Birçok medeniyetin doğduğu, şekillendiği ve yok olduğu Antalya’da tarihte yolculuk çok heyecanlı bana göre.
Çünkü Antalya demek tarih demek.
Birçok medeniyetin doğduğu ve yok olduğu Antalya’da yeter ki bu mirasa sahip çıkalım ve koruyalım diye düşünüyorum.
Diyeceğim o ki Antalya’nın neredeyse her karış toprağında tarih fışkırıyor… Tarihi potansiyel olarak zengin bir şehir olmamıza karşın; bu güzelliklerin ve potansiyelin farkında değiliz maalesef…
Bu konu ile ilgili zaman zaman bu köşede siz okurlarımla düşüncelerimi paylaşıyorum. Turisti bu güzelliklerle buluşturma noktasında “yetersiz” kalıyoruz…
Elbette; turisti bu güzelliklerle ve tarihsel potansiyelimizle buluşturma noktasında yetersiz kalırken, Antalya’da yaşayıp da mesela Perge’yi sadece resimlerde gören binlerce insanımızın olduğunu söyleyebilirim.
Ve Side’yi gezmeyen vatandaşlarımız da var.
Bilhassa gezilmesi gereken tarihi alanlarımızı en kısa sürede gezmeliyiz.
Tarihi eserlerimizi koruyabilmek, gelecek kuşaklara aktarabilmek için önce tanımamız, sonra da tanıtmamız lazım.
Böyle olmayınca tüm söylediklerimiz lafta kalıyor.
Tabiri caizse birçok tarihi mekanlarımızda tam bir kaderine terk edilmişlik var.
Görüntü kirliliğini hiç yazıp çizmeye gerek yok…
Tarihi ve kültürel miraslarımıza sahip çıkmanın yolu önce onları tanımaktan, görmekten geçiyor.
Daha sonra koruyup tanıtım için çalışmalar yapılması lazım.
Sağlıcakla kalın.
Bu yazı toplam 1523 defa okunmuştur.