- IMKB
% - Altın
4303.402
%-0.32 - Dolar
40.2196
%0.01 - Euro
46.6737
%-0.47
- 22:39 - Domates yüklü kamyon şarampole devrildi: 1 ölü
- 20:59 - Şehitler anısına pedallar döndü
- 20:24 - "Beni bugün askere alsalar giderim"
- 19:56 - ‘Türk Milleti’ne çadır tiyatrosu izlettiler!’
- 19:00 - Yangın düğmeli evlere sıçradı
- 18:51 - Kolon kanseri vakalarında artış
- 13:36 - Şehitlikte duygusal anlar
- 11:47 - Şehitin anne babasına acı ziyaret
- 11:27 - Büyükbaş hayvanların tırnak bakımı ve tedavisi yapılıyor
- 09:50 - Konya'daki orman yangını Isparta sınırına dayandı
- 23:32 - Oykun Başar’ın oğlu Ege Başar vefat etti
- 23:10 - "Kardeşimi kimseye göstermedim, görülmeyecek haldeydi"
- 22:36 - Nem oranı yüzde 85'e çıktı, kent görünmez oldu
- 20:15 - ALKÜ'de 15 Temmuz etkinliklerle anıldı
- 19:16 - Böcek kontrol için hastaneye kaldırıldı
Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK





Masumiyete tuzak!
İnsanın içine kadar işleyen soğuk bir Kış günüydü. Kızımı staj gördüğü otelin servisine yetiştirebilmek için sabahın çok erken saatlerinde evimizin bulunduğu sitenin otoparkına indim. Arabaya binerken bir taraftan da sitenin önünden geçerken bir aracın durduğunu fark ettim. Az ileride aç olduğu her halinden belli olan üşümüş köpeğe direksiyondaki kişinin seslendiğini ve küçük bir poşetin içerisinde yiyecek attığını gördüm.
Yiyecek arayan köpek hiç tereddüt etmeden tam bir masumane tavırla atıldı poşete. Dolgun kulaklı, beyaz renkli ve çok üşüdüğü belliydi.
İçimden; ‘’Hayvan sever bir insan her koşulda fark ediliyor. Bu soğuk havada bile erken saatlerde üşümüş ve acıkmış bir köpeği besliyor. Ne kadar güzel!’’ dedim. Birlikte yaşadığımız bu canlılara ilgi, şefkat, merhamet kuşkusuz ki çok özge bir davranıştı. Bu düşüncelerle kızımla birlikte onu bırakacağım durağa doğru giderken, köpeğin poşetteki yiyeceği yediğinden emin olan araç sürücüsü ise oradan uzaklaşıp gitti.
Servise kızımı bindirdikten sonra tekrar eve dönüş yaptım. Yardımsever duyguların ne kadar özge bir yaklaşım olduğunu düşünerek geldim eve. Döndüğümdeki manzara ise biraz tuhaftı! Dakikalar önce sitenin bahçesinin hemen önünde araçtan sarkıtılan yiyecekle karnını doyuran zayıf bünyeli köpeğin yerde uzandığını, tekrar ayağa kalktığını, sendelediğini, kendi ekseni etrafında döndüğünü görünce bu hareketlerinin normal olmadığını anladım.
Yolun tam ortasında oluşu ve dakikalar önceki canlılığından eser kalmaması; olası bir ezilme tehlikesini de yaratıyordu.
Bir süre sonra güçlükle ayakta durduktan sonra yere yıkıldı. Artık doğrulamıyor, sendeliyor ve ayakları titriyordu… Küçük poşetteki yiyeceği yarım bırakmıştı. Belli ki, yediği poşetli yiyecek zehirliydi. Başımdan kaynar sular boşaldı!. Ağzından köpük geliyor ve gözleri kısılıyordu.
Ona doğru yöneldiğimi fark edince göz kapaklarını araladı. Gözlerinde korku, endişe ve çaresizlik vardı…
Bir taraftan sanki insanların bu merhametsizliğine isyan eder gibi ve suçluymuşum gibi bana bakarken, diğer taraftan kurtar beni der gibiydi!.
Öylece dona kaldım.
Alıp veterinere yetiştireyim derken, titremesinin durduğunu, kesik kesik soluduğunu fark ettim. Hıçkırıkları ve boğuk sesi birbirine karışırken göz kapakları kırmızıya dönüştü. Göz bebeklerindeki yaşlarla birlikte beliren ışıltı tamamen donuklaştı.
Artık hareket etmiyor, nefes almıyordu…
Boğazımda bir şeyler düğümlendi, sanki benim de nefesim kesildi. Ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilemedim. Eğildim; zayıf, körpe bedenine dokundum. Sıcacık bedenini kucakladım ve yoldan geçen araçlar tarafından ezilmemesi için kaldırıma taşıdım.
Acımasızca, merhametsizce, insafsızca zehirlenen bir sokak köpeğinin trajik öyküsüydü bu…
Bir canlının açlığına, masumiyetine kurulan alçakça bir tuzaktı!
Az önce yardım sever diye düşündüğüm, ancak insanlıktan nasibini almamış kişinin sevgisizliğine, insafsızlığına, vicdansızlığına serzenişte bulundum.
Kendi acımasızlığımız, merhametsizliğimiz ve doyumsuzluğumuzda aslında gittikçe yalnızlaştığımızı düşündüm.
Bencilliğin, hoşgörüsüzlüğün ve sevgisizliğin geldiği boyutu düşündüm.
Ne söylesem, ne düşünsem azdı!.
Gözlerimden yaşlar akarak yaşamı elinden alınmış sokak köpeğini kaldırıma bıraktım ve ilgililere haber verdim.
Bu duygular içinde savrulurken sabah yürüyüşüne çıkan bir hayvan severin tasmasıyla başka bir köpeği gezdirişine tanıklık ettim.
Sahiplenmiş ve korunmaya alınmış bu köpek belli ki şanslıydı. Sevgisini, şefkatini, ilgisini her fırsatta gösteren sahibi ile oynarken kuru ayazın güneşli bir güne evrildiği zaman diliminde aynı zamanda sabah yürüyüşünün tadını çıkarıyordu.
Az önce yaşamı vicdansızca elinden alınan körpecik sokak köpeği ise onun kadar şanslı değildi!..
VERGİ ÖDEMEDEN EV ALMAKRaziye Gök Aktaş
BAŞKANLARI KİMLER YAKAR?Gürsel Kaya
YORGUN TÜRK, YORGUN TÜRKİYEEşref Ural
BİREY OLMAK YA DA OLAMAMAKGazanfer ERYÜKSEL
Bitmeyen sorun…Ömer Yetgin
YERALTINDAN FUTBOLKahraman Köktürk
Güvensizlik Çağında EkonomiMustafa Yıldıran
Trump, Evanjelizm ve Yeni Dünya DüzeniMuharrem Yellice
Kaldırım işgalleri meselesiMustafa Yetgin
Bayram tatilleri; kamu ve özel sektör çalışanı arasındaki derin farklarİSA KAVLAK
CUMHURİYET NEDEN İSTENMEZNuri Sezen
NAZIM’I ABARTISIZ ANMAKYALÇIN DUMAN
MUHASEBECİLERİN HAKLI İSYANIKamil Başkonak
CUMHURHİYET’İMİZİN 100 YILINI KUTLARKEN…Binali Efe
Kemer ve temizlik çalışmalarıAdem Vural
SEÇİMEyüp Koçak
Kesik Minare meselesi…Yusuf Katrağ
Tel : 0532 474 99 63 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim