Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Uluslararası Antalya Film Festivali tartışmaların uzantısında sona erdi.
Gazetelerden, bilboardlardan festivalin başladığını ‘’tesadüfen’’ gören vatandaş; ne zaman bittiğini ise fark edemedi…
Geleneksel kortej de olmasa festivalden haberi olan vatandaşların sayısı o kadar arttı ki; bu faktör bile tartışmaların ekseninde kendine farklı bir yer edindi.
Festival; uluslar arası boyuta taşınırken, Türk sineması için saçtığı ışık söndü…
Büyükşehir Belediyesi'nin bu yıl 55’ncisini düzenlediği Uluslararası Antalya Film Festivali'nde 'ulusal film yarışma kategorisi'nin olmaması kuşkusuz ki geleneği olan bir festivalin ortaya çıkış hedefini yaraladı…
Festivalin kapanış törenindeki magazinsel görüntüler belleklerde kalsa da, festivalin varoluş öyküsüne özgü heyecan yoktu!
Ve ‘’Altın Portakal’’ olgusunun kaybolması en çok tartışılan konu oldu.
Antalya; oysa Altın Portakal ile sembolleşti 50 yılı aşkın süredir…
55 yıldır gerçekleşen ulusal yarışmanın kaldırılmış olması negatif bir hava estirdi sinemaseverlere…
Şurası bir gerçek ki; Uluslar arası Antalya Film Festivali’ni gerçek anlamda halkla bütünleştirmek için çok daha “detaycı” çalışmaların yapılması gerekiyor.
Festivalin kan kaybettiği ile ilgili yorumlar yapılıyor; bir taraftan da uluslar arası arenaya taşınması noktasındaki kararlı adımlar gündeme getiriliyor.
Her iki düşüncenin uzantısında Antalya ile özdeşleşmiş olan Türk sinemasına 50 yılı aşkın süredir maddi ve manevi katkı sunan bu önemli sanat organizasyonu her şeye rağmen önemli bir misyon üstleniyor.
Bu bir gerçek…
Yıllardır festivali takip eden birisi olarak şunu söyleyebilirim. Geride bıraktığımız sanat organizasyonu her geçen yıl kan kaybediyor.
Bunda en önemli etken Ulasal film olgusunun festival bünyesinden koparılması…
Evet… Türkiye'nin ilk film festivali olan Uluslararası Antalya Film Festivali daha ihtişamlı bir etkinlik hedefine rağmen sönük bitti.
Bu yazı toplam 1470 defa okunmuştur.