- IMKB
% - Altın
5695.585
%0.02 - Dolar
42.2265
%-0.01 - Euro
48.9557
%-0.03
- GÜNCEL
- RESMİ İLANLAR
- SPOR
- SAĞLIK
- POLİTİKA
- EKONOMİ
- YAZARLAR
- EĞİTİM
- KÜLTÜR SANAT
- DÜNYA
- GENEL
- YEREL
- ASAYİŞ
- ÇEVRE VE İKLİM
- 23:38 - ELA EXCELLENCE RESORT BELEK, WTM LONDON 2026’DA GLOBAL SAHNEDE
- 22:28 - FLAŞ HABER/POLİS MEMURU EŞİ VE İKİ ÇOCUĞUNU ÖLDÜRDÜ
- 21:13 - SANATÇI NURİ SEZEN'İN SERGİSİ ANSAN'DA AÇILDI
- 20:49 - TRAFİK TEDBİRLERİ TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ
- 20:28 - SOKAK KÖPEĞİNE ÇARPAN MOTOSİKLETLİ METRELERCE SÜRÜKLENDİ
- 20:23 - YILLIK İZİNDEKİ POLİS MEMURU DEHŞET SAÇTI: EŞİ VE 2 KIZINI ÖLDÜRDÜ
- 20:18 - ŞANTİYE ALANINDA YAŞANAN GÖÇÜKTE MAHSUR KALAN İŞÇİ KURTARILDI
- 20:10 - BÜYÜKŞEHİR'DEN SU ARITMA HEDEFİ
- 18:53 - TARİHİ KALEYE ÇIKARKEN AYAĞI KIRILDI, SEDYEYLE 1 KİLOMETRE TAŞINARAK HASTANEYE KALDIRILDI
- 17:53 - ANTALYA’DA KOCA DEHŞETİ: EŞİ VE 2 ÇOCUĞUNU TABANCAYLA ÖLDÜRDÜ
- 17:28 - KAHRAMANMARAŞ’TA ARANAN HÜKÜMLÜ YAKALANDI
- 16:18 - BAŞKAN BOLTAÇ: "TARSUS İÇİN HER AN GÖREVDEYİZ"
- 16:03 - ANTALYA’DA KAMU KURUMLARINA KIŞ UYARISI
- 15:58 - KAHRAMANLARIN EMANETLERİ, KİTAPLARIN IŞIĞINDA BİR ARAYA GELDİ
- 15:33 - BAĞCI, ANAMUR ADALET SARAYINDA İNCELEMELERDE BULUNDU
MUHARREM YELLİCE / KONUK YAZAR


ÖLÜM FİKRİNİN SESSİZ DERİNLİĞİ
İnsanın ölüm karşısındaki tutumu, tarih boyunca onun Tanrı’yla, evrenle ve kendi bilinciyle kurduğu ilişkinin en yalın aynası olmuştur. Ölüm fikri, yalnızca sonu anlatmaz; anlamın da en keskin sınırıdır. Bu sınırda duran her büyük ruh, ister filozof ister şair olsun, aynı soruya farklı bir yankı vermiştir: “Yaşamak neye değer?” Mal da yalan , mülk de yalan, Var biraz da sen oyalanan! Öyle de ölüm gerçeği diye bir şey var..
Ölüm fikri ile felsefi temayı Makber şiiriyle Türk Edebiyatı'na sokan adam Abdülhak Hamid Tarhan’dır. Abdülhak Hâmid Tarhan’da ölüm fikri, “Makber” adlı eserinde[1] bir eşe adanmış ağıt olmanın ötesinde, metafizik bir isyanın ifadesidir.
“Eyvah ne yer, ne yâr kaldı.
Gönlüm dolu ah u zâr kaldı.
Şimdi burdaydı gitti elden.
Gitti ebede gelip ezelden!.
Ölümle, ne gök, ne ay, ne gün kalır, hep var olan sensin ey ölüm!” deyişiyle Hamid ölümün bakiliği ve bilinmezliğine akıl erdiremez. Hâmid, ölümü yalnızca bir yokluk değil, Tanrı’yı sorgulayan bir bilinç düzeyine taşır. Tanrı’ya sitem eder.
Ne edelim büyükse devran!
Ne edelim küçükse insan. Bu deyiş ilk defa edebiyatımızda Tanrı’ya bir başkaldırıdır.
Cahit Sıtkı Tarancı’da ölüm, melankolik bir kabullenişin ifadesidir. “Neylersin ölüm herkesin başında”[2] dizesiyle o, kaderin eşitliğini vurgular. Tarancı’da ölüm, korkunun değil, farkındalığın adıdır; yaşamı anlamlı kılan, onun sınırlılığıdır.
Necip Fazıl Kısakürek, “Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber”[3] dizesinde ölümün mistik yüzünü gösterir. O’na göre ölüm bir bitiş değil, hakikatin perdesidir. Schopenhauer’in karamsar hiçlik düşüncesinin aksine, Necip Fazıl’da ölüm, bir “dönüş” olarak tasavvur edilir. Mevlana ve Şeyh Galip’te de böyledir.
Montesquieu, “İnsanın ölümsüzlüğü arzulaması, doğanın yasasına karşı bir gururdur”[4] derken, ölümün, doğanın devamlılığı içindeki zorunlu payını vurgular. Onun bakışında ölüm, bir felaket değil, düzenin gereğidir.
Schopenhauer ise “Yaşam, ölümü sürekli doğurur; ölüm de yaşamı susturur”[5] diyerek, varoluşun trajik döngüsünü felsefi bir dinginlikle yorumlar. Ölüm, onun için yaşam iradesinden kurtuluşun tek yoludur.
Bu düşünür ve şairlerin ortak yönü, ölüm karşısında insanın anlam arayışıdır. Hâmid’in metafizik isyanı, Tarancı’nın içsel huzuru, Necip Fazıl’ın, Mevlana ve Şeyh Galib’in imanlı teslimiyeti, Montesquieu’nün akılcı kabullenişi ve Schopenhauer’in varoluşçu reddi aynı hakikatin farklı tonlarıdır: Ölüm, insanın kendisiyle yüzleşmesidir.
Sonunda edebiyat bu yüzleşmeyi dile getirir, felsefe ise o dile anlam arar. Ve her ikisi de susar. Çünkü ölüm üzerine söylenen her söz, ancak sessizliğe yaklaştıkça hakikate benzer.
KAYNAKÇA
[1] Abdülhak Hâmid Tarhan, Makber, İstanbul: Tercüman Yayınları, 1973.
[2] Cahit Sıtkı Tarancı, Otuz Beş Yaş, Ankara: Varlık Yayınları, 1946.
[3] Necip Fazıl Kısakürek, Çile, İstanbul: Büyük Doğu Yayınları, 1980.
[4] Montesquieu, Düşünceler, çev. Orhan Düz, İstanbul: Remzi Kitabevi, 1986.
[5] Arthur Schopenhauer, İsteme ve Tasarım Olarak Dünya, çev. Ahmet Aydoğan, İstanbul: Say Yayınları, 2017.
ÖLÜM FİKRİNİN SESSİZ DERİNLİĞİMUHARREM YELLİCE
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KIŞ UYKUSUNA…..! !TURGAY ALP
Z KUŞAĞI ATATÜRK'Ü ANLADIPROF DR RAMAZAN DEMİR
MUHARREM YELLİCE’YE SON CEVABIMALİ YILDIZ
11.11 TUZAKLARI: İNDİRİM Mİ, ALDATMACA MI?SÜLEYMAN EKİN
RECEP AMCAM DA GİTTİKAHRAMAN KÖKTÜRK
ARADAKİ FARKALİ İHSAN DİLMEN
TÜRK RESİM SANATI 2NURİ SEZEN
40 YILLIK HAYAL GERÇEK OLDUM.ZAFER ÇAĞLAR
10 KASIM; ATATÜRK, DUA VE BEDDUAHASAN YAKUP CANGÜVEN
FESTİVAL'İN ARDINDANGÜRSEL KAYA
YAŞAYAN DESTANCILARIMIZDAN OZAN HARUN YİĞİTHALİL ERDEM
ANKARA GARIEŞREF URAL
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNİN SAYISI AZALTILMALI MI?AV İBRAHİM GÜLLÜ
ŞİİRE BAKIŞ, ŞİİRDEN HAYATA BAKIŞGAZANFER ERYÜKSEL
NE DURUMLARA DÜŞTÜN ANTALYASPOR?VEDAT GÜRHAN
HER GÜN, HERGÜNŞENER METE
SON ÇAĞRI:YANLIŞ "DURUŞMA" DAN DOĞRU "TARTIŞMA" YA DÖNELİMPROF DR SAMİ SELÇUK
HANGİ TÜR KÖYLÜLÜK?TARIK ÇELENK
DERS OLUR MU ACABA?ERDOĞAN KAHYA
SİYASET GÖLGESİNDE BİR MARKANIN YALNIZLIĞIDİLEK DEMİRKAN
ALTINA NE OLACAK?PROF DR MUSTAFA YILDIRAN
VERGİ KANUNLARINDA YİNE YENİDEN DEĞİŞİKLİKLER KAPIDARAZİYE GÖK AKTAŞ
DEVLET ADAMI VE TÜRKÇE ÜZERİNEBEKİR DİREKCİ
Tel : 0532 474 99 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim













