- IMKB
% - Altın
4008.505
%-1.48 - Dolar
38.4916
%-0.03 - Euro
43.6201
%-0.23
- 18:23 - Isparta’da son 3 yılda 180 bin meyve fidanı toprakla buluştu
- 16:43 - ATB Meclis Başkan Vekili Bülbül: "İhracat için radikal politikalar geliştirilmeli"
- 16:43 - Kamp, karavan, outdoor, tiny house sektör liderleri Antalya’da
- 16:08 - Şakiroğlu: "Avrupa’da elektrik kesintileri bölgemize ilgiyi artırır"
- 15:13 - Korkuteli’de 156 hacı adayı için uğurlama töreni yapıldı
- 12:53 - GENÇOSD’nin yeni başkanı Ebubekir Tulpar oldu
- 12:45 - Türk-İş'ten Antalya'da 1 Mayıs'a davet var
- 12:23 - Muhtarlar talep etti, Kotan yanıtladı
- 12:23 - Büyükşehir’e ait toplu ulaşım araçları 1 Mayıs’ta ücretsiz
- 11:43 - Antalya Büyükşehir’den indirimli su tarifesi
- 11:38 - Antalya Arkeoloji Müzesi’nin renkli nöbetçileri tavus kuşları
- 11:18 - Başkan Uysal: "Sporu bahis sektöründen kurtarıp mahallelere yaymalıyız"
- 11:03 - Cilt Kanserine Karşı Erken Önlem Hayat Kurtarıyor
- 11:03 - Kocagöz, Erasmus öğrencilerini ağırladı
- 10:48 - Yaban domuzları mezarlara zarar verdi, mahalleli tel örgü istedi
Muharrem Yellice





ŞEHİRLEŞME- 3.
Kent” kavramı içinde, insanın doğasına aykırı tabiatı tahrip eden “Beton” yığınlarını algılıyorum… Koca koca binalara dolan cebi dolarlı köylü insanlar… Kültürsüz insanlar… Hiçbir şehirli özelliği olmayan yoz insanlarla dolu yığınları algılıyorum. Şehir, kültür birikimidir. Yüz yıllarca oluşan kültürün birikimi insan davranışına yansımış ve şehirli insan ortaya çıkmıştır. Kültürel yapı ile şehirleşme olgusu at başı giderse şehirleşme olur. Kültür ve eğitimle insanımızı şehir insanı haline getirmeyip gecekondu ve Tarım sahalarındaki köylü üretken insanların topraklarını imara açıp onları sonsuz daire ve ticari alan sahibi yaparsan , beş on nesilde oluşan şehirli insan dokusu ezilir. Kültür yok olur. Sokaklara, marka giyinen, boynu kravatlı yere tüküren, sümük atan, insanlar dolar.
Kendi tabi ortamlarından kent ortamına çekilen bu insanlarda marazi haller ortaya çıkar. Mutsuz olurlar. Davranış bilimcisi Desmond Morris “ Hayvanat bahçesi” isimli kitabında bu konuya açıklık getiriyor. Şöyle diyor “ Vahşi hayvanlar, doğal koşullar altında birbirini yaralamaz. Yavrularına saldırmaz mide ülserinden kıvranmaz, cinsel isteklerini kendi kendine tatmin etmeye kalkmaz. Homoseksüel ilişkiler kurmaz. Ama hayvanat bahçesinin kafesleri ardına konduklarında bu tür davranış bozuklukları gösterirler “. Tıpkı insanımızı hayvanat bahçesinde yaşayan hayvanlara dönüştürdük yanlış imar planlarıyla ..
.
“ İstanbul şairlerinden şehir insanı Nedim, sevgilisi güzeli şöyle tanımlıyor.
Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bal olmuş sana…
Mey süzülmüş şişeden Ruhsâr-ı âl olmuş sana…
“Yani nezaket damıtılmış incelmiş senin boyun postun olmuş,
Şişedeki kırmızı şarap damıtılmış senin yanağının kırmızılığı olmuş".
Bu bir zevk inceliği, bir kültürü ifade ediş üslubudur. Bu üslup köklü geleneği olan şehirlerde oluşur.
Köylü Karacaoğlan, 17 yüzyılda Türkmen kızını yalın bir söyleyişle şöyle ifade etmiş.
"Arık altında su doldurur
Eteğimi yel kaldırır
Şu
Komşu kızları
Bir
Bakışta
Adam öldürür"
Yalın içten bir söyleyiş
ve deyiş...
Köylünün yalın ve temiz ruhu dörtlüklere içten yansımış. Şiirin Ruhsal dokusu tabiata uyumlu yalın yaşayış biçimi insanın ruh yapısını Halk Şairleri çok güzel ifade ederler.
Şehirli yazarla, kentli yazarın güzellik anlayışları ve tabiata bakışlarında da önemli derecede zıtlıklar vardır. Kentli sanatçıda veya şair ve yazarında bir Nedim, Fuzuli, Şeyh Galip, Yahya Kemal Tanpınar, Mehmet Kaplan estetiğini bulmak mümkün değildir. Kentli kültürel algı Gecekondudan evrilmiş gibidir. Kentli yazar ruhuna ve güzellik anlayışına, Kentli yazar “ Alp Buğday’ çının “Kan sıcak akacak” adlı romanındaki şu ifadelere dikkat ederek bugünkü entelektüel yapı hakkında fikir sahibi olabiliriz.. “Abi siz orada ne karıları görüyorsunuz dimi? Yemişsindir o, Nurseli İdiz’i. Ne memeleri var karının ” Bu güne kadar hiçbir romanda bu kadar çirkin pis ifadeleri edebiyat adına kullanan olmadı. Bu hezeyanlar kentleşen metropollerdeki beton yığınlarında doğal doku özlemi içindeki insanların sapmaları olsa gerek. Modern sosyoloji göstermiştir ki, bir kır insanının, bir gecekondu insanının şehir insanına dönüşmesi 40-50 yıl almaktadır. Kentleşen Türkiye’de de bu süreçler yaşanacaktır.
İstanbul’a alternatif gösterilen dünya kenti denilen Antalya’mızda, betona boğulurken betona hayat veren yaşayanların sosyal kültürel durumlarının dikkate alınması gerektiği inancındayım. Bu değerler dikkate alınmazsa , insanlar bunalır, şehir, kendisiyle barışık olmayan arabesk insanlar haline gelir nitekim öyle oldu. Böyle giderse bu şehir, yani Antalya'mız, bugünkü İstanbul’un ta kendisi olur şehirli değil, arabesk kentli insan oluşur.
Atatürk köylü milletin efendisidir derken, kente inen Türk insanını şehirli yapma amacını da taşıdı. Yoksul bütçe ile Devlet Opera Bale ve orkestralarını ve binalarını inşa etti. Çok sesli müzik çok sesli kültürü anlama yetisini oluşturur, demokrasi çok sesliliktir. Koroyu yöneten eli değnekli adam orkestradaki tüm sesleri anlayan adamdır. Tüm Avrupa şehirlerin de en görkemli binalar opera binalarıdır. Petersburg’da yani bir şehirde altı tane opera binası var. Viyana’da onlarca. Dünya kenti dediğiniz Antalya’da niçin bir tane adam gibi opera ve bale binası yok.? 1987’lerde Antalya Belediye Başkanı Yener Ulusoy tarafından Zühtü Can’a yaptırılan 1/5000lik Masa Dağı Nazım imar planının da belediyeye ait yüzlerce kültür alanı planlanmıştı. Şimdi yeller eser yerinde ! Hepsi konut alanına dönüştürülüp satıldı. Kültür yobazlığı buna denir. Deprem anında toplanma , saldırı halinde sığınacağımız bir yer yok. Dünya kenti imişiz! Boş lâf! Arap şehri Medine deki Mescid-i Nebevi’nin altı sığınak ve araba parkı. Almanya Dresden ve Berlin kentlerinin altıda öyle buraları gördüğüm için örnekledim.
Şimdiki Gecekondu Opera ve Bale binasının olduğu yer Antalya’nın sebze hali idi. Buranın altı sığınak üstü görkemli Opera ve Bale binası olarak tasarlanabilirdi. Burada bir rant sürtüşmesi olduğu gözlemleniyor. Mevcut boş alanda Tabelalar sık sık değişiyor.
Dikkat edelim üzerinde titrediğimiz Antalya'mız çakallara yem olmasın.
Devam edecek…..
Yeni projeler ve teşvik gerek…Ömer Yetgin
Roma Yolunu YürüdükKahraman Köktürk
YENİ TREND; SEKÜLER MİLLİYETÇİLİKEşref Ural
Fuarlar ve sosyal faaliyetlerMustafa Yetgin
Deprem gerçeği ve toplanma alanlarıİSA KAVLAK
İDİL URAL ÇOĞRAFYASI’NIN KADİM SAHİPLERİMuharrem Yellice
SANAL OFİSRaziye Gök Aktaş
HEYBEDEKİ BÜYÜK TURP:TÜRKİYEGürsel Kaya
NAZIM’I ABARTISIZ ANMAKYALÇIN DUMAN
Bakü’de iklim anlaşmazlığı: Dünyayı kirletenlerin YüzsüzlüğüMustafa Yıldıran
MUHASEBECİLERİN HAKLI İSYANIKamil Başkonak
CUMHURHİYET’İMİZİN 100 YILINI KUTLARKEN…Binali Efe
Kemer ve temizlik çalışmalarıAdem Vural
SEÇİMEyüp Koçak
Kesik Minare meselesi…Yusuf Katrağ
Atb Meclis Başkan Vekili Bülbül: "İ̇hracat İçin Radikal Politikalar Geliştirilmeli"
Kamp, Karavan, Outdoor, Tiny House Sektör Liderleri Antalya’da
Şakiroğlu: "Avrupa’da Elektrik Kesintileri Bölgemize İlgiyi Artırır"
Gençosd’nin Yeni Başkanı Ebubekir Tulpar Oldu
Tzob Genel Başkanı Bayraktar: "Gençleri Tarımda Tutamıyoruz, Mülteciler Olmasa Bu İşi Götüremeyeceğiz"
Kardelen Soğanlarının Doğadan Sökümü Yasaklandı
Gazipaşa’da Sezonun İlk Kiraz Hasadı Yapıldı
Antalya Sürdürülebilir Turizmin Yeni Lideri Oluyor
Erbaş, Hacı Bayram Veli Camii’nde teravih namazı kıldırdı
Otomobilin yan yattığı kaza anı kameraya yansıdı
Samsun'da trafik kazası: 3 yaralı
ABD'de düzenlenen yarışmada dünya 2.'si oldu
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8

- Türk-İş'ten Antalya'da 1 Mayıs'a davet var
- Başkan Uysal: "Sporu bahis sektöründen kurtarıp mahallelere yaymalıyız"
- Elektronik gemi denetim sistemiyle Antalya körfezinde 124 gemiden kaçak deşarj tespit edildi
- Yaban domuzları mezarlara zarar verdi, mahalleli tel örgü istedi
- Cilt Kanserine Karşı Erken Önlem Hayat Kurtarıyor
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim