Bugün 13 Kasım 2025 Perşembe
  • Antalya17 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    5718.909
    %0.43
  • Dolar
    42.2475
    %0.05
  • Euro
    49.301
    %0.66

DİLEK DEMİRKAN / KONUK YAZAR

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
DİLEK DEMİRKAN / KONUK YAZAR

EMEKLİLİĞİN MUCİZESİ: AZ YE, UZUN YAŞA

13 Kasım 2025 Perşembe 17:53

​​Sevgili okurlar, yıllardır kulaktan kulağa yayılan o meşhur sır nihayet resmi ağızdan tescillendi: Emekli maaşları neden bu kadar düşük? Çünkü emekliler, bu sisteme inat çok yaşıyor! Hatta o kadar çok yaşıyor ki, bazı yetkililerimiz artık bunu bir ekonomik yük olarak görüyor.
Ama durun! Bu uzun yaşamın sırrı, sandığınız gibi lüks bir tatil, konforlu bir yaşam, bol proteinli bir diyet sonucu değil. Aksine, düşük maaşın onlara dayattığı, adeta bir "Devlet Teşvikli Sağlıklı Yaşam Kampı" nın sonucu bu!

Sağlıklı Yaşamın Anahtarı:
 

​Emeklilerin ölümsüzlük iksirini merak edenlere sesleniyorum: İksir, cüzdanlarındaki sıfırlarda saklı. Bu maaşlar, emeklileri istemeden de olsa birer sağlık gururu haline getirdi.

​Daha Az Tüketim, Daha Çok Oruç:

Açlık sınırının altındaki maaşlarıyla ayın 15'ini bile görememe sanatı, emeklileri gönüllü aralıklı oruç uzmanı yaptı. Ay sonunda sofradaki tek protein kaynağı endişe oluyor. Bu sayede fazla yemenin tüm zararlarından korunuyor, obeziteye meydan okuyorlar! Bazen komşunun penceresinden gelen yemek kokusuyla doydukları bile oluyor. Ne kadar da doğal, ne kadar da sağlıklı bir diyet!

Steril Hayat:

Dışarıda bir kafede, bir sinemada, tiyatroda ve restoranda emekli olarak para harcayamıyorlar. Bu ne anlama geliyor? Daha az insan teması! Toplu taşıma yok, AVM kalabalığı yok. Evleri her zaman steril. Dışarıdaki mikrop ve virüslerden uzak, pırıl pırıl bir yaşam sürüyorlar. Hastaneye gitmeye gerek yok ki zaten, bu maaşla hastane masrafı mı ödenir? Böylece sağlık sistemi üzerindeki yükleri de azalıyor, ne büyük fedakarlık, değil mi?

Aile ve Kalp Bütünlüğünün Gizli Sigortası: Düşük Maaş!

​Şimdi gelelim bu düşük maaşın getirdiği o büyük, o şok edici sosyal faydaya! Hani o meşhur halk sözü var ya: “Parayı bulan önce eşini, sonra arabasını değiştirir.”
​Bu, aile kurumu için ne büyük bir tehlike! Yüksek maaşın getirdiği "değişim arzusu" aileleri dinamitliyor, bireyin kalp sağlığını tehdit eden stresli lüks kararlara itiyor.​ İşte burada, düşük emekli maaşları, ulusal bir kalkan gibi devreye giriyor!
 

Evlilik Kurumunu Koruma Kalkanı: Maaşları, yeni bir araba almayı bırakın, eskisine benzin almayı bile zorlaştırdığı için, eş değiştirme gibi "lüks" ve "sorunlu" bir fikir akıllarını ucundan bile geçmiyor. Yeni bir hayat kuracak bütçeleri olmadığı için birbirlerine sımsıkı sarılıyorlar. Eşleri, "zenginlik stresinden" ve "bırakılma korkusundan" koruyan paha biçilmez bir sosyal sigorta poliçesi görevi görüyor.
 

​Kalp Dostu; Yeni araba stresi, kredi derdi, pahalı hobiler... Bunların hepsi kalbe zarar! Tek bir finansal kaygıları var: Ay sonu!
Bu tekil, minimalist kaygı, beyni de kalbi de fazla yormuyor. " Böylece kalp ritmi, maaş bordrosu gibi sabit ve düşük ayarda kalıyor.
 

Bütçe Dostu Ölümsüzlük
 

​Evet, sevgili yetkililerimiz; Anlıyoruz! Sizler aslında biz emeklilere kötülük değil, iyilik yapıyorsunuz! Bize, paranın getirdiği tüm kötü alışkanlıklardan, kalp krizlerine, çeşitli hastalıklara ve yuva yıkımlarına kadar koruyan birer "Emekli ve Aile Koruma Paketi" sundunuz. Geçen sene "Emekli Yılı" ve bu sene de "Aile Yılı" ilan ettiniz. Ne kadar doğru bir yaklaşımmış meğer... Anlamakta geç kaldığımız için özür dileriz.

Polyanna'nın hikayesini hatırlar mısınız?

Hani şu annesiyle babasını kaybedip huysuz teyzesinin yanına taşınan küçük kız. Yaşadığı her olumsuzlukta bile "Mutluluk Oyunu" oynayarak bardağın dolu tarafını gören o kız çocuğu. İşte emeklilerin hayatı da tam olarak bu: Düşük Maaşla, huysuz hayat şartlarının ortasında, mecburen şükretme oyunu oynamak zorunda!
Pollyanna'nın "Mutluluk Oyunu" sayesinde, hayatın tüm olumsuz yanlarına karşı ayakta kalmak. Yaşam kalitesinin dibe vurduğu yerde, manevi zenginliği zirveye taşımak! Hamdolsun, Cennet şükreden fakirlerin ayağının altında...

​"Maaşımız Düşük mü? Şükürler olsun ki, pahalı ve zararlı gıdalar tüketmiyor sağlığımızı bozmuyoruz!"
"​Gezecek Para Yok mu? Şükürler olsun ki, evde oturup dışarıdan hastalık kapmıyoruz, ailemizle evde mutlu mesut yaşıyoruz."
​" Torunlara Harçlık Verilemiyor mu? Şükürler olsun ki, onlara erken yaşta "kanaatkârlık" ve "hayatta kalma" dersi veriyoruz!"
"Maaşım az ama şükürler olsun ki sağlığımız yerinde" diye uzayıp giden mutluluk oyunu; güldürürken düşündüren, sitem ederken boyun eğdiren, acı bir emeklilik felsefesidir.

Emekliyim Ama Hala Çalışıyorum. " İşleyen Demir Pas Tutmaz!"

Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde, usta oyuncu Bilge Şen'in geceye damga vuran konuşmasını da yazımı tamamladığını düşünerek ilave etmek istiyorum;
“Devlet bana o kadar az maaş veriyor ki, yoksulluk sınırının altındayım. 81 yaşında hala çalışıyorum. Ama çalışmam lazım. Zaten çalıştığım için 30 yaşında gibiyim. Yoksa öleceğim. Hep çalışıyorum, çalışıyorum, çalışıyorum. Herkese yaşlılık psikolojisine girmeden çalışmasını tavsiye ediyorum. Beynimin sol tarafı da çalışmaya başladı, çok mutluyum. Her şeyi hatırlıyorum.“

Sayın yetkililer; eğer emekliler, maaşları biraz artarsa, birden lüks restoranlarda yemeye, gezip tozmaya başlayıp, yoldan çıkıp; kalp, tansiyon, şeker derken, hastalanabilir, hayatlarını kaybedebilirler. Aman dikkat! Sistemi bozmayalım!
 

Emekliler olarak, ölsek yaranamayacağız, yaşasak zaten yaranamıyoruz. Hiç değilse sisteme yük olmaya devam edelim.

 

Not: Yazdıklarımı ciddiye almayın, ayarlarınızla oynamayın. Sadece İRONİYDİ...

 
 
Bu yazı toplam 158 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 474 99 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim