Bugün 23 Ekim 2024 Çarşamba
  • Antalya24 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    3027.519
    %0.16
  • Dolar
    34.1864
    %-0.12
  • Euro
    36.9902
    %-0.05
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Saadet Partisi’nden iktidara “Yerli üretim” göndermesi
18 Aralık 2022 Pazar 16:55

Saadet Partisi’nden iktidara “Yerli üretim” göndermesi

Yerli Malı Haftası nedeniyle bir etkinlik gerçekleştiren Saadet Partili kadınlar, iktidar partisi AK Parti’ye yerli tarımsal üretim üzerinden yüklendi.

Yerli Malı Haftası nedeniyle bir etkinlik gerçekleştiren Saadet Partili kadınlar, iktidar partisi AK Parti’ye yerli tarımsal üretim üzerinden yüklendi. Antalya İl Kadın Kolları Gençlik Başkanı Şehnaz Koçyiğit, “Gıda güvencemizi ve güvenliğimizi sağlamak hayati öneme haizdir. Fakat ne yazık ki bugün ülkemizde, özellikle iktidar tarafından, tarımın önemi ve çiftçimizin değeri iyi anlaşılmamakta, gerekli destekler de verilmemektedir” dedi.

 

Saadet Partisi Antalya İl Kadın Kolları tarafından Yeri Malı Haftası nedeniyle bir etkinlik gerçekleştirildi. İl binası önünde gerçekleştirilen ve yerli üretimin önemine dikkat çekilen etkinlikte, tarımsal yerli üretim üzerinden AK Parti iktidarı eleştirildi. “Ülkemiz için saadetli yarınları ellerimizle üreteceğiz! Kararlıyız” vurgusunun yapıldığı etkinlikte, “Bu işte bir yanlışlık var! Fabrikalar üreten fabrikalardan, çiviyi bile ithal eden Türkiye’ye nasıl geldik? Üç tarafı denizlerle çevrili iken en çok balık ithal eden Türkiye’ye nasıl geldik? Hayvanını çoğaltan, ahırlarını dolduran kendi kışına da ülkesine de yeten hayvancılıktan et ithal eden Türkiye’ye nasıl geldik? Tahıl ambarı zenginliklerden, bir avuç bakliyatı bile ithal eden Türkiye’ye nasıl geldik? Tırlar dolusu şeker pancarından tonlarca şeker üretirken, eve şekeri gramla alabilen Türkiye’ye nasıl geldik? Toprağın her karışına farklı ürün eken çiftçilikten, ekmek yerine sadece mazot parasına hapsedilen Türkiye’ye nasıl geldik? Tarlaları aydınlatan günebakanlardan, sıvı yağı kuyrukla alan Türkiye’ye nasıl geldik?” sorularının yöneltildiği dövizler dikkat çekti. Etkinlikte vatandaşlara tarhana çorbası ikramı yapıldı. Türkiye’nin tarımsal üretimde kendi kendine yeten ülke olmaktan çıktığına dikkat çeken Saadet Partisi Antalya İl Kadın Kolları Gençlik Başkanı Şehnaz Koçyiğit, merhum lider Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Başbakanlık dönemlerini hatırlattı.

sam-9294.JPG

“ÜRETİM TÜKETİME, TÜKETİM DE ÜRETİME BAĞLIDIR”

Yerli Malı Haftası’nın, tutumlu ve bilinçli bir tüketici olmanın öneminin anlatıldığı ve yurt genelinde tüm okullarda 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanan özel bir hafta olduğunun altını çizen Koçyiğit, “Yerli malı; ülkede yetiştirilen, üretilen her türlü mal anlamına gelmektedir ve yerli malı haftası ile de yerli üretim ve tüketim desteklenerek teşvik edilmektedir. Üretim tüketime, tüketim de üretime bağlı bir aktivitedir. Çünkü üretim olmadan gelir olmaz, gelir olmadan da tüketim olmaz. Bir ülkenin gelişmesinde yerli üretim ve tüketimin önemi büyüktür. Eğer ki bir ülke yerli üretim yapamıyorsa ya dışa bağımlıdır ya da dışa bağımlı bir ülke olmaya adaydır. Yerli üretim olmayınca ülke tüketim ihtiyacını dışarıdan temin etme ihtiyacı duyar ve böylelikle zamanla dışa bağımlı bir ülke olur” dedi.

 

NECMETTİN ERBAKAN DÖNEMİNİ HATIRLATTI

Saadet Partisi’nin kurucusu merhum lider Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın da her zaman yerli üretimi desteklediğini ve böylelikle Türkiye’nin neler yapabileceğini ortaya koymak istediğini vurgulayan Koçyiğit, “Bunun için de Gümüş Motor Fabrikasını ve birçok fabrikayı kurmuştur. 1982 yılında Türkiye’nin, Avrupa’nın 5 büyük ülkesinden biri olmasını temin etmek için sanayide ve tarımda üretimi yüzde 100 artırmak suretiyle küresel tedarik zincirinde ve küresel ekonomide ilk 10 ülke arasına girileceğini, bunun da büyük bir hamle olacağını anlatmıştır. Yerli üretimin teşvik edilmesi ve dışa bağımlılığın azaltılması için ilk olarak Sanayi Bakanlığı’nda bir birim oluşturarak yurt dışından ithal edilmek istenen makine ve teçhizatın yerli üretiminin mümkün olmadığına dair Yerli İmal Durum Belgesi alınmadan yapılacak ithalat yasaklanmıştır. Savunma sanayii dahil olmak üzere TEMSAN, TAKSAN, TÜMOSAN, GERKONSAN, TUŞAŞ, TESTAŞ gibi kurum ve kuruluşlar hayata geçirilmiş, sanayi üretiminde lokomotif olacak fabrikaların temeli atılmış ve süratle yükselmeye başlamıştır” diye konuştu.

sam-9279.JPG

“MİLLİ GÖRÜŞ HER ZAMAN YERLİ ÜRETİMDEN YANADIR”

Milli görüşün her zaman yerli üretimden yana olduğunu ve bu alanda pek çok adım atıldığını vurgulayan Koçyiğit, şunları dile getirdi:

“Mesela 18 çimento fabrikası, 16 gübre fabrikası, 14 şeker fabrikası, 23 Sümerbank fabrikası, 6 SEKA fabrikası, 77 büyük sanayi tesisi 63 organize sanayi bölgesi ve 250 küçük sanayi sitesi. Bütün bunlara ilaveten 7 demir çelik tevziat ve yeni kuruluşlar, 32 ağır makine fabrikası ve MKE’nin makine sahasında yeni büyük atılımları, 4 takım tezgâhı fabrikası, 10 motor sanayine ait tesis, 11 elektromekanik sanayine ait tesis, 3 araştırma merkezi, 4 elektronik sanayine ait tesis, telekomünikasyon sanayine ait 1 tesis, 1 tane de uçak olmak üzere 72 adet ağır sanayi kuruluşu sadece 5 yıl içinde yani 1982 yılına kadar başlanıp bitirilmek üzere hedefe alınmıştır.  300'e yakın fabrikanın temeli atılmış ve 70'e yakını tamamlanmıştır. 462 tesis için yaklaşık 240 milyar lira harcanmıştır. Bu atılımlar sayesinde o dönemde bölgedeki işsizlik problemleri çözülmüş, Türkiye çoğu üründe artık ithal eden değil ihraç eden bir ülke konumuna gelmişti. Bir yandan dış ticaret açığı kapanmaya başlarken bir yandan da milli gelir artmıştı. Böylelikle fabrikalarını kendisi kuran güçlü bir Türkiye konumuna gelmişti.”

sam-9291.JPG

TARIM VE GIDANIN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKTİ

Yerli Malı Haftası’nda akla gelen üretim alanlarından birinin de tarımsal üretim ve gıda olduğuna dikkat çeken Koçyiğit, “Tarım, bir ülkenin en stratejik ve önemli ekonomik faktörlerinin başında gelmektedir. Bugün, içinde yaşadığımız sistemsel krizin sonuçlarını her geçen zaman daha da derinden hissettiğimiz dönemde gıda güvenliği ve tarımsal üretim kapasitesinin önemi hayati bir nitelik taşımaktadır. Tarımsal üretimin yüksekliği bir ülkenin refah kaynağıyken gıda güvenliği sağlıklı bireyler, mutlu bir toplum demektir.

Dünyadaki güvenlikçi politikaların giderek arttığı, ticaret savaşlarının yerini hammadde ve tedarik savaşlarının aldığı,  gelecek yüzyılı şekillendirecek iklim değişikliği ve göç olgusunun konuşulduğu böyle bir dönemde kendi kendine yetebilme özelliğinin en belirgin göstergesi olan tarım; açıktır ki en az sanayileşme ve teknoloji kadar önemli bir hale gelmiştir. Ancak şu anda ülkemiz doğal kaynaklar bakımından avantajlı olmasına rağmen tarımını tamamlayıcı nitelikte olabilecek meyve-sebze, tütün, pamuk gibi ürünler dışında, çoğu tarımsal üründe özellikle hayvansal ürünlerde tarımsal işletmelerinin yapısındaki bozukluk, teknoloji kullanımdaki yetersizlik, düşük verimlilik gibi sorunlar nedeniyle gelişmiş ülkelerle rekabet edecek düzeye ulaşılamamıştır. Bu durum doğal olarak gıda sanayiine de yansımakta, üretimde maliyetleri artırmakta diğer taraftan talep düşüklüğü ve üretimdeki istikrarsızlık üretici ve sanayiciyi olumsuz yönde etkilemektedir” ifadelerini kullandı.

sam-9287.JPG

“TARIM, BİR MİLLİ GÜVENLİK MESELESİ”

“Tarım, bugünün dünyasında artık bir milli güvenlik meselesidir” diyen Koçyiğit, konuşmasına şöyle devam etti:

"Gıda güvencemizi ve güvenliğimizi sağlamak hayati öneme haizdir. Fakat ne yazık ki bugün ülkemizde, özellikle iktidar tarafından tarımın önemi ve çiftçimizin değeri iyi anlaşılmamakta, gerekli destekler de verilmemektedir. Çiftçimiz, döktüğü alın terinin karşılığını alamamakta ve toprağa küstürülmektedir. Kanunda yer alan ‘her yıl bütçeden tarımsal desteğe ayrılması gerek kaynak, GSMH'nın yüzde 1'inden az olmamalıdır’ hükmü dahi hiçe sayılmaktadır. Maalesef bugün çiftçimiz, artık borçlarını dahi ödeyemez duruma gelmiş; traktörünü, toprağını ve hayvanını satmak zorunda kalmaktadır. Çiftçimizi desteklemek için kurulan Ziraat Bankası ise uzunca bir süredir asli görevini yerine getirmemektedir. Çiftçiye icra üstüne icra gönderilirken, bir avuç yandaş şirketin borçları bir kalemde silinmekte; çiftçimize verilmesi gereken destek buralara aktarılmaktadır.”

sam-9292.JPG

“İKTİDARIMIZDA İTHALAT MANTIĞINI DEĞİŞTİRECEĞİZ, KAYNAKLARI ÇİTÇİMİZE DESTEK OLARAK VERECEĞİZ”

“İktidar bilmese de biz çiftçimizin emeğinin değerini biliyor; iktidar anlamazlıktan gelse de biz Saadet Partisi olarak, tarımın, üretimin hayati önemini gayet iyi idrak ediyoruz. Bu nedenle, ülkemizin yeniden tarımda kendine yeten bir ülke olması en öncelikli hedefimizdir” diyen Koçyiğit, konuşmasına şöyle devam etti:

“Saadet Partisi İktidarında; ülkemizi dışa bağımlı kılan ithalat mantığını değiştirerek, ithalata ayrılan kaynakları çiftçimize destek olarak vereceğiz. Üreticilerimizi ve ülke tarımını çok uluslu ve küresel şirketlere bağımlı hale getiren maksatlı kotalar kaldırılacaktır. Gübre, mazot, ilaç, tohum, elektrik, yem, sulama ücreti gibi girdi maliyetlerini doğrudan destek ve vergi indirimi yoluyla makul düzeylere çekeceğiz. Daha fazla ve daha kaliteli üretim yapılabilmesi için çiftçilerimize teknik bilgi ve teknolojik destek vereceğiz. Her bölgeye ve her ürüne uygun politikalar geliştirilecek ve politikaları belirleme süreçlerine çiftçi temsilcilerimizin doğrudan katılımı sağlanacaktır. Tarımsal desteklemeler tarla sahiplerine değil, gerçek üreticilere yapılacak ve yeterli seviyelere çıkartılacaktır. Tarım alanlarının amaç dışı kullanımını ise kesinlikle engelleyeceğiz. Tohumdan sulamaya, faizsiz kredi imkanından çiftçimizin borçlarını yeniden yapılandırmaya kadar daha bir çok adımı hızlıca atarak; tarım sektörünü ayağa kaldıracağız. Çiftçimizin alın terinin karşılığını eksiksiz alabilmesi, bereketli topraklarımızda ekilmedik bir dönüm tarım arazisinin kalmaması bizim en büyük vaatlerimizdendir.”

 

“TARIM AYAĞA KALKINCA, TÜRKİYE ŞAHA KALKAR”

Son olarak insanca yaşamın aynı zamanda sağlıklı ve huzurlu bir yaşam olduğunu bildiklerini kaydeden Koçyiğit, “Bu yüzden temiz ve güvenilir gıdaya erişimini onurlu bir yaşamanın parçası olarak görüyoruz. Bu yüzden Saadet Partisi olarak, ucuz ve kaliteli gıdaya ulaşımı kolaylaştıracağız. Türkiye’nin gıda üretimini artıracak tarım politikalarına ağırlık vereceğiz. Nüfus büyüklüğünü ve ihtiyaçlarını dikkate alarak kısa, orta ve uzun vadeli plan ve projelerle tarımsal üretim kapasitemizi arttıracağız. Herkesin ucuz, sağlıklı ve kaliteli gıdaya ulaşabilmesini sağlayacağız. Çünkü biz biliyoruz ki; çiftçimiz kazandıkça 85 milyon kazanır, tarım sektörü ayağa kalkınca Türkiye şaha kalkar” dedi. HABER: YUSUF KATRAĞ

Bu haber toplam 2425 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim