Üretimi unuttuğumuz; özentinin giderek arttığı günümüzde çelişkiler de yaşıyoruz.
Özenti; basite kaçıp üretimi yok sayarak başkasında gördüğü farklılıkları, güzellikleri ve başarıyı taklit etme eğilimi.
Siz buna rahatsızlık da diyebilirsiniz.
Başkaları gibi yaşama hevesi, kolaycılığa kaçan bir yaşam biçimi.
Kendi özgün değerini ortaya koyamama…
Adına ne derseniz deyin kişiliğin gelişimini engelleyen bir virüs gibi çoğalıyor özenti!
Bir de üretimi unutarak tüketim çılgınlığına yönelmek var.
Aslında her iki olgu da birbiriyle örtüşüyor…
Maalesef özentiye yenik düşerken, üretkenliği unuttuk…
Böyle olunca güzellikleri çabuk tüketmeye başladık!
Özenti; verimliliğimizi düşüren, gerçek kimliğimizden bizleri soyutlayan, ufkumuzu körelten, sahte mutluluklar saçan bir kavram.
Etrafımızda bu son derece “zararlı” ve tehlikeli kavrama yenik düşen insanları rahatlıkla görürsünüz. Kendi mevcut durumunu gözardı ederek başkaları gibi yaşama, başkaları gibi olma hayali içinde kendini kandıran insanları…
Neden bu özenti?
Onlara ne kazandırıyor?
Geçici bir mutluluk belki.
Belki de egolarını tatmin için bu yolu seçiyorlar.
Olduğundan farklı görünmeye çalışan ve özenti hastalığına yakalanan insanlar maalesef her geçen gün artıyor.
Bir yerlerde yanlış giden, eksik giden bir şeyler var…
Bu yazı toplam 973 defa okunmuştur.