- IMKB
% - Altın
4237.944
%-0.25 - Dolar
40.0422
%0.00 - Euro
46.9332
%-0.18
- 19:33 - Topaloğlu'ndan Mola Evi müjdesi
- 19:02 - Niyazi Nefi Kara tutuklandı
- 18:12 - Antalya'da rüşvet operasyonu
- 16:26 - Tapuda sahte kimlikle satış
- 15:58 - Antalya Valiliği süreci başlattı
- 13:23 - Yeni hal kompleksi açılışa hazırlanıyor
- 00:22 - Polonyalı golfçüler Belek'te
- 00:12 - Rüşvet, irtikap ve zimmet operasyonunda 6 tutuklama
- 17:59 - Sahnede ilginç an: Dron sanatçının kafasına çarptı
- 17:23 - Öldürülen genç kızın cenazesi teslim alındı
- 17:11 - Mersin'in 'İklime Hazır' projesi Barcelona'da tanıtıldı
- 17:11 - Mersin'in 'İklime Hazır' projesi Barcelona'da tanıtıldı
- 16:14 - "Müziğin yalnızca estetik değil, aynı zamanda ahlaki bir işlevi de vardır"
- 16:01 - Kutlama töreni ertelendi
- 15:45 - Tataristan'dan ATB'ye ziyaret
Gürsel Kaya





Aynaya Bakmak
Aynaya bakmak, hele hele akşamleyin aynaya bakmak, uğursuzluk getirir derler. Kırık, çatlamış aynaya bakmak da.
Yere düşen bardak kırılmamışsa, çatlamışsa, uğursuzluk getirir.
Onu alır, mutlaka kırarız.
Bâtıl inanca göre ayna evde bulundurulmamalı; aynaya bakmak, günah.
Aynada kendimize bakmayan, kendimize ayna tutmayan bir toplum olmuşuz. Ve hep karşımızdakine bakmışız.
Karşımızdakinin kaşında, gözünde kusur aramış durmuşuz.
Kendimizin kim ve ne olduğuna bakmadan, karşımızdakine odaklanmışız.
Onun yediği, içtiği, yaşadığı ile ilgilenmişiz.
Oluşturduğumuz bu dış merkezli yaşamda, kendimizi tanıma ve anlama fırsatını bulamamışız.
Kendimizi tanımadığımız için de, bizimle ilgili varılan her yargıya karşı çıkmışız.
Yok ben aslında öyle değil, böyleyim teraneleriyle itiraz etmiş durmuşuz.
Kendimize, daha doğrusu içimize bir ayna tutamadığımız için, dış merkezli bir kimlik sahibi olmuşuz.
Ben kimim, ben neyim, değerlerim, yeteneklerim nedir sorularını sorup benliğimize bir ayna tutabilsek; içimize doğru bir yolculuğa başlayacağız aslında.
Bu uzun ve serüven dolu yolculuğun hangi durağında, ne kadar duracağımıza biz karar vereceğiz.
Ne var ki o duraklarda bazı sürprizlerle karşılaşabiliriz.
Bunların çoğu da, istemediğimiz ya da hoşlanmadığımız şeyler olabilir.
Başkalarının bakış açısıyla olmak istediğimiz ve oluşturduğumuz biz, çok daha farklı bir şekilde çıkabilir ortaya.
Bu ben miyim sorusu çınlar kulaklarımızda.
Evet bu sizsiniz aslında.
Olmak istediğiniz değil, gerçek siz.
Elbette içimize yaptığımız bu yolculuk, yorucu ve yıpratıcı olacaktır.
Kim bilir belki de bu yüzden, kendimizi gerçek anlamda tanımak adına, bu yolculuktan hep kaçarız.
Bilmeyiz ki; biraz çaba gösterip kendimizi tanısak, dünyayı daha iyi anlayıp, daha iyi algılayacağız.
Kendini tanımayan insan, ne istediğini ya da ne istemediğini de bilemez.
Nerede duracağını, nereye çarpacağını da.
Kendinin dışındaki herkesi ve her şeyi sorgular, yargılar.
Yaşanan olumsuzlukların hiçbirinden sorumlu değildir. Ama herkes sorumlu ve suçludur.
O ise, hâkim karar verici ve dünyanın merkezidir.
Şişkin egosuyla her şeyi becerir; o olmazsa, dünya dönmez.
Çevremizde o kadar çok var ki bu insanlardan.
Her şeyi başaran bu insanlar, bir tek şeyi başaramazlar.
Mutlu olmayı.
Mutlu olamadıkları gibi, çevrelerine de mutsuzluk tohumu ekmeyi ihmâl etmezler.
Gerçek mutluluğu yakalamak ve dünyayı yaşanır kılmak, kendimizi tanımakla başlar.
Öz benliğimizi tanımak için aynaya bakmak, içimize ayna tutmak gerekir kuşkusuz.
İçe doğru bir yolculuğa doğru çıkmak.
İçimize yapılan bu yolculuk, bizdeki hiç’liği ortaya çıkaracaktır.
Şişkin egolu, doymaz, kibir yüklü varlığın, yokluktan ibaret olduğunu gösterecektir.
Varlığının, bir hiç’lik, bir yok’luk olduğunu anlayan insanoğlu, üzülecektir belki de. Ama gerçek kimliğine kavuşacak, gerçek kimliğini tanıyacaktır. Ve kendine gelecektir.
Bakın her gün kendisini ziyarete gelen dervişe şeyhi ne diyor:
“Her gün bana geleceğine, bir gün de kendine gel.”
Ne kadar mânidar değil mi?
Her ne kadar “aynaya baktım/saç beyaz olmuş/neden benzim sararmış solmuş” dese de türkülerimiz; aynaya bakmaktan korkmayalım.
İçimize doğru bir ayna tutup, bir yolculuk yapalım.
Belki de içimizdeki isimsiz yabancıyı keşfedip, kendimize geliriz...
Sağlıcakla kalın.
1923 DARBESİ (!) VE CUMHURİYETİN İMTİHANIEşref Ural
Bitmeyen sorun…Ömer Yetgin
YERALTINDAN FUTBOLKahraman Köktürk
ÇIRAĞIN AYDINLANMA DEFTERİGazanfer ERYÜKSEL
Güvensizlik Çağında EkonomiMustafa Yıldıran
NURİ ERKAL'IN ARDINDANGürsel Kaya
Trump, Evanjelizm ve Yeni Dünya DüzeniMuharrem Yellice
Kaldırım işgalleri meselesiMustafa Yetgin
Bayram tatilleri; kamu ve özel sektör çalışanı arasındaki derin farklarİSA KAVLAK
CUMHURİYET NEDEN İSTENMEZNuri Sezen
SANAL OFİSRaziye Gök Aktaş
NAZIM’I ABARTISIZ ANMAKYALÇIN DUMAN
MUHASEBECİLERİN HAKLI İSYANIKamil Başkonak
CUMHURHİYET’İMİZİN 100 YILINI KUTLARKEN…Binali Efe
Kemer ve temizlik çalışmalarıAdem Vural
SEÇİMEyüp Koçak
Kesik Minare meselesi…Yusuf Katrağ
Antalya'da rüşvet operasyonu
Mersin'in 'İklime Hazır' projesi Barcelona'da tanıtıldı
Mersin'in 'İklime Hazır' projesi Barcelona'da tanıtıldı
Çamlıbel Mahallesi’ne basketbol ve futbol sahası
Akdeniz akşamları ‘Müzik Şehrin Kalbinde’ konseriyle renkleniyor
Yediemin Otoparkları Araç Mezarlığına Döndü, 25 Yıldır Bekleyen Araçlar Var
Antalya’da Bayram Öncesi Marketlerde Etiket Denetimi
Antalya Ekonomisinin Nabzı Tutuldu
Tel : 0532 474 99 63 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim