Adem Vural / SON HABER

Çocukluğum ve gençliğim Antalya’da geçti. İlimizin kısa zamanda ne kadar değiştiğini ve her sene daha da başka bir görüntüye büründüğünü net olarak görmekteyim.

Okul yıllarımda o kadar az trafik vardı ki, okula bisikletle gidip geliyordum. Annem ve rahmetli babam fazla endişe duymazlardı. Çünkü yollarda araçlar azdı ve yollar bisiklet kullanmaya müsaitti.

Şimdi geçen 20 – 25 senede çok fazla şey değişti.

Rekor derecede araç oldu ve ilimizin planlamasındaki eksiklikler hızla ortaya çıkmakta.

Öte yandan ilimizin önemli meselelerinden öne çıkanlarda trafik meselesi, çarpık yapılaşma, kaldırım işgallerini ve elbette görüntü kirliliğini söylemem mümkün.

Bilhassa işlek noktalarda kaldırım işgalleri meselesi ile otopark konusu vatandaşların, sürücülerin tepkisine neden olmakta.

Kaldırım işgalleri ile ilgili vatandaşın tepkisi her geçen gün artarken, yollara kadar taşan teşhir ürünleri yüzünden yürümekte zorluk çekenlerin sayısı her geçen gün farklı boyutlara geliyor.

Aynı şekilde vergisini ödeyip, işçi çalıştıran, dükkan kirası ödeyen esnafın da en büyük şikayeti işportacılar.

Kazım Özalp Caddesi’nde, Şarampol Caddesi’nde ve Güllük’te bu görüntüler oldukça fazla diyebilirim.

Antalya’da akşam saatlerinde bile gürültü kirliliği eksik olmazken, tabela kirliliği başta olmak üzere çatılardaki görüntü kirliliği bana göre önemli bir mesele.

Keza kaldırım işgalleri de öyle…

Vatandaşının bu noktada önemli istekleri ve beklentileri var.

Mesela kaldırım işgallerinden tutun da, çatılardaki görüntü kirliliğinin önlenmesine kadar detaylı bir çalışmanın yapılmasını istiyor.

Çünkü; büyük hedefleri olan Antalya’nın özellikle bu olumsuzlukları aşması lazım diye düşünüyorum.

Çarpık yapılaşma meselesi ise hakikaten çok büyük bir sıkıntı.

Şehir estetiği giderek azalmakta ve beton binalar hızla çoğalıyor. Doğal olarak yeşil alanlarımız da fazla kalmadı.

Gelelim çatılardaki güneş enerjilerinin yarattığı görüntü kirliliğine. O da Antalya’nın kent estetiğini bozuyor.

Esen kalın.