- IMKB
% - Altın
4159.125
%0.45 - Dolar
39.0552
%0.08 - Euro
44.2973
%0.33
- 20:43 - ALKÜ’de duygusal zeka, stres ve öfke yönetimi eğitimi
- 17:58 - “Su depolama tesisleri yüzmek için uygun değil”
- 16:03 - Burdurlu ortaokul öğrencisi 7. Akıl ve Zeka Oyunları Türkiye Şampiyonası’nda 10’uncu oldu
- 15:10 - Besiciler dertli; vatandaş şaşkın!
- 15:08 - Kepez’de Öğrenci Kent Lokantası hizmete girdi
- 14:43 - Konyaaltı’ndan iki noktada kurban kesim desteği
- 13:38 - Büyükşehir’den kaldırım işgallerine denetim
- 12:23 - 50 kilo midye şehirlerarası otobüsün teknik takibiyle ele geçirildi
- 11:43 - Kaplumbağaları inceleyip hem öğrendiler hem eğlendiler
- 11:03 - Muratpaşa’da kurban kesim noktaları belirlendi
- 10:43 - Alanyalı genç yetenek 3 kez Türkiye şampiyonu oldu
- 09:53 - Eğirdirli sporculardan, taekwondo şampiyonasında madalya yağmuru
- 15:54 - İMO üyeleri stres attı
- 12:23 - Çevreci Komşu Kart 9 yaşında
- 12:23 - Konyaaltı’nda yayla yolları onarılıyor
Eşref Ural / Journal - Konuk Yazar





SOĞUK SAVAŞ KURBANLARI
Bu ülkede 1940, 50, 60 ve 70 yıllarda doğan çocuklar esasen tam bir soğuk savaş kurbanıdırlar. Her yönüyle böyledir, siyasi, ekonomik, kültürel… 2. Dünya Savaşı’nın hemen sonrasında dünya iki kutuplu bir gezegen olarak biçimlendirildi ve yeryüzündeki her ülke, gönüllü-gönülsüz, ama kaçınılmaz olarak bu iki kutuptan birisine dahil olmak zorunda kaldı.
Türkiye uluslararası bütün baskılara rağmen 2. Dünya Harbine girmedi. Bu tavır İsmet Paşa’nın bu ülkeye yaptığı en büyük iyiliktir, çünkü kimin tarafında girersek girelim günün sonunda biz “kaybedecektik”. Elbette bu karar Türkiye’nin kaderini etkilemiştir. Ve nihayet savaş bitmiştir, dünya Sovyet Bloku ile Atlantik Bloku arasında pay edilmiştir ve bizim gibi ikinci sınıf ülkeler yol ayrımına girmişlerdir. Ve tam da bu günlerde Sovyet Dışişleri Bakanı Molotof, bizim Moskova Büyükelçimizi huzuruna çağırır ve bazı talepleri olduğunu dile getirir.
Sovyetler, açıkça Boğazların statüsünü değiştirmeyi Kafkasya sınırını daha güneye çekmek istemektedirler. Yani İstanbul Boğazında Sovyetler lehine bir yeni düzenleme ve Kars - Ardahan’ı geri alma talebi. Molotof, büyükelçimizin Montrö anlaşmasını kastederek, “Siz bunu kendi rızanızla imzaladınız” sözüne ise şu inanılmaz cevabı verir: “Biz o zaman zayıftık, şimdi ise güçlüyüz. Onun için anlaşmada değişiklik istiyoruz!”
Büyükelçimiz bunu derhal reddetti ancak Molotof, büyükelçinin görevinin bunu reddetmek veya kabul etmek değil Ankara’ya iletmek olduğunu hatırlattı. Ama bu yurtsever büyükelçimiz, İsmet İnönü’yü de Ankara’daki hükümet yetkililerini de çok iyi tanıyordu ve şu tarihi cevabı verdi: “Reddettiğim hususları hiçbir Türk hükümeti kabul etmez!” (Bu değerli büyükelçi, İslamcı çevrelerin ve bazı “solcu” aydınların “dönme-sabetayist” diyerek aşağılamaya çalıştıkları Selim Sarper’dir, bunu da buraya not edelim).
Zaten Ruslarla geçen 250 yılda çok sık savaşmıştık, belli ki Rus siyasetinin gözü-kulağı hâlâ Anadolu’da ve İstanbul’da geziniyordu. O hızla Türkiye Cumhuriyeti rotasını Batı-Atlantik bloğuna çevirmek zorunda kaldı. Ve doğal olarak, o cephenin hassasiyetlerine uygun bir devlet revizyonu gerekiyordu adım adım bunlar yapılmaya başlanacaktı. Çok partili sistem, İMF’ye katılım, NATO’ya dahil olmak vsvs.
Her zaman böyledir, insan hayatında yahut devlet hayatında, hiç değişmez, yapılan her tercihin cefası ve sefası vardır. Evet, bu tercih bizi geleneksel Rus tehditinden koruyabilmişti, ama bu aynı zamanda ülkemizin doğal mecrasında akan bir demokratik-modern ülke olmasının da önüne geçecekti. Her şeyden önce sol-sosyalist düşünce ve siyasi yapılar anında düşmanlaştırılacak ve baskı altına alınacaktır. Çünkü bu tür siyasi kanallar devlet tarafından eninde sonunda Sovyet Blokunun nüfuzunu arttıracak girişimler olarak görülüyordu. Düşünce özgürlüğü, sol fikir ve yapılar, sosyalist aydınlar, yazarlar, çizerler, çok uzun yıllar ve bu soğuk savaş iklimi sebebiyle resmen şeytanlaştırıldılar, analarından doğduklarına pişman edildiler.
Ama aslında Batı-Atlantik bloğuna entegre olarak belki de yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştuk. Çünkü sadece demokrasi kültürü imha ediliyor değildi; farklı düşünce kültürü, farklı inanma kültürü, çok kültürlülük gibi Anadolu toprağına hitap eden kavramlar da şeytanlaştırılıyordu bu şüreçte. Nesiller tek taraflı bir bakış açısıyla yetiştiriliyor, farklı her türlü düşünce lanetleniyor ve baskı altına alınıyordu. Ve bu nedenle Türkiye kendi içine dönüyor, dünyada yaşanan teknolojik - sınai gelişmelere uzak kalıyor, başörtüsü, türban, sakal, bıyık, sağcı, solcu, Alevi, Sünni, Kürt, Türk gibi dini ve etnik kavramlar ile yatıp kalkar hale getiriliyordu. Yani aslında belki de yağmurdan kaçarken doluya tutulmuş gibi görünüyorduk.
Bu günden bakıldığında çok net görünüyor ki Türkiye, Batı-Atlantik cephesine katılma tercihiyle “çok büyük kaybedenler” ligine girmiş görünüyor. Ama şunu da ifade etmek isterim; 1945 yılında devleti yöneten kadronun içinde olsaydım, çok büyük ihtimalle Batı - Atlantik blokundan yana görüş belirtirdim. Kaldı ki, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonraki siyasi gelişmeler de devletin o günlerde verdiği kararın doğru ve isabetli olduğuna işaret ediyor.
Görüntü kirliliği ve Aksu!Ömer Yetgin
SOĞUK SAVAŞ KURBANLARIEşref Ural
Temel Afet Farkındalık seminerleriMustafa Yetgin
Bayram tatilleri; kamu ve özel sektör çalışanı arasındaki derin farklarİSA KAVLAK
CUMHURİYET NEDEN İSTENMEZNuri Sezen
GAGAUZYAMuharrem Yellice
Nedim Yiğit ile Altyapı ÜzerineKahraman Köktürk
SANAL OFİSRaziye Gök Aktaş
HEYBEDEKİ BÜYÜK TURP:TÜRKİYEGürsel Kaya
NAZIM’I ABARTISIZ ANMAKYALÇIN DUMAN
Bakü’de iklim anlaşmazlığı: Dünyayı kirletenlerin YüzsüzlüğüMustafa Yıldıran
MUHASEBECİLERİN HAKLI İSYANIKamil Başkonak
CUMHURHİYET’İMİZİN 100 YILINI KUTLARKEN…Binali Efe
Kemer ve temizlik çalışmalarıAdem Vural
SEÇİMEyüp Koçak
Kesik Minare meselesi…Yusuf Katrağ
Kepez’de Öğrenci Kent Lokantası Hizmete Girdi
Cw Enerji Bayilik Ağını Genişletiyor
Türkiye Kasaplar Besiciler Et Ve Et Ürünleri Federasyonu Başkanı Yardımcı: "İ̇nsanlar Zincir Marketler, Avm’lerin Kilo İle Et Gi
Bayram Tatili 4,5 Güne Düştü, Tatil Planlarını Bütçeler Şekillendirecek
Türkiye Dünyanın En Çok Takip Edilen Turizm Ülkesi Oldu
Adana Osb Genç Sanayiciler Kurulu’ndan Antalya Osb Firmalarına Teknik Gezi
Atso Başkanı Hacısüleyman:" ’Anfaş Fresh Antalya’ Kent Markasına Büyük Katkı Sağlıyor"
Interfresh Eurasia’nın Basın Toplantısı Antalya’da Yapıldı
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim