Yaz aylarında yağan şiddetli yağışlar; kuşkusuz ki doğanın dengesinin bozulduğunun bir göstergesi…
Düşünün bir kez; Kış aylarında yağmayan yağmurlar Ağustos sıcağında bardaktan boşanırcasına yağıyor ve bu yağışlar sele dönüşerek felakete neden oluyor.
Elmalı ilçemizde 2 gün arayla yağan şiddetli yağışlar yüzlerce dekar alana zarar verdi.
Tek tesellimiz can kaybının olmaması…
Ekili alanların büyük bölümünün zarar görmesi ise üzüldüğümüz bir başka nokta…
Elmalı’daki sel felaketi kuşkusuz ki doğal dokunun bozulması, küresel iklim değişikliği ve ekolojik dengenin bozulmasıyla özdeş bir yansımanın sonucu…
Anımsarsanız geçtiğimiz aylarda da Korkuteli’ye ceviz büyüklüğünde yağan dolu ekili alanlara büyük zarar vermişti.
Demre’deki sel felaketinin yaralarını ise sarmaya devam ediyoruz.
Son yıllarda yeşil alanlarımızın giderek azalması şahsen beni çok üzüyor.
Antalya deyince zihinlere her yeri yeşil yerler geliyor ama gerçekten öyle mi acaba?
Antalya’da özellikle son 30 yıldır eski yeşil alanlarından eser yok.
Yeşil alan tahribatının endişe verici duruma geldiği Antalya’da çevre dostu projeler geliştirilmesi gerek.
Bugün bir çok bölgemizde dağlar bile tahrip edilmiş durumda. Yatırımların elbette şehrimiz için önemi var. Ancak; doğal doku yok edilerek atılan adımlar geleceğimiz açısından büyük sıkıntılar doğurur. Çevreyle uyumlu, doğayla dost projelerin desteklenmesi gerek. Doğayı yok ettiğimiz sürece doğal afetler hep bir risk olarak karşımızda durur.
Doğal afetler yaşamamak için doğayla dost projeler start almalı.
Hem de acilen.
Bu yazı toplam 3446 defa okunmuştur.