Mustafa Yetgin

Markete girdiğimizde satın almak istediğimiz ürünün son kullanma tarihinin geçip geçmediğini araştırmak da yetmiyor artık. Satın aldığımız ürünün içine katkı maddesi konulup konulmadığı konusunda rahat değiliz.

  Açık semt pazarlarında toz, toprak giriyor diye almaktan vazgeçtiğimiz ve süper markette görüp ambalajına aldandığımız bir ürünün içeriğinde katkı maddesi olduğunu tesadüfen televizyonlarda ve internet sitelerinde okuduğumuzda iş işten geçmiş oluyor.

  Lakin bir ürünün içerisinde değişik katkı maddelerinin konulduğuna, karıştırıldığına tanıklık ediyoruz çoğu zaman.

  GDO’lu ürünlerin satışının ve yetiştiriciliğinin tartışmalarının henüz bitmediği günümüzde, büyük paralar vererek aldığımız gıda ürünlerinin sağlıklı mı olup olmadığına karar veremez olduk maalesef.

            Televizyonlarda 25 liraya 4 kg bal satışı yapan yayınlara rastlıyorum.

            Sadece şeker konulsa yine maliyeti kurtarmaz.

Aklınıza gelen her üründe; artık bir kuşku yaşar olduk maalesef.

Marketten satın aldığımız hazır kıymadan tutun da, peynir ve zeytine kadar…

Sucuktan, kaşara kadar.

Tereyağından yoğurta kadar.

Meyve ve sebzeyi saymıyorum. Organik diye aldığımız ürünlere bile güvenemez olduk.

    Önce eğitim vereceğiz, sonra denetleyeceğiz…

            Sağlığımızın hiç de emin ellerde olmadığını; zaman zaman yapılan denetimlerde ve analizlerde şaşırarak görüyorum doğrusu.

                        Aslına bakarsanız; yıllardan beri yediğimiz ve içtiğimiz ürünlerin sağlıklı olup olmadığı ile ilgili vatandaşın kaygısı var.

            Yazılı ve görsel basında, merdiven altı diye tanımlanan imalathanelerde yapılan tatlılardan tutunda, dana eti diye tavuk eti karıştırılan sucuk, salam ve sosise her şeyin çok daha sıkı denetlenmesi lazım bence.

Binbir güçlükle kazandığımız ve evimize ekmek götürebildiğimiz bu hayat pahalılığında yediğimiz ürünlere “güvenmek” en doğal hakkımız bence.

            Yıllardan beri; bazı tereyağlarına margarin yağı veya patates püresi karıştırıldığı yönünde söylentiler vatandaşı tedirgin ediyor.

            Böyle olmaması lazım.

            Ben düşünüyorum da asgari ücretli maaşımızı zorlayarak  binbir güçlükle aldığımız ürünün; bir de sağlık açısından sakıncalı  olduğunu düşündüğümüzde; bir tüketici olarak, bir vatandaş olarak kime inanacağız?

            Bu yüzden daha sık aralıklarla denetim lazım.

            Sağlıklı günler.