Bugün 22 Mayıs 2025 Perşembe
  • Antalya20 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    4138.616
    %-0.11
  • Dolar
    38.8149
    %-0.21
  • Euro
    44.0661
    %-0.00
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Subaşı: “Genel başkanlar siyaset alanını sınırlandırıyor”
21 Mayıs 2025 Çarşamba 16:50

Subaşı: “Genel başkanlar siyaset alanını sınırlandırıyor”

ATSO Meclis toplantısına konuk olan Antalya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı ve Antalya eski Milletvekili Hasan Subaşı, 50 yıldan fazla süredir siyasetin içinde yer aldığını hatırlatarak, hayatı boyunca siyaset alanının sınırlandırıldığını gördüğünü

ATSO Meclis toplantısına konuk olan Antalya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı ve Antalya eski Milletvekili Hasan Subaşı, 50 yıldan fazla süredir siyasetin içinde yer aldığını hatırlatarak, hayatı boyunca siyaset alanının sınırlandırıldığını gördüğünü dile getirdi. Subaşı, “Bunu Türkiye’deki siyasi yapılanmada önce genel başkanlar sınırlıyor. Çünkü, herkes genel başkana biat etme, itaat etme modelini benimser hale geliyor. Onun için siyaset bir dar alana sıkışmaya başlıyor” dedi.

 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Mayıs ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı Ahmet Öztürk başkanlığında gerçekleştirildi. Antalya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı ve Antalya eski Milletvekili Hasan Subaşı, toplantı öncesinde meclis üyelerine “Dar Alanda Siyaset” adlı kitabını imzaladı. Toplantıda Subaşı’ya Meclis Başkanı Ahmet Öztürk ve Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman tarafından ATSO Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin hazırladığı tablo hediye edildi.

grz8oxkxeaa9zag.jpg

“HEP KENDİ BİLDİĞİM DOĞRULARI SÖYLEDİM”

ATSO meclis üyelerine yönelik konuşma yapan Subaşı, 1970’li yıllarda siyasete girdiğini hatırlatarak 50 yıldan fazla siyasette yer aldığının altını çizdi. “Dar Alanda Siyaset” adlı kitabı ile tarihe not düştüğünü söyleyen Subaşı, “Antalya ile ilgili bir çok konuyu, sorunu, yapılanı ve yapılamayanı yazma fırsatı buldum. Siyaset yaşamımda kendi bildiğim doğruları hep söylemeye çalıştım. Birilerinin izinden gitmek yerine kendi doğrularımı dillendirdim ki, bunu bir görev olarak belledim” diyerek belediye başkanlığı döneminde Antalya’ya kazandırdığı çalışmalardan bahsetti.

 

“SİYASET YAPILAMAZ HÂLE GELDİ”

Hayatı boyunca siyaset alanının sınırlandırıldığını gördüğünü dile getiren Subaşı, şunları söyledi:

“Bunu siyaset doğasında, Türkiye’deki siyasi yapılanmada önce genel başkanlar sınırlıyor. Çünkü, herkes genel başkana biat etme, itaat etme modelini benimser hale geliyor. Onun için siyaset bir dar alana sıkışmaya başlıyor. Sonra teşkilatlar baskı yapar. Ardından devletin egemenleri bazı ezber koyar, baskı yapar. Siyaset biraz daha daralmış olur ama son yıllardaki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile de siyaset, artık daralmak değil, zorlanıp sürdürülemez, yapılamaz hâle gelmiştir. Onun için siyaset kurumunun artık Türkiye’nin sorunlarını çözme ihtimali giderek yok olmuştur. Sadece belli bir egemen sınıf, çözebildiğini çözmeye çalışacaktır ama halk katılmadan, demokrasiyi, özgürlük alanlarını genişletmeden onları yapmak kolay değil. İnşallah önümüzdeki dönemde ufkumuz açılar, siyaset yapılar hâle gelir, özgürleşir. Siyaset özgürleşirken bireyler, insanlarımız özgürleşir, yeni ufuklar açılır. Çocuklarımızın, torunlarımızın da geleceği o nispette güçlenir, umutlarımız yeşerir.”

c22a0179-9efe-48cc-a69e-9ecc7e513b27.jpg

GÖNCÜ; AYRINTI İSTEDİ

Subaşı, konuşmasından sonra meclis salonundan ayrılırken ATSO meclis üyeleri gündemi görüşmeye başladı. Hesapları İnceleme Komisyonu Başkanı Ender Kuzucu, Nisan ayı mizanı ile ilgili meclis üyelerini bilgilendirdi. Kuzucu’nun yaptığı bilgilendirmeden sonra Meclis üyesi Hasan Cumhur Göncü, 333 bin liralık tedavi gideri, 620 bin 512 liralık temsil gideri ve 466 bin 900 liralık tanıtım gideri ile ilgili ayrıntılı bilgi istedi. Kuzucu, tedavi giderinin personelin hastanelerde yapılan tedavileriyle ilgili olduğunu, temsil giderlerindeki 358 bin liranın Ramazan ayında verilen iftarla ilgili olduğunu, tanıtım giderlerinde de Uluslararası Turizm Gastronomi Fuarı ile ilgili ATSO’nun üstlendiği sorumlulukla ilgili harcadığı 345 bin lira ve Akdeniz Üniversitesi işbirliğiyle yapılan Antalya Film yapımıyla ilgili de 120 bin liralık bir bedel bulunduğunu söyledi. Kuzucu, isteyen meclis üyelerinin önceden bildirerek Hesapları İnceleme Komisyonu toplantısına katılabileceğini de sözlerine ekledi.

 

“ŞOV YAPMAYA ÇALIŞIYOR”

Söz alan Meclis üyesi Serkan Bahar ise, Hesapları İnceleme Komisyonu Başkanı Kuzucu’nun komisyon toplantılarına her seferinde Göncü’yü davet ettiğini hatırlatarak, “117 meclis üyesi olarak bunları tek inceleyen ya da bunlarla çok ilgili olan bir beyefendi gibi her mecliste burada anlatmaya çalışması, vaktimizi boşa harcatması bence etik kuralların biraz dışında kalıyor. Çünkü, her toplantıya her meclis üyesi davetli. İsteyen katılabiliyor ama Cumhur bey, burada küçük bir şov yapmaya çalışıyor. Burası şov yapmak için uygun bir yer değil. Bizim hem vaktimizi hem zamanımızı alıyor. 117 kişinin hepsi bu konuda O’nun kadar meraklı ve inceliyor. Lütfen bu konuda daha fazla şov yapmasın, bence etik olmuyor” dedi.

img20250520162932.jpg

“SORU SORMAM BİR ŞOV DEĞİL”

Tekrar söz alan Cumhur Göncü ise, “Gündem maddesinde Hesapları İnceleme Komisyonu Raporu ve tartışmaya açılması var. Bu benim yasal hakkım, sorabilirim. Toplantıya katılmak benim zorunluluğum değil, tercih edersem katılırım, tercih etmezsem katılmam. Burada soru sormam bir şov değil. Bence Serkan beyin konuşması etik değil. Bu benim Anayasal hakkım. Birçok mecliste böyle şeyler soruluyor. Biz burada kimseyi töhmet altında bırakmadık, kimseye bir şey demedik. Sadece bilgi almak istedik. Bende Ramazan yemeğiyle alakalı katkı koyan herkese teşekkür ederim ama şov kelimesi bence çok çirkin bir kelime meclis için, yakışmıyor. Bu benim Anayasal, demokratik hakkım. Ne zaman ve ne şekilde kullanacağımı çok iyi bilirim. Rahatsız olmaya gerek yok. Serkan beyi bu yaklaşımından dolayı kınıyorum” şeklinde konuştu. Diğer bazı meclis üyeleri de söz alarak değerlendirmelerde bulundu.

 

“BU FAİZLERLE İŞ YAPMAK MÜMKÜN DEĞİL”

Yaptığı konuşmada 19 Mayıs ruhunun herkesin içinde olduğunu vurgulayan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman ise, kent ve ülke gündemi ile ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Geçtiğimiz aydan bu yana ekonomik gelişmelerde bir değişme olmadığına işaret eden Hacısüleyman, faizlerin yüksekliğine dikkat çekerek, “Bu faizlerle iş yapmak mümkün değil. Biz tüketim için değil, üretim için finansmana erişmek istiyoruz. Bize bir yol açılması gerekiyor, nakde sıkışmış durumdayız. İşletmelerimizin ticari faaliyetlerini yürütebilmesi için üretebilmesi, satabilmesi ve nakde erişiminin olması lazım. Bu 3 ayak olmadığı sürece zaten kâr etme şansımız yok. Kâr etmeyen bir üretim merkezi, işletme ayakta duramaz. Sonuçta kâr edersek ondan sonraki aylarımızı ve yıllarımızı düzenleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

98ece25f-83f0-4b72-9168-2fd7985a0fb9.jpg

“ÖNÜMÜZÜ GÖREBİLİRSEK 50 MİLYAR DOLARI YERİNE KOYABİLİRİZ”

Daha önce Merkez Bankası’ndan çıkan 50 milyar dolardan bahsettiğini hatırlatan Hacısüleyman, “50 milyar dolar gibi bir çıkış söz konusu. Diyeceksiniz ki, Merkez Bankası bu dolarları neden biriktirdi? Böyle günler olabilir diye biriktirdi. 50 milyar dolar çıkmış olabilir ama ülkemizin bunu tekrar yerine koyma kabiliyeti de var. Neyle? Eğer önünü görebilirse. Bizler hepimiz önümüzü görebilirsek, bu parayı yerine koyacak önlemleri alıp üretimi sağlayabilirsek, o zaman ihracatı da yaparız, tüketim mallarına olan talebi de geliştirebiliriz” dedi.

 

“HANGİ ENFLASYON RAKAMINA İNANACAĞIMIZI BİLMİYORUZ”

Türkiye’nin uzun zamandır enflasyonla boğuştuğuna dikkat çeken Hacısüleyman, şöyle konuştu:

“Herhalde dünyada bizim kadar uzun süre enflasyonla mücadele eden başka bir ülke yoktur. Ben hatırlamıyorum. İki yıldır enflasyonla uğraşıyoruz ama bir türlü düşüremiyoruz. Üstelik 3 farklı enflasyon rakamı var. Hangisine inanacağımızı bilemiyoruz ve kendimizden şüphe etmeye başlıyoruz. Öyle bir rakam var ki, piyasaya çıktığımızda gördüğümüz pahalılıkla örtüşmüyor. Bu rakam çok düşük gerçekte pahalılık çok fazla diyoruz. O zaman bu neyin oranı? diye sormaktan kendimizi alamıyoruz. Bu durum gerçekten üzücü. Dışarıya karşı iç üretimimizi artırmamız, ihracat yapabilmemiz lazım. Hiçbirimiz paramız olsun da çok para harcayalım demiyoruz. Amacımız bu değil. Amacımız üretmek ve tüketirken de dikkatli olmak. Hiçbirimiz, gelişigüzel bir harcama yapmıyoruz. Ticaret insanlarına verilecek bir takviye ya da finansmana erişim konusunda açılacak yol, asla yanlış yerlere gitmeyecek. Doğru kaynaklara gidecek ve doğru ihtiyaçlara kullanılacaktır."

img20250520163038.jpg

“KÜRESEL TİCARETTE VERGİ ARTIŞI, TURİZMİMİZİ OLUMSUZ ETKİLER”

ABD Başkanı Donald Trump’un politikalarına da değinen Hacısüleyman, Çin ve Amerika arasında yaşanan vergi uygulamalarındaki değişikliğe dikkat çekti. Küresel ticarette her türlü vergi artışının ticareti olumsuz etkileyeceğinin altını çizen Hacısüleyman, “Ticaret azalırsa ülkelerin büyüme oranları düşer. Büyüme oranlarında bizim açımızdan önemli olan bir sektörün ülkeleri de var. Küresel ticarette vergi artışları olursa Avrupa bölgesi bundan etkilenecek ve Avrupa ülkelerinin büyümesinde azalma olacak. Azalma olunca bize gelen turizm hareketi olumsuz etkilenebiliyor. O nedenle Amerika ve Çin bizden çok uzak, bizi etkilemez diye düşünmeyelim” dedi.

 

“UMUDUMUZ DEVAM EDİYOR”

Mayıs ayı sonuna kadar Ukrayna ve Rusya arasında kalıcı bir ateşkes anlaşması olursa bunun turizmi olumlu yönde etkileyeceğini daha önce söylediğini hatırlatan Hacısüleyman, “Ayın sonuna hâlâ günler var ve bu konudaki görüşmeler devam ediyor. Neden Mayıs ayının sonuna kadar dedim? Çünkü, Rusya'da okul tatilleri 1 Haziran’da başlar. Ondan sonra da tatil planları yapılır. Dolayısıyla bu konudaki umudumuz sadece insanlık anlamında değil, aynı zamanda sektörel anlamda” diye konuştu.

 

“TURİZMLE İLGİLİ KARAR ALINIRKEN, ORTAK AKILLA HAREKET EDİLMELİ”

Turizmin, Antalya’nın ana lokomotiflerinden biri olduğunu vurgulayan Hacısüleyman, şunları dile getirdi:

“Birçok sektörümüz, turizm hareketinin bir paydaşı olarak işini yürütmekte. Devletimizin bakanlıkları, bürokrasisi turizmi etkileyebilecek herhangi bir karar alırken muhakkak ortak akılla hareket etmeli. 19 Nisan’da, Sağlık Bakanlığımız bir yönetmelik yayımladı. Bu yönetmeliğin 37. maddesinde ‘Konaklama sektöründe 500 yatağın üzerinde olan işletmeler tam zamanlı bir doktor bulundurmak zorunda’ deniyor. ‘Tam zamanlı’ ifadesi, başka bir yerde çalışamayacağı anlamına geliyor. Antalya’da 500 yatak üzerinde kapasiteye sahip 670 tesisimiz bulunuyor. Antalya’da toplam 7 bin 700 doktor görev yapıyor. Doktorların yüzde 10’unu hastanelerden çekip otellere koyacağız. Zaten sağlık sistemi içerisinde herkesin şikâyetçi olduğu konuların başında, hekimlerin hastaya ayırdığı sürenin çok az olduğu geliyor. Hekimlerimiz de bu konuda serzenişte. Bütün bunları yaşarken, Sağlık Bakanlığımız böyle bir yönetmelik maddesi koydu. Herhalde bunu düzelteceklerdir diye bekliyorum ama 1 aydır düzeltme yapılmadı. Turizmle ilgili bir karar alınırken, öznesi insan olduğu için insanı nasıl etkileyeceğine de dikkat edilmeli.”

img20250520163054.jpg

“FİLİSTİN’DEKİ ZULME SESSİZ KALINMAMALI”

Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılmış olmasının kendilerini ayrıca mutlu ettiğini de belirten Hacısüleyman, “Çünkü, Türkiye olarak komşu ülkemizde bütün sektörlerimiz için bir alan var. Suriye, Ukrayna, Rusya deyince son günlerde haberlerde bile artık yer almamaya başlayan Filistin halkının uğradığı zulümden de bahsetmek gerekir. Dünya neredeyse gözünü kapatmış, hiçbirini ilgilendirmiyor vaziyette. Orada yaşayan kadınların, çocukların uğradığı zulmün haddi hesabı yok. Buradan, ATSO olarak Filistinli kardeşlerimizin uğradığı bu haksızlıklar ve zulümlere sessiz kalmamayı öneriyoruz. Orada izlenen politikanın bütün dünyaca takip edilmesi ve insan haklarına tamamen aykırı olan uygulamaların artık son bulmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

 

COĞRAFİ İŞARETE DEĞİNDİ

ATSO çalışmalarından da bahsederek coğrafi işaret konusuna değinen Hacısüleyman, “Avrupa Birliği nezdinde Türkiye’nin tescil ettirdiği 31 ürün var. Fransa’nın 880 tane, İtalya’nın 720 tane var. Sesimizi yükseltince sarma, cacık, hibeş, şakşuka o bizim, bu bizim diyoruz. Nerede tescili?” diye sordu. “Bu konuda tembel olduğumuzu görüyorum” diyen Hacısüleyman, coğrafi işaretin Türkiye turizminin geleceği ile de ilgili olduğunu söyledi.

 

“ANTALYA NÜFUSU YAŞLANIYOR”

Antalya’nın toplam nüfusunun Türkiye nüfusuna oranla yüzde 3.17’ye denk geldiğini belirten Hacısüleyman, 15-24 yaş arasındaki nüfusun yüzde 2.92, 50-64 yaş arasındaki nüfusun yüzde 3.45, 65 yaş üzerinin de yüzde 3.23 olduğunu söyledi. Yüzde 3.17 içindeki genç nüfusun çok az olduğunu söyleyen Hacısüleyman, “50 yaş ve üzeri yüzde 3.17’ye çıkartıyor. Yani Antalya nüfusu yaşlanıyor. Emekli olup ‘Antalya’da yaşayalım’ diyenlerin sayısı gittikçe artıyor” şeklinde konuştu. 15-24 yaş arası gençlerin işgücüne katılım oranının yüzde 40 civarında olduğunu da dile getiren Hacısüleyman, eğitim konusunda da değerlendirmelerde bulundu. HABER: YUSUF KATRAĞ

Bu haber toplam 104 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim