- IMKB
% - Altın
4152.823
%0.00 - Dolar
39.1557
%0.00 - Euro
44.472
%0.00
- 10:43 - Yediemin otoparkları araç mezarlığına döndü, 25 yıldır bekleyen araçlar var
- 10:43 - Antalya’da Diz Kireçlenmesine Çift Aşamalı Tedavi: Yürüyemeyen Hasta Ayağa Kalktı
- 10:43 - Alanya’da kurban satış yerleri doldu
- 10:43 - Sigarayı Bırakmak Uzun Vadede Depresyon Ve Anksiyete Belirtilerini Azaltıyor
- 10:43 - Prematüre Bir Bebeğin Yaşam Mücadelesi, Yapay Zekâ Destekli Uygulamaya Dönüştü
- 16:48 - Alanyaspor, Sivasspor maçı hazırlıklarına başladı
- 16:25 - Akdeniz Üniversitesi'nde KAP çalıştayı
- 16:23 - 1. Hukuk Fakültesi Mezunları Pilav Günü
- 15:39 - Meyve fiyatları rekor kırıyor!
- 15:37 - ‘’BU YOLLAR YAKIŞIYOR MU?!’’
- 13:28 - Burdur’da 1 Haziran - 1 Kasım tarihleri arasında ormanlık alanlara girişler yasaklandı
- 13:23 - ASAT’tan Antalya’nın altyapısına dijital dokunuş
- 13:23 - Kapalı Alanlarda Tütün Kullanımına İzin Veren 4 İşletmeye İdari Para Cezası
- 12:53 - Turunç Masa nisan ayında yüzde 94,48 memnuniyet oranına ulaştı
- 11:58 - AÜ 60+ Tazelenme Üniversitesinde mezuniyet sevinci
Muharrem Yellice





BARIŞ SÜRECİYMİŞ!,
Tarihte hiçbir savaş yarıda bırakılıp barış yapılmamıştır. PKK. nın belini Türk ordusu kırmışken, Mecliste PKK’nın durup dururken eli sıkılıyor. Bu eylem Türk Milletini şoke etti. Çünkü ,el sıkıcı yıllarca milli değerleri istismar ederek var oldu. Hatta şimdiki kıymeti ortağı bu yapıya kandan beslen vampirler dedi. Buna benzer kayıplar Osmanlı tarihinde görüldü. Tarih tekerrür mü ediyor. Tarihten ders alınırsa tekkerür etmez. Buda tarih şuurunun gelişmesi ile olur. Türkiye’nin zayıf zamanlarında böyle batı dayatmaları oluyor. Bana göre bu barış süreji denilen zırva emperyal dayatmadır. Yerli işbirlikçiler devreye girmiş gibi gözüküyor. Rodos ve Girit adalarını da batı dayatması ile bu şekilde kaybettik! Nasıl mı? Bir bakalım.
Mora: Yunan Krallığı'nın Doğuşu ve Hileli Barış
Mora Yarımadası hileli bir kayboluş kaderi paylaştı. Osmanlı hâkimiyetinde yüzyıllar geçiren bölge, 1821 yılında başlayan Yunan İsyanı ’nın merkezlerinden biri oldu. Bu isyanı başlangıçta bastırmayı başaran Osmanlı, kısa sürede Avrupa kamuoyunun baskısı ve Rusya, Fransa ve İngiltere'nin müdahaleleriyle karşı karşıya kaldı. Çar Deli Petro’nun ajanları adada Türklere karşı isyan başlattı. Gaye Bizans’ı tekrar canlandırmaktı. Bu eyleme İngiltere ve Fransa’da katıldı. Bu ülkeler birinci Dünya savaşı müttefikleridir.
1827’de Navarin’de Osmanlı donanmasının bu üç ülke tarafından yakılması, fiilen Osmanlı’nın bölgedeki hâkimiyetini sona erdirdi. 1830 yılında Yunanistan, Batılı devletlerin himayesinde bağımsızlığını ilan etti. Bu, doğrudan bir Osmanlı-Yunan savaşı değil; Batı’nın diplomatik zorlamaları ve askeri tehditleri ile gerçekleşmiş bir kopuştu.
Hendek olaylarıyla bu olayların benzeri Türkiye’de yaşandı.
a. İsyan ve Müdahale
Mora Yarımadası, 1821 yılında Etniki Eterya adlı gizli cemiyetin öncülüğünde başlayan Yunan isyanının merkezlerinden biri oldu. Osmanlı bu isyanı Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın yardımıyla bastırma sürecine girmişti. Ancak başta İngiltere, Fransa ve Rusya olmak üzere büyük Avrupa devletleri, isyancılara açık destek verdi. 1827 yılında Navarin Deniz Savaşı’nda bu üç ülkenin donanması Osmanlı-Mısır donanmasını tamamen yakarak fiilî bir müdahalede bulundu.
b. Londra Protokolü ve Bağımsızlık
Bu müdahale, uluslararası hukuka aykırı olmakla birlikte, Batı'da “insan hakları” ve “Hristiyanların korunması” adı altında meşrulaştırıldı. 1830 Londra Protokolü ile Yunanistan, Osmanlı’dan resmen ayrıldı. Bu süreçte Osmanlı, büyük bir savaşa girmeden, yalnızca diplomatik baskılar ve dış müdahale sonucu Mora’yı kaybetmişti[1]
GİRİT ADASININ BARRIŞLA KAYBI!
Osmanlı İmparatorluğu, yüzyıllar boyunca Balkanlar'dan Kuzey Afrika’ya kadar uzanan geniş coğrafyada hüküm sürmüş, Akdeniz’in önemli adaları olan Mora ve Girit’i de uzun süre egemenliği altında tutmuştur. Ancak bu iki önemli bölge, doğrudan savaş meydanlarında değil; Batı'nın sinsi planları, diplomatik oyunları ve uluslararası baskılar sonucu Osmanlı'nın elinden çıkmıştır.
Girit: Diplomasi Maskesi Altında Kaybedildi.
Osmanlılar, 1669 yılında uzun ve yıpratıcı bir kuşatmanın ardından Girit’i Venediklilerden almıştı. Ancak 19. yüzyılda adada yaşayan Rum nüfusun, Yunanistan’ın bağımsızlığından ilham alarak ayaklanmaları, Girit meselesini yeniden uluslararası bir konu hâline getirdi. Ada halkının bir kısmı Osmanlı idaresinden hoşnut olmamakla birlikte, isyanlar çoğunlukla dış destekle büyütüldü. İngiltere, Fransa, İtalya ve Rusya, "insan hakları" bahanesiyle müdahalelerde bulunarak Osmanlı'yı zor durumda bıraktılar.
1897’deki Girit İsyanı sonrası, adaya sözde özerklik verildi. Fakat bu özerklikle fiili olarak Osmanlı yönetimi sona erdi. Doğuda da aynı oyun oynanıyor. Yerel özerklik. Sonra ne olacak. Anayasanın 66.madesi değişecek , milletlerin kendi kaderini tayin hakkı gereğinde özerk yönetimin kararı ile kuzey Irak’a ilhak. Zaten PKK. Suriye resmi ordusu oldu.. Böylece emperyal niyet gerçekleşecek.
Bu ilkelere bağlı olarak, 1908’de Girit, Yunanistan’a ilhakını ilan etti. Osmanlı bunu tanımadıysa da, Balkan Savaşları ve ardından gelen siyasi çalkantılar nedeniyle ses çıkaramadı. 1913 Londra Antlaşması’yla Girit resmen Yunanistan’a bırakıldı. Böylece Girit, savaş meydanında değil; Batılı devletlerin desteğiyle ve masa başında Osmanlı’dan koparıldı..
Tarihi gerçek olarak bu iki ada savaşla değil, Barışla gitti. Kuraldır. Savaşta bir taraf yenilir, ezilir, galibin şartlarına göre barış yapılır. Viyana, Zenta, savaşlarında yenildik. Galibin şartlarına göre Karlofca anlaşması yapıldı. 1768.74 Osmanlı Rus savaşında yenildik, Kaynarca anlaması Rusya lehine 1774'te yapıldı. Purut’ta Rus’u yendik .Bizim şartlara göre anlaşma yapıldı. 1812 Bükreş Anlaşması Osmanlı'nın yenilgisini üzerine yapıldı.
93 harbinde Osmanlı Yenildi .Rus ,Doğu Anadolu ve tüm Balkanları alarak Yeşilköy’ e bayrak dikip anıt yaptı. Rusya'nın dayattığı şartlarda Ayastefanos anlaşması imzalandı. Savaş durdu. Rus'un işgal ettiği yerler Rus'ta kaldı. Lozan’da süngümüzün girdiği yerleri koruyabildik ve şartları biz koyduk. Barış gündeminin 14 maddesini bakanlar kurulu tespit edip İsmet İnönü’nün eline verdi. Gündem bu, gümden dışı konuşmalara fırsat verme dendi ve öyle oldu. Türkiye cumhuriyetinin tapusunu kılıcımızla aldık. Barışın şartları savaş sonrası Galip tarafından tespit edilir.
Kürt sorunu mecliste çözülür yaveleri ne demek.! PKK. ne istiyor .Federasyon.
Bu sözde barışla 30 yıl erteleyip kültürel gücünü pekiştirecek. Üniter yapı bozulacak. Şişko birisinin babası, adam kamyoncu mu neydi. " ilk dört madde konuşulabilir" diye yumurtladı.. Meclis başkanı buna benzer laf etti.
Konunun mecliste görüşülmesi görüşü yanlış. Adam şartsız teslim oldum diyorsa, bu işgüzarlık niye? Mecliste Görüşülecek bir şey yok.
Bize göre Kürt sorunu Yoktur .
Herkes Cumhuriyetin eşit vatandaşıdır.
Türk hazinesini Kürt kökenli Bakan yönetiyor.
TC. Meclisini yönetiyorlar.
Daha ne verilsin ki, barış denilen mitolojik kuş gelsin.
Bunlar emperyal proje piyonlarının sahneledikleri tiyatrodur.
Girit ve Mora örnekleri, Osmanlı’nın yalnızca askeri cephede değil, diplomatik masada da kaybettiğini göstermektedir. Batılı devletler, “medeniyet”, “reform” ve “özgürlük” gibi kavramları kullanarak, Osmanlı topraklarında yaşayan gayrimüslim halkları isyana teşvik etmiş, ardından bu isyanları bastırmaya çalışan Osmanlı’ya müdahalede bulunmuştur. Aslında bu süreçler, bugünkü hibrit savaşların ve vekil unsurlarla yürütülen operasyonların erken örnekleri sayılabilir.
Girit ve Mora, Batı'nın silahsız ama etkili müdahaleleriyle Osmanlı’dan koparılan topraklardır. Bu toprakların kaybı, savaş meydanlarında değil; diplomasi sahnesinde, entrika masalarında yaşanmıştır. Türk'ün bileğini bükemeyen Batı, zihnini ve sabrını hedef almış; iç karışıklıkları körükleyerek, kendi çıkarlarını “barış” kılıfı altında gerçekleştirmiştir.
Bu makale, Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliğinde bulunan Girit Adası ile Mora Yarımadası’nın, doğrudan savaş yoluyla değil, Batılı büyük devletlerin diplomatik baskıları ve politik entrikaları sonucu Osmanlı'dan nasıl koparıldığını incelemektedir. Bu iki bölgenin elden çıkışı, emperyalizmin barış ve medeniyet söylemleri ardına gizlenmiş politik müdahalelerinin tarihî bir örneğini teşkil etmektedir. Bu tarihi gerçeklerden hareketle barış havarilerine tarihsel öğütler verelim. Tarihe denilen yedi bin yıllık Türk beşiğine bir bakalım. Onların kanlı ellerine kına yakalım. Şöyle başlayalım.
Kalemle kağıtla kurulan
Tek devlet yok!
Tabi ki:
“ Kalem kağıt nedir?
Birer oyuncak !
Zafer süngülerle yazılır ancak”
Türk’ün suskunluğu, zafiyet mi
Sayıldı..
Öyle mi anlaşıldı
SENCE
Behey
Ahmak?
Tarihe bir bak bakalım
Kaç kere dikilmiştir
Karşına koca TÜRK
Burma bıyığıyla kalpağıyla!
Ders çıkarmaz mısın
Tarihten?
Bak sana
Tarihî bir fıkra anlatayım
Ders al bu yaşanmış olaydan
Diklenme , olur olmaz zamanda.
Senin iyiliğin için bu fıkra
Bence hava hoş.
Rus ihtilali 1917
Kafkasya.
Azerbaycan- Ermenistan- Gürcistan
Coğrafyalarının bulunduğu alanın
O zaman ki adı,
Maverâ –yı Kafkasya!
O zaman bu alan,
Dünya Devletlerince, TÜRKİYE
Olarak adlandırılmakta
Öyle, bilinmekteydi.
22 Nisan 1918 de bağımsızlığını
İlan etti; Mavera-yı Kafkasya!
Meclis, Ermeni, Azeri, Gürcü
Millet vekillerinden oluştu.
Bu devlet 35 gün yaşadı
Etnik guruplar bağımsızlığını
İlan edip ayrı ayrı devletçik oldular.
1918 Birinci Dünya Savaşı
Osmanlının paylaşımı savaşı bitti.
Kafkasların ve Osmanlının
Paylaşımı için
Batum da, Emperyalist devletlerce,
Tam 20 adet toplantı düzenlenir
Bu toplantılardan sonuncusu
Üç gün sürer.
Toplantıya, Osmanlıyı temsilen
Okuması yazması olmayan
Doğu Anadolu Aşiret reislerinden
Mevlüt Ağa katılır.
Üç gün boyunca Osmanlının,
Ve Kafkasları parçalama planlarını dinler.
Osmanlı Devleti temsilcisi Mevlüt Ağa,
Söz alıp hiç konuşmaz!
Galip devlet temsilcileri, üçüncü günün sonunda
Müstehzi tavırlarla ,“ SEN NE DERSİN BU paylaşıma
MEVLÜT AĞA” Diyerek söz verirler.
Mevlüt Ağa, ağır ağır kürsüye gelir, şöyle başlar söze.
Üç gündür benim ülkemi paylaşan planlar yaptınız.
Ülkemi kağıt üzerinde paylaştınız. Ben dinledim
Şimdi müsaadenizle size bir fıkra anlatacağım.
Lütfen dinleyin.
Bilirsiniz
Eskiden,
İpek yolu, yani kervan yolu benim
Coğrafyamdan geçerdi .
Türk’ün kontrol ettiği bu güzergahta,
Belli aralıklarla kervansaraylar olurdu.
İshak paşa sarayı da , kervanların uğrak yeriydi
Ağrıda.
Kervan, develerin arkada, eşeklerin önde olduğu
Bir yük taşıma şeklidir.
Bir kervan, ipek yolu güzergahında yol alırken
Bir vadiden geçerken , bir deve ile eşek yük taşıyamaz
Hale gelir.
Kervancı deve ile eşeği
Salıverir vadiye. Yani azat eder
Günler geçer, sene-i devriye olur.
Bahar gelir , yeşillenir vadi.
Suların çağlaması
Kuşların cıvıltıları
Rengarenk vadi
İlham verir
Eşeğe!
Semiren eşek koşarak gelir deve ’ye !
“Deve Kardeş !
Ben şarkı söyleyeceğim”
Deve, devran geçirmiş. tecrübe kazanmıştır.
“Aman eşek kardeş ,yapma.
Şarkını bir kervancı duyar
Yüke koşar bizi,
Bozulur vadideki rahatımız
Akıllı olalım bozmayalım rahatımızı
Kardeş kardeş rahat yaşıyoruz
Bir şikayetimiz yok hayattan…”
Tamam der eşek. Döner vadiye
Oynar koşar, yatar, yuvarlanır
Şevke gelir, duramaz, gönlü şarkı söylemek
İster derinden.
Tekrar koşar deveye. Bir böyle. İki böyle. Üç böyle.
Dayanamaz deve, kızgınca; söyle beee der.
EŞEK,
Nameli bir şarkı söyler. Dağlardan geri döner
Şarkının nameleri ! Namenin ahengiyle dolar vadi!
Tam o anda ;bir kervancı geçmektedir vadiden!
Şarkının geldiği yere yönelir kervancı.
Bir de ne görsün! Semiz bir deve, birde semiz eşek!
Alır yüke! tırmanır sarp dağlar. Deve ve eşek hamdır
Zorlanırlar yoldan .Eşeğin çarıkları da yoktur naldan!
Kan revan içinde kalır eşeğin ayakları
Yürüyemez tek bir adım!
Kervancı ; alır eşeğin yükünü
Koyar devenin üstüne!
Tırmanırlar, Zigana dağlarının zirvesine.
Her yer uçurum, kervan zor geçmektedir yoldan
Eşeğe semeri de yüktür. Adım atamaz haldedir.
Kervancı merhametli adamdır .Semeri de alır koyar
Devenin üstüne!
Yola devam edilir. Eşek yüksüzde yürüyemez
Eşeği de alır kervancı devenin üstüne koyar!
Dağın zirvesindedir kervan
Gözler bakarsa aşağı
Uçuruma
Kararır gözler
Döner başlar
Böyle bir
AN!
Eşek sıkı sıkıya yapışmıştır korkudan devenin hamutuna
Deve seslenir aşağıdan üstündeki eşeğe,
“Eşek kardeş, benim
OYNAYASIM GELDİ”
Aman deve kardeş, ne olur oynama,
Görüyorum uçurumu, bin bir parça olurum
Kıyma olurum yok olurum, kurda kuşa yem olurum.
Deve dinlemez, eşeğin mazeretlerini
Ve
OYNAR!
Büyük devletlerin, mahrur elçilerine
“Biz develeri oynatırız
Eşekler,
Başının çaresine baksın “
Der,
Okur yazar olmayan, eşraftan MEVLÜT AĞA
Bundan tam 117 yıl önce!
Anlayana
SİVRİSİNEK SAZ
ANLAMAYANA
DAVUL ZURNA AZ
Eğer böyleyse plan,
Eşekler başının çaresine baksın
Biz ,DEVELERİ OYNATIRIZ.
- İnalcık, Halil, Devlet-i Aliyye, Timaş Yayınları, 2010.
- Karpat, Kemal H., Osmanlı’dan Günümüze Etnik Yapılanma, Timaş Yayınları, 2011.
YÖRÜK TÜRKMEN FESTİVALLERİMuharrem Yellice
İçim yanıyorKahraman Köktürk
Her veda yeni bir başlangıçtır…Ömer Yetgin
Kaldırım işgalleri meselesiMustafa Yetgin
ÖLDÜRÜLMESİ GEREKEN ÖLÜLEREşref Ural
Bayram tatilleri; kamu ve özel sektör çalışanı arasındaki derin farklarİSA KAVLAK
CUMHURİYET NEDEN İSTENMEZNuri Sezen
SANAL OFİSRaziye Gök Aktaş
HEYBEDEKİ BÜYÜK TURP:TÜRKİYEGürsel Kaya
NAZIM’I ABARTISIZ ANMAKYALÇIN DUMAN
Bakü’de iklim anlaşmazlığı: Dünyayı kirletenlerin YüzsüzlüğüMustafa Yıldıran
MUHASEBECİLERİN HAKLI İSYANIKamil Başkonak
CUMHURHİYET’İMİZİN 100 YILINI KUTLARKEN…Binali Efe
Kemer ve temizlik çalışmalarıAdem Vural
SEÇİMEyüp Koçak
Kesik Minare meselesi…Yusuf Katrağ
Yediemin Otoparkları Araç Mezarlığına Döndü, 25 Yıldır Bekleyen Araçlar Var
Antalya’da Bayram Öncesi Marketlerde Etiket Denetimi
Antalya Ekonomisinin Nabzı Tutuldu
Kepez’de Öğrenci Kent Lokantası Hizmete Girdi
Cw Enerji Bayilik Ağını Genişletiyor
Türkiye Kasaplar Besiciler Et Ve Et Ürünleri Federasyonu Başkanı Yardımcı: "İ̇nsanlar Zincir Marketler, Avm’lerin Kilo İle Et Gi
Bayram Tatili 4,5 Güne Düştü, Tatil Planlarını Bütçeler Şekillendirecek
Türkiye Dünyanın En Çok Takip Edilen Turizm Ülkesi Oldu
Erbaş, Hacı Bayram Veli Camii’nde teravih namazı kıldırdı
Otomobilin yan yattığı kaza anı kameraya yansıdı
Samsun'da trafik kazası: 3 yaralı
ABD'de düzenlenen yarışmada dünya 2.'si oldu
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8

- Antalya’da Diz Kireçlenmesine Çift Aşamalı Tedavi: Yürüyemeyen Hasta Ayağa Kalktı
- Sigarayı Bırakmak Uzun Vadede Depresyon Ve Anksiyete Belirtilerini Azaltıyor
- Yediemin otoparkları araç mezarlığına döndü, 25 yıldır bekleyen araçlar var
- Prematüre Bir Bebeğin Yaşam Mücadelesi, Yapay Zekâ Destekli Uygulamaya Dönüştü
- Alanya’da kurban satış yerleri doldu
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim