Bugün 08 Mayıs 2024 Çarşamba
  • Antalya13 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2400.893
    %-0.46
  • Dolar
    32.2647
    %-0.16
  • Euro
    34.6857
    %-0.36

Gürsel Kaya

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Gürsel Kaya

EY SEÇİM SEN NELERE KÂDİRSİN!

20 Mart 2024 Çarşamba 07:30

Şu seçim süreçlerinde güldüğüm kadar hiçbir zaman gülmüyorum.

Elbette bu gülüş, acı bir gülüş.

Ülkemiz genelinde başkan adaylarının düştükleri durum ne kadar komik ve ne kadar acı.

Oy devşirmek ve seçilebilmek için türlü türlü kılıklara girip türlü türlü taklalar atıyorlar.

Hayatlarında caminin yakınından geçmeyenlerin namaz kılma pozları, hayatlarında bir meyhane köşesine uğramayanların birahanede gençlerle sohbet görüntüleri, düğün dernek gezmeleri, göbek atmalar, halay çekmeler, horon tepmeler, türkü söylemeler, eline saz alıp poz vermeler, kemençe öttürmeler; el etek öpmeler, mezarlığa elinde kürekle toprak atarken klark çekmeler..

Yetmedi, gittiği mevlidlerde mikrofonu eline alıp Yâsin-i Şerif okumalar, hatim indirmeler..

Her gittiği hemşehri derneğinden fahri hemşehrilik beratı beklemeler..

Biz aslen oradan gelmişiz, anne tarafından Tokatlıyız nağmeleri..

Daha neler neler..

Bu arada kimliğinden ve kişiliğinden ödün vermeyip elif gibi dimdik duranlara sözümüz yok. Onları tenzih ederiz..

Bitmedi..

Hayatlarında mutfağa girmeyip güya öğrenci evlerinde omlet yapıp iftar açanlar, sahur yapanlar.

En iyi menemeni ben yaparım diye böbürlenenler, yarışanlar..

Her gördüğüne abem benim, canımsın deyip sarılanlar.

Sarılıp sarılıp bir daha öpenler.

Allah bilir karısına ya da sevgilisine öyle sarılmamıştır.

Sarılmak ne kelime; adam karşıdakinin üzerine öyle bir abanıyor ki, günün bütün yorgunluğunu vatandaşın üzerinde geçiriyor.

Aslında asıl abanacağı günlerin ileride olduğunu hesap edersek, bunlar şimdilik bir şey değil.

Sarılmak deyince aklıma yıllar önce Turgut Özal döneminin Milli Eğitim Bakanları’ndan rahmetli Hasan Celal Güzel geldi.

Uğur böceği amblemi taşıyan bir parti kurmuştu. Ve parti genel başkanı olarak gittiği her yerde her önüne gelene önce kuvvetli bir el ense çekiyor, sonra bir güzel öpüyordu. Ama ne öpüş; neredeyse dudaklarının izi yanaklarınızda çıkıyordu.

Bir gün Konya’da eşimle alışveriş yaparken karşımıza çıkıvermez mi rahmetli.

Nasıl bir vücut salvosuyla kurtulduk öpülmekten, bu gün bile hem hayret hem de şükrederim.

Eşim şaşırmıştı ne olduğunu ve ona günlerce anlatmak zorunda kalmıştım nasıl bir tehlike atlattığımızı…

Bu güne dönecek olursak.

Peki ya her gördüğüne ulûfe  dağıtır gibi makam mevki dağıtanlar.

Yok seni şuraya getireceğim, seni şöyle yapacağım; yok böyle yapacağım..

Para dağıtanlar, birilerinin borçlarını kapatanlar; ev araba vaad edenler..

Neler neler! Nerden veriyorlar, kimden dağıtıyorlar? Yeter ki seçilsinler; yeter ki o koltuğa otursunlar.

Sonra mı?

Sonrası belli canım, Hele bir seçilsin; evelallah seni yolda görse tanımaz.

Allah korusun bir sorunun mu var; ara ki bulasın.

Aylarca telefonuna, mesajlarına dönülmez. Belediye kapılarında bekler durursun, hazretin gül yüzünü göreceğim diye.

Hacı gözler gibi gözler durur, sayısını bilmediğin ve aç karnına içtiğin çaylarla karnını doyurursun..

Ne hikmetse vatandaşımız da bu zübük siyasetini seviyor sanki.

Öpmeyeni adamdan, pardon adaydan saymıyor.

Böyle tiplere oy vermek, böyle tipleri görmek istiyor.

Ya değilse, durduk yere niye göbek atsın bu adamlar.

Ya da sarılıp sarılıp yalasın.

Toplumsal düzeyi gelişmiş ülkelerde bu tür manzaralarla karşılaşmak mümkün mü?

Ne mümkün!

Yıllar önce bir vali bir parti tarafından belediye başkanı adayı gösterilmişti.

Adamcağızı program gereği dağa bayıra götürüp sünnet düğünlerinde kirve yapıyorlardı.

Adam bir süre sonra nedir bu kepazelik ya deyip Türkiye siyasetinden ve bu seçim atmosferinden tiksindiğini itiraf etmişti bana.

Siyasete girdiğine gireceğine pişman olmuştu. Ama ne çare bulaşmıştı bir kere bu zübük siyasetine…

Her neyse siyaset arenasında gördüğümüz samimiyetsizliklere umarım bir gün son veririz de ülke siyasetine bir kimlik kazandırırız.

Ya da klâsik bir doğu toplumu olarak bu tür şarlatanlıklara devam ederiz. 

Peki bu zübük siyaseti yalnızca siyaset arenasında mı var.

Elbette hayır.

Sivil toplum kuruluşlarının başındaki zat-ı muhteremlerin birçoğu da böyle.

Yine elif gibi dik duranları tenzih ederiz.

Siyasetin dizayn ettiği cemiyet, dernek, federasyon, konfederasyon, vakıf, oda, birlik kooperatif vs adına ne derseniz deyin; bu sivil kuruluşların başındaki kişi ve kişiler, özellikle seçim sürecinde olmadık şarlatanlıklarla oy devşirmeye çalışır.

Hele bir seçilsin, hele bir otursun o koltuğa.

Seçildikten sonra da yerinden kaldırabilene aşkolsun.

Ömür boyu başkandır; eğer siyasete atlama becerisini gösteremezse, ömür boyu kurtulamazsınız ondan..

O koltuktan emekli bile olmaz, o koltukta ölür.

Bu güzel ülkenin kaderi bu olmasa gerek.

Haydi güzel oynamalar ya da oynatmalar… Vesselâm…

Bu yazı toplam 345 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim