelizm ve Yeni Dünya DüzeniMuharrem Yellice
Kaldırım işgalleri meselesiMustafa Yetgin
Bayram tatilleri; kamu ve özel sektör çalışanı arasındaki derin farklarİSA KAVLAK
CUMHURİYET NEDEN İSTENMEZNuri Sezen
SANAL OFİSRaziye Gök Aktaş
NAZIM’I ABARTISIZ ANMAKYALÇIN DUMAN
MUHASEBECİLERİN HAKLI İSYANIKamil Başkonak
CUMHURHİYET’İMİZİN 100 YILINI KUTLARKEN…Binali Efe
Kemer ve temizlik çalışmalarıAdem Vural
SEÇİMEyüp Koçak
Kesik Minare meselesi…Yusuf Katrağ
Tel : 0532 474 99 63 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim