- IMKB
% - Altın
2439.282
%0.00 - Dolar
32.4246
%0.00 - Euro
34.6533
%0.00
- 15:38 - 18. Uluslararası Kemer Paris 2 Batığı Dalış Etkinliği düzenlendi
- 15:22 - Konyaaltı’nda Tıbbi ve Aromatik bitki yetiştiriciliği kursu başlıyor
- 14:48 - Başpehlivanlar arasındaki sözlü tartışma, gerginliğe dönüştü
- 14:43 - Turizm sektöründe yapay zekâ devriminin öncüsü, Türkiye’yi merkez üs seçti
- 13:43 - Burdur’da otomobilin çarptığı yaşlı adam hayatını kaybetti
- 13:38 - Şehit polis memuru, Afyonkarahisar’da son yolculuğuna uğurlanacak
- 13:28 - Kemik erimesi, çocuklukta ortaya çıkıyor
- 13:23 - Isparta’da feci kaza: 1 polis şehit oldu, 4 asker yaralandı
- 13:18 - Büyükşehir’e ait toplu ulaşım araçları 1 Mayıs’ta ücretsiz
- 12:43 - DÖSİAD üyelerine “İletişim Becerileri” eğitimi
- 12:43 - Kuaför çift motosiklet kazasında yaralandı
- 12:43 - Antalyasporlu milli yüzücülerden Bulgaristan’da 4 madalya
- 12:28 - Baharı fırsat bilenler, parklara koştu
- 12:21 - Antalya’da seralar fidelerle buluşuyor
- 12:07 - Saka'dan, CHP Genel Merkezi'ne önemli ziyaret.
- Kadir Gecemiz Mübarek olsun..
- Finike Semenderi, Finike DKMP Şefliği Tarafından Koruma Altına Alınıyor
- Hoş Geldin Ya Şehri Ramazan
- 31 Mart’ın anahtarı Kırcami’de
- Murat Menteş, Antalya Lisesi'nde
- Ezgü, Antalya Lisesi öğrencileriyle buluştu
- Yetgin ve Donat ailesinin mutlu günü
- Otobüs Duraklarında Yığılma Yaşandı
- Antalya’da yaşanan şiddetli yağmur araç sahiplerini de vurdu
- Meteorolojiden Antalya için sağanak uyarısı
- Cumhurbaşkanı Erdoğan Antalya’nın 19 ilçe Belediye Başkan Adayını açıkladı
- AKSULU ÖĞRENCİLERDEN YENİ BİR BAŞARI HİKAYESİ: YAĞ VE AROMATİK BİTKİ ÜRETİMİ
- Nişanyan’a sert tepki
- Hedef Türkiye şampiyonluğu
- Kaş’taki 3 Mahallenin 1/1000 Ölçekli Uygulama İ̇mar Planı Onaylandı
- Asat Altyapıya 10 Milyar 525 Milyon Tl’lik Yatırım Yaptı
- Başarıya doymuyorlar
- Korkuteli Belediye Başkan Adayı Sadık Önal Oldu
Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK
Nasıl geçti habersiz?!
2002 yılının hemen başlarıydı. Elektrik kesintilerinin birbiriyle adeta yarış ettiği rüzgarlı ve yağmurlu bir mart akşamı gazete sayfalarına son şekli vermek için gazetemiz bürosundaydık.
Yine her zamanki gibi en iyi ve vurucu manşet haberimizi belirlemek için en son haberleri de bekledikten sonra tipo baskı tekniğinden ofset baskıya yeni döndüğümüz yıllardaydık. Bilgisayar ekranına sayfaları yükleyip sonra da yazıcıya tüm sayfaları peş peşe verme hazırlığındayken o yıllarda şehrin değişmeyen kaderi olan malum elektrik kesintisi ile yeniden yüzleştik.
Antalya’nın en eski yerleşim birimlerinden birisi olan Tahılpazarı mahallesindeki büromuzda karanlığa yeniden gömüldük.
Tek tesellimiz gazetemizin tüm sayfaları tamamlanmıştı. Elektrikler tekrar geldiğinde bilgisayar belleğindeki sayfaları tarayıcıya yükleyip çıktılarını alacak ve montajını tamamlayarak baskıya verecektik.
Gazete büromuzun bulunduğu bölgedeki diğer dükkanlar saatler önce kapanmıştı ve dolayısıyla zifiri karanlıkta elektriklerin yeniden gelmesini beklemekten başka çaremiz yoktu.
Bu temenniler içerisinde elektriklerin gelmesini beklerken yağmur şiddetini her geçen dakika daha da artırıyor, peş peşe çakan şimşekler zifiri karanlıkta kısacık da olsa bir ışık demeti savuruyordu camlara.
Yorgun bekleyişlerimiz; yerini endişeye bırakırken tam 2 saat sonra gözlerimizi kamaştırırcasına elektrikler geldi…
Derin bir oh çektikten sonra kaldığımız yerden tekrar başladık ve hızla kayıtlı sayfaları bilgisayardan yazıcıya verdik. O çıkacak aydınger parçalarını montaj masasında birleştirip sayfa haline getirerek baskıya girecektik. Ancak bir türlü yazıcıdan şablon sayfaları alamıyorduk. Bilgisayar bağlantılı yazıcı sürekli hata veriyor, bizler de sürekli deniyorduk.
Gazetede gecenin ilerleyen saatlerinde çalışan 5 kişi bilgisayara ve yazıcıya odaklanmıştık. Bir an önce montajı yapıp çok geç olmadan baskıyı tamamlamak ve gazeteyi dağıtıma hazır hale getirmeyi düşlüyorduk. Ancak; bir türlü çıkış alamıyorduk. Her defasında ümitlenip, her defasında yine oturduğumuz yere yığılıp kalıyorduk.!
Beynimiz de artık yorulmuş, ellerimiz farklı komutlar veriyor, her defasında elektriklerin bir azizliğine tekrar uğramadan gazeteyi sabaha yetiştirmek istiyorduk.
Ama bir türlü olmuyor; çıkış alamıyorduk!
Gecenin ilerleyen saatlerinde saatler 2’yi gösterdiğinde tam ümidimizi kaybetmişken zifiri karanlığın ortasından geçercesine kapıda sırılsıklam ıslanmış, kasketli birisini gördük. O bize şaşkın şaşkın bakarken, yağmur şiddetini arttırmıştı. Gelen kişi rahmetli M. Nuri Aloğlu’ydu. Bir selam verdikten sonra;
‘’Hayırdır arkadaşlar, bu saatte daha gazete bitmedi mi?’’ dedi.
Ben de kendisine yaşadığımız aksaklığı bir çırpıda anlattım ve bilgisayarın yazıcıya komut vermediğini, her defasında hatalı çıkış aldığımızı söyledim.
Sırılsıklam olmuş giysisiyle bilgisayarda artık beyni durma noktasına gelen arkadaşımızdan müsaade istedi ve sandalyeye oturarak arızanın nereden kaynaklandığını bulmaya çalıştı.
Bir taraftan yarı ıslanmış sigarasını elinde tutarken, diğer eliyle sorunun kaynağını anlamaya çalışıyordu. Muhabir olan meslektaşımızın bu sorunu çözebileceğine çok da ihtimal vermesek de, 15-20 dakikalık bir uğraşıdan sonra ayarları yeniden düzelterek yazıcıya doğru komutu verdi…
Tam ümitlerimiz tükenmişken sonunda çıktıları almış ve montaja hazır hale getirdik.
O’nun mutluluğu bizimkinden çok fazlaydı.
En sonunda dayanamayıp; ‘’Nuri abi seni gecenin bu saatinde Allah mı gönderdi buraya?’’ dedim.
Hafif esprili ve muzip bir tavırla; ‘’Bu saatlerde tek ışık buradaydı ve merak edip geldim. Siz çağırmayınca ben kendim geldim’’ dedi.
O anda hep birlikte yüksek sesle kahkahaya boğulduk ve aslında yorgunluğumuz da birden bire kayboldu gitti.
Gazete basılıncaya kadar ıslak elbiseleriyle bize eşlik etti ve gecenin sabaha evrildiği zaman diliminde yeni demlediğimiz çayı yudumlarken; hafiften bir şarkı mırıldandı : ‘’Nasıl geçti habersiz; o güzelim yıllarım, bazen gözyaşı oldu, bazen içli bir şarkı’’
Kendisi de, biz de çok duygulanmıştık.
Gazete basıldıktan sonra bizden müsaade alarak dışarıya çıktı.
Tam giderken dönüp tekrar bana baktı; ‘’Ömer tüm dertler, sıkıntılar, zorluklar gece ortaya çıkar. Gazetecilik bu yüzden zordur, bu yüzden meşakkatlidir. Sen yine de bu mesleği çok sev, sakın küsme ve zoru başar!’’ dedi.
O günden sonra rahmetli Mustafa Nuri Aloğlu ile mesleki dostluğumuz daha da pekişti ve hep yardımlaştık…
‘’Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım?’’ şarkısını her duyduğumda o uzun geceyi ve rahmetli Mustafa Nuri Aloğlu’nu anarım. Ve hep şunu düşünürüm… Rahmetli meslektaşım; bir çok kez akşam saatlerine kadar gazetede çalışıp mesai yapmamıza rağmen neden ziyaret için arızalarla ve elektrik kesintileriyle adeta boğuştuğumuz o zor geceyi seçmişti?!.
- Antalya türküleri ile coştuk-gardımız düştüKahraman Köktürk
- MUHASEBECİLERİN HAKLI İSYANIKamil Başkonak
- Kuraklık tehlikesi artarken…Ömer Yetgin
- KUTADGU BİLİG VE SİYASET ÜZERİNEGürsel Kaya
- 23 Nisan ve AtatürkMustafa Yetgin
- 38'inci yılında Son HaberİSA KAVLAK
- CUMHURHİYET’İMİZİN 100 YILINI KUTLARKEN…Binali Efe
- Kemer ve temizlik çalışmalarıAdem Vural
- SEÇİMEyüp Koçak
- Amerika Zencileri ile Anadolu AlevileriErgün Efe
- KRAL DEĞİL TOPLUM ÇIPLAKTuğçe Öztürk Almaç
- İŞTAHSIZLIK NEDİR ?Alp Tunç
- Kesik Minare meselesi…Yusuf Katrağ
- Turizm sektöründe yapay zekâ devriminin öncüsü, Türkiye’yi merkez üs seçti
- DÖSİAD üyelerine “İletişim Becerileri” eğitimi
- ANTGİAD’dan "Hızlı İş Birliği Tanışması"
- Tavuk ihracatına getirilmesi planlanan sınırlama, et fiyatını etkiler
- Kasaplar Federasyonundan tavuk ihracatı açıklaması
- Antalya’ya 2024’ün ilk üç ayında 553 proje
- Çin’den Antalya’ya dostluk köprüsü kuruluyor
- Antalya’da yerli nohut üretimi için protokol imzalandı
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim