Bugün 04 Eylül 2025 Perşembe
  • Antalya23 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    4695.018
    %-0.38
  • Dolar
    41.1607
    %-0.02
  • Euro
    48.0708
    %-0.00

MUHARREM YELLİCE / KONUK YAZAR

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
MUHARREM YELLİCE / KONUK YAZAR

KÖY ENSTİTÜLERİ TARTIŞMASI: KAPATILMA SÜRECİ

04 Eylül 2025 Perşembe 19:01

 Türkiye’nin 1940’ta 3803 sayılı kanunla kurduğu Köy Enstitüleri, kısa zamanda kırsal eğitimde benzersiz bir atılımın sembolü oldu. Ancak 1946’dan sonra değişen siyasal iklim, “komünizm” suçlamaları ve muhafazakâr‑milliyetçi basının kampanyalarıyla birlikte, proje CHP içinde budanmaya, 1954’te ise Demokrat Parti döneminde 6234 sayılı kanunla hukuken kapatılmaya yürüdü.[1] Bu, hem eğitim siyaseti hem de basın tarihi açısından bir “dil savaşı”ydı: Bir yanda “komünist yuvası/ahlâk bozulması” suçlamaları, öte yanda “iş içinde eğitim”i, üretici okul fikrini ve kırsal kalkınmayı savunan bir hat.[2  “]Oluklar çiftti, birinden kir birinden nur akıyordu” güya. Nur kimdi? Kir kimdi?

1946 dönüşü ve Yücel’in ayrılışı

Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’in 5 Ağustos 1946’da görevden ayrılması, yalnız bir isim değişikliği değildi; çok partili hayata geçişte artan baskıyı söndürme, dindirme  hamlesiydi.[3]  Hasan Ali Yücel , biyografisini iş bankası yayınlarından Celal Şengör yayınladı   İdeaist bir eğitimci ve Atatürk devrimleri doğrultusuna hararet eden aydın! .İnönü, yıllar sonra bu dönemi, Yücel‑Tonguç çizgisinin hedef alınmasına karşı “gücünün tükendiği” bir safha olarak andı.[4] Ardından gelen Reşat Şemsettin Sirer döneminde (1947) müfredat daraltıldı, uygulamalı “iş içinde eğitim” ilkesi törpülendi; Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü 1947’de kapandı.[5] Böylece 1954’teki nihai kapatmaya giden siyasal‑zihnî dönüşümün zemini hazırlanmış oldu.[6]

“Kapatılsın” diyen cephe: basında suçlama repertuarı

Muhalif cephe, Enstitüleri “komünist propaganda”, “millî kültürden kopuş”, “ahlâkî yozlaşma” ve “karma eğitim” ‘in ahlaka ve dine aykırı olduğu üzerinden hedefledi.  Bu beyin Tevhid-i Tedrisat anlayışına karşıydı. Onları yavruları bu gün Ankara Çankaya ilçesinde kız  ortaokulu açtılar. Kurslardaki bademlemelere ses çıkarmayanlar Türk Milletinin çocuklarına ahlak öğretmekle kendilerini görevli saymışlar. Necip Fazıl Kısakürek, “Köy Enstitüleri davası, memleketimizdeki komünizma hulûlünün şahdamarını çizer” diyerek işi varoluşsal bir tehdide indirgedi.[7]  Ayrıca yazdığı Köy Enstitüleri adlı risalesinde buraların fuuş yuvası olduğunu yazdı. Hâlbuki yatılı kız öğretmen okulları vardı.  Yatılı erkek öğretmen okulları vardı. Ben köy Enstitüsünün devamı olan Aksu öğretmen okuluna ilkokuldan sonra imtihan kazanarak girdim. Tüm köy çocukları  aynı sınavdan  geçerek  oralara girdi. Ne torpil vardı. Nede soru çalma!. Bazı sınıflarda tek tük çevreden kız öğrenci olurdu. Onlarda evlerinden gidip gelirlerdi. Bunlara gündüzlü öğrenci denirdi. Onlarda sınavla alınırdı.  Fuhuş yuvası olmak bir yana, Ramazanlarda oruç tutacaklar tespit edilir onların sahurda yemeği hazırlanırdı. Nöbetçi öğretmen oruç tutacakları  sahurda kaldırırdı. Ben hatırlıyorum hiç okuma yazması olmayan köyümde  1955’lerde Aksu’nun şanı büyüktü.  Orda çocukları komünist ederlermiş, kız erkek yatırırlarmış, gayr-ı meşru doğan  doğan  çocukları tuvalet çukura atarlarmış vb. Gibi lafları duyar  can kulağımla dinlerdim. Orta okulda  okuyacak imkanım yoktu. Aksu’yu kazanmalıydım.. Karanlık  ışınlar aydınlığa yayılarak aydınlığı karartıyor. Akşamın karanlık ışınları gibi. Ama mutlaka gün doğuyor  .Peyami Safa, “Köy Enstitülerinin komünist yuvaları olduğunu bilmeyen şuurlu bir Türk aydını yoktur” cümlesiyle, bu ithamı neredeyse tartışma‑dışı bir “malûmat” gibi sundu.[8] Osman Turan, Enstitüleri “millî şuuru zedeleyen ve ‘cinsî ihtilâl’i tetikleyen bir hat” olarak tasvir etti;[9] Mümtaz Turhan ise “Köy Enstitüsü Masalı” başlıklı yazısıyla mucizevî beklentileri eleştirip merkezî/klasik öğretmen okulu modelini savundu.[10] Osman Turan ve Mümtaz Turan 1950 yılından sonra Türk yurdunda baş makale yazdılar. Hep din maneviyat  ve Köy Enstitülerinin  kızıl komünist yetiştirdiğini işlediler. 1950’den sonra tüm Türk Yurdu sayıları arşivimde var. Biz bunları ilim adamı bellediydik. Meğerse beyin yıkayan bulaşıkçılarmış. İlim adamı kendi sahasında fikir üretir. Bunlar Maneviyat tüccarlığı yapmışlar  ve maneviyatı din zannetmişler. Maneviyat insani değere ulaşma  istencidir. Eşref Edip, Hasanoğlan başta olmak üzere “ahlâk bozulması” iddialarını yaygınlaştırdı;[11] Osman Yüksel Serdengeçti, dönemin sol iklimini “Ankara Kalesi’nde kızıl bayraklar görüyorduk” diye resmetti.[12] Nihal Atsız da Enstitüler aleyhine, “Adana’daki Köy Enstitüsünde Türk bayrağı çirkefe atıldı” türü iddiaları hatırlatıp, eleştirileri “masa başı sosyalistlerine” yöneltti.[13]

“Savunanlar” cephesi: iş içinde eğitim ve taşrada aydınlanma

Karşı tarafta, Köy Enstitülerini “halkçı‑aydınlanmacı bir eğitim devrimi” olarak savunan güçlü bir hat vardı. Sabahattin Eyüboğlu, “Uzun sözün kısası, bozkırda ağaç dikmek ve tutturmaktı” diyerek projenin zihni özünü sade biçimde tarif etti.[14] Mahmut Makal, Bizim Köy Romanıyla,  le köy gerçekliğini ülke gündemine taşıyıp Enstitü deneyimini toplumsal faydaya bağladı;[15] Talip Apaydın , Karanlığın Kuvvetti diye kapsamlı bir kitap yazarak Enstitülere atılan iftiraları çürütmeye çalıştı.   Dursun Akçam, anı ve romanlarıyla modeli yaşatmaya çalıştı..[16] Fakir Baykurt, “Köy Enstitüleri olmasa ben öğretmen olamazdım” diyerek kişisel hikâyesini kamusal hafızaya kattı . Bende diyorum ki, Köy enstitüleri olmasa ben Köyümde çoban bile olamazdım.[17] Vedat Günyol ve Yeni Ufuklar çevresi, 1960’lar boyunca kamucu‑modernleşmeci bir dille Enstitü fikrini savundu.[18] Hasan Âli Yücel ise “Köy Enstitülerinin bütün günahını omuzlarıma alıyorum” sözleriyle, siyasî maliyeti üstlenmeye hazır bir kurucu tutumu vurguladı.[19] Ve Cumhuriyet için tehlikenin hem irticadan hem de Komünist ideolojiden geleceğini sıklıkla ifade ederek cumhuriyet aydınlanmasını savundu.

Köy Enstitülerinin hikâyesi, yalnız bir kurumun kapanışı değil; eğitim felsefesi, basın dili ve siyasal iklimin iç içe geçtiği bir “dil savaşı”dır. Milli ruh ve şuur savaşıdır. 1947’de başlayan “budama” siyaseti, 1954’te hukuken sonuçlandı. 1947 nihai kapanış değildir. Reşat Şemsettin Sirer tarafından başlatılan budamadır.[20] Köy Enstitülerini hukuken kapatan Demokrat Parti hükümetidir. TBMM, 27 Ocak 1954’te 6234 sayılı Kanun ile Enstitüleri tümüyle sona erdirdi; kurumlar öğretmen okullarına dönüştürüldü/kapatıldı

Tartışmanın metinleri, iki dilin iki siyasi anlayışın  de en tipik cümlelerini  makaleye almaya çalıştım. İki zihniyet birbirine nasıl saldırıyor.  1976’dai Öğretmen okulları da kapatılarak Öğretmen lisesine dönüştürüldü. Tüm öğretmen okullarının arazileri ve demirbaşları yağmalandı. Aksu öğretmen okulunda; içinde 27bin kitabı bulunan müstakil  kütüphane binası  vardı. Sanki yer yok. Bina yıkılmış, yerine yeni bina yapılmış. Bugün geriye kalan, bir yanda “ideolojik tehdit ve ahlâk krizi” söylemi, öte yanda “iş içinde eğitim, üretici kul ve kırsal kalkınma” ideali…

Kitaplar yakılmış! 500 dönüm arazisi  ve demirbaşları   yağmalanmış. Çöle dönmüş. Çöl halini de  bu yaz yaktılar

Manevi değer arayıcıları, bu  idealist kurumları baykuş yuvasına çevirdiler

Neden kapatıldı sorusuna, toplumda oluşturulan menfi algı, çok partili hayatta artan siyasal baskı ve “komünizm” ithamları, muhafazakâr ve toprak ağası çevrelerin karşı çıkışı, CHP içindeki çizgi değişimi ve ardından DP’nin merkeziyetçi/klasik öğretmen okulu modeline geçişi vb. bir sürü sebep ileri sürülebilir.

Dipnotlar

[1] 3803 (17.04.1940) ve 6234 (27.01.1954) sayılı kanunlar; Resmî Gazete künyeleri için bkz. TBMM Tutanak Dergisi/Resmî Gazete.

[2] Karşılaştırmalı çerçeve: Eyüboğlu; Makal; Baykurt; Turhan; Turan; E. Edip; N. Fazıl; P. Safa (künyeler için “Kaynakça”).

[3] Yücel’in ayrılışı: 05.08.1946 tarihli kabine değişikliği; MEB kronolojileri.

[4] İsmet İnönü’nün sonraki değerlendirmeleri (İnönü Vakfı yayımları/söyleşileri).

[5] 1947’de müfredat daralması ve Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nün kapatılması: dönem basını ve MEB kayıtları.

[6] 1954’te 6234 sayılı kanunla enstitülerin öğretmen okullarına dönüştürülmesi/kapatılması.

[7] Necip Fazıl Kısakürek, “Köy Enstitüleri davası… komünizma hulûlünün şahdamarı…”; Büyük Doğu külliyatı içi aktarımlar.

[8] Peyami Safa, “Köy Enstitülerinin komünist yuvaları…”; Sosyalizm, Marksizm, Komünizm (1979), s.184.

[9] Osman Turan’ın eleştirileri: Türkiye’de Komünizmin Kaynakları ve Kültür İhtilali; Türkiye’de Siyasi Buhranın Kaynakları.

[10] Mümtaz Turhan, “Köy Enstitüleri Masalı”, Türk Yurdu (1959).

[11] Eşref Edip, Kara Kitap (Beyan, 2012), Hasanoğlan’a dair bölümler.

[12] Osman Yüksel Serdengeçti, Serdengeçti 1 (çeşitli baskılar).

[13] Nihal Atsız’ın enstitüler aleyhindeki pasajları; derleme/aktarımlar.

[14] Sabahattin Eyüboğlu, “Köy Enstitüleri Üzerine”, seçme yazılar.

[15] Mahmut Makal, Bizim Köy (1950) ve izleyen kitapları.

[16] Talip Apaydın, Köy Enstitüsü Yılları; Dursun Akçam’ın anı/romanları.

[17] Fakir Baykurt, “Köy Enstitülü Delikanlı” ve söyleşilerinde ifade ettiği beyanlar.

[18] Vedat Günyol ve Yeni Ufuklar çevresi, 1960’lar yazıları.

[19] Hasan Âli Yücel’in hatıra/konuşmalarından aktarılan cümle (çeşitli derlemeler).

[20] 1947–1954 hattının özet kronolojisi: MEB arşivleri, Resmî Gazete, dönem basını.

[21] Karşıt dillerin “tipik cümleleri” için seçilmiş alıntılar: [7]–[19].

Kaynakça

— İnönü, İsmet. Söyleşiler/hatıralar; İnönü Vakfı/İnönü Araştırmaları yayınları.

— Yücel, Hasan Âli. Konuşmalar ve derlemeler (çeşitli baskılar).

— Kısakürek, Necip Fazıl. Büyük Doğu yazıları (1960’lar); enstitüler aleyhindeki pasajlar (derlemeler).

— Safa, Peyami. Sosyalizm, Marksizm, Komünizm (İstanbul, 1979), s.184.

— Turan, Osman. Türkiye’de Komünizmin Kaynakları ve Kültür İhtilali; Türkiye’de Siyasi Buhranın Kaynakları (çeşitli baskılar).

— Turhan, Mümtaz. “Köy Enstitüleri Masalı”, Türk Yurdu, 1959.

— Eşref Edip. Kara Kitap (İstanbul: Beyan, 2012), Hasanoğlan’a ilişkin bölümler.

— Serdengeçti, Osman Yüksel. Serdengeçti 1 (çeşitli baskılar).

— Atsız, Nihal. Enstitüler aleyhindeki pasajlar (Atsız külliyatı; derleme/aktarmalar).

— Eyüboğlu, Sabahattin. “Köy Enstitüleri Üzerine”, seçme makaleler.

— Makal, Mahmut. Bizim Köy (Ankara: 1950 ve sonraki baskılar).

— Apaydın, Talip. Köy Enstitüsü Yılları (İstanbul: Literatür, 2014 vb.).

— Baykurt, Fakir. Köy Enstitülü Delikanlı ve söyleşiler (çeşitli baskılar).

— Günyol, Vedat (Yay. Yön.). Yeni Ufuklar dergisi, 1960’lar (çeşitli sayılar).

 

 

 

Bu yazı toplam 184 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 474 99 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim