“Tarımda devrim yapmak için her türlü koşul oluştu”
Yıllar önce zenginliğin yaşandığı tarım sektörünün bugün her kesiminde memnuniyetsizlik yaşandığına dikkat çeken ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, tarımda devrim yapmanın her türlü koşulunun oluştuğunu ve tarımsal planlamaya gidilmesi gerektiğini söyledi. Çandır, tarımsal faaliyetleri engelleyeceği gerekçesiyle başından beri karşı çıktıkları Bütünşehir Yasası’nın da tarımsal üretimde önemli hasarlar açtığını kaydetti.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) işbirliğiyle düzenlenen Tarım Muhabirliği Eğitimi devam ediyor. Eğitim kapsamında ders veren Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm, “Tarım ekonomisi” üzerinde durdu. ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır ise, “Haber kaynağının gazeteciden beklentisi”ni anlattı. Kendisine yöneltilen soruları da yanıtlayan Çandır, tarım sektörüne ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Sektördeki sıkıntılara dikkat çeken Çandır, üreticiden tüketiciye tarımın bütün kesimlerinde memnuniyetsizlik olduğuna işaret ederek tarımda devrim yapmanın her türlü koşulunun oluştuğunu vurguladı. Çandır, yapılacak bir tarım devrimiyle ilgili önerilerini de paylaştı.
“TARIMDA UZMANLAŞMIŞ SAHA MUHABİRLERİNİN ORTAYA ÇIKMASINI İSTİYORUZ”
Eğitimle tarım sektöründe uzmanlaşmış saha muhabirlerinin ortaya çıkmasını sağlamaya çalıştıklarını belirten Çandır, muhabirlerin tarımı öğrenmelerini istediklerini, haber dilinin ve verilerin doğru olmasının önemli olduğunu söyledi. Belirli konularda uzmanlaşmış muhabirlerin alanlarına ilişkin yaptıkları değerlendirmelerin önemli olduğuna işaret eden Çandır, tarımda uzmanlaşmış muhabirlerin haberi dinleyici veya okuyucuya daha iyi izah edebildiğini kaydetti. “Bizim derdimiz tarımla ilgili konularda alan muhabiri yaratabilmek, uzmanlaşmış arkadaşlarımızın ortaya çıkmasını sağlamak” diyen Çandır, örnekler vererek haberlerde zaman zaman gazetecinin konuya uzaklığından zaman zaman da haber kaynağının olayı kendi penceresinden görmesinden dolayı sıkıntılar yaşandığına dikkat çekti. Haber kaynağının doğruyu ifade etmesi, haberi yapanın da biraz konudan haberdar olması gerektiğini belirten Çandır, ihtisaslaşmış tarım muhabirliğinin önemli olduğunun altını çizdi.
“TARIM ESKİYE GÖRE DAHA FAZLA HABER KAYNAĞI OLMAYA BAŞLADI”
Tarımın son dönemlerde toplum tarafından ilgi görmeye başladığını söyleyen Çandır, “Tarım son zamanlarda eskiye göre daha fazla haber kaynağı olmaya başladı. Eskiden görmediğimiz kadar tarım haberlerine rastlıyoruz. Tarımla ilgili ihtisaslaşmış televizyonlarımız, dergilerimiz, gazetelerimiz eskiye oranla çok daha fazla” dedi. Tarım haberlerinde genellikle sebze meyve fiyatlarındaki artışın öne çıktığı bir yaklaşımın söz konusu olduğuna işaret eden Çandır, tarımın siyasete çok çabuk adapte edilebilen, artı çıktısıyla övünülen, eksi çıktısıyla yerinen sektörden birisi olduğunu kaydetti.
“TARIMDA FİYAT, ARZ-TALEP DENGESİNE GÖRE OLUŞUR”
Tarımda özellikle depolanmaya uygun olmayan çabuk bozulabilir ürünlerde fiyatın arz-talep dengesiyle oluştuğuna dikkat çeken Çandır, “Sizin ürünü kaç paraya ürettiğinizin hiçbir anlamı yoktur. Gün gelir 10 kuraşa ürettiğiniz ürünü pazarda çok talep görür 100 kuruşa satarsınız, gün gelir 100 kuruşa üretirsiniz ama pazarda talep oluşmaz 100 kuruşa ürettiğinizi 10 kuruşa satmak zorunda kalırsınız. Dolayısıyla tamamen arz-talep dengesine göre değişen bir fiyatlama var” diye konuştu.
“TARIMIN İTİBARI YERLE YEKSAN”
Tarımın itibarının yerle yeksan olduğunu söyleyen Çandır, özellikle çiftçi çocuklarının tarımda kalması için itibarı arttırıcı dilin kullanılması gerektiğini vurguladı. Olumsuzlukları hızlı, olumlulukları yavaş algılayan bir toplum olduğumuza işaret eden Çandır, yapılan haberlerde tarımın itibarının göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
“KIRSALDAKİLER ÜRETTİKLERİYLE TOPLUMU AYAKTA TUTTU, BİRİKİMLERİN ŞEHİRLERE GETİRİLMESİ VE KIRSALIN BOŞALMASIYLA SORUNLAR BAŞLADI”
Sunumunun ardından kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan Çandır, Türkiye’nin 1960’lı yıllarda başlayan ve 1980’li yıllarda hızlanan küreselleşmenin getirdiği etkiyle üretim alışkanlıklarından tüketim alışkanlıklarına evirilmeye başladığını söyledi. Bunun şehirleşmeyi getirdiğini belirten Çandır, kırsaldaki kişilerin ürettikleriyle şehirlerdeki çocuklarına destek olduğunu ve toplumu ayakta tuttuğunu kaydetti. Şehirleşmenin kalkınma modeli olarak görülmesiyle kırsaldaki bütün birikimin şehirlere getirilmesi ve kırsalın boşalmasıyla sorunların başladığını ifade eden Çandır, “Sanayinin getirdiği bilişimle kırsaldan gelenleri geliştirecektik ama sanayi insanların gelişimine yeterince cevap veremedi. Dolayısıyla farklı bir duruma geldik. Tarım, özellikle olmadığı durumlarda dilimize dolanırdı. Şimdi olmayan çok fazla bir sektör haline geldi. Bunu bir gün et ve sütte, bir gün patates ve domateste, bir gün başka bir üründe görüyoruz. Tarıma toptan bir bakış açısı getirmediğimiz sürece değişimi sağlama şansımız yok” ifadelerini kullandı.
“ZENGİNLİK DEDİĞİNİZ ŞEY YILLAR ÖNCE TARIM SEKTÖRÜNDEYDİ, ŞİMDİ TARIMDA O ZENGİNLİK KALMADI”
Tarımda yıllar önce zenginlik yaşandığını hatırlatan Çandır, “Yıllar önce zenginlik dediğiniz şey tarım sektöründeydi. Korkuteli’ne giderdik sarı Mercedes ile bir çiftçi geçerdi, beyaz Mercedes ile başka bir çiftçi geçerdi. Şimdi tarımda o zenginlik kalmadı. Bunu tersine çevirmek mümkün. Sadece doğru zamanda doğru işleri yapmamız lazım” dedi.
“DEVRİM İÇİN HER TÜRLÜ KOŞUL OLUŞTU”
Tarımda devrim yapılması için her türlü koşulun oluştuğunu vurgulayan Çandır, “Üreticiye mal satan memnun değil, üretici memnun değil, üreticinin çalıştırdığı işçi memnun değil, üreticiden alan aracı memnun değil, ürünü pazarlayan perakendeci memnun değil, tüketenler hiç memnun değil. Bizim oturup kendi topraklarımızın özelliklerine göre, doğamızın dengesi doğrultusunda, su ve iklim dengesiyle bir tarımsal planlamaya gitmemiz gerekiyor. Tarımda planlama yapılması gerektiğini, şu yapılmalı, bu yapılmalı hepimiz söylüyoruz ama nasıl yapılmalı? Sorusunun cevabını söyleyen kimse yok. Nasıl sorusunun cevabını devletin bulması gerekiyor. Bize de sorarlarsa görüşlerimizi söyleriz” şeklinde konuştu.
“TARIMDA VERGİSİZ 20 YILLIK DÖNEM” ÖNERİSİ
Tarıma ciddi destekler verildiğine de dikkat çekerek nasıl bir devrim yapılması gerektiğinin ipuçlarını veren Çandır, şunları dile getirdi:
“Kanunda yazılan şekilde olmasa da tarıma belli bir destek gidiyor. Bu destekler nasıl gidiyor? Hedefe ulaşıyor mu? Bunun etki analizinin yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz. Şuanda veri seti en bozuk sektör tarımdır. Nerede ne ekiliyor? Ne kadar tarımsal tesisimiz, ekipmanımız var? Bir liste yok. Tarım envanteri çıkararak bunları yapabiliriz. Belki tarımda vergisiz 20 yıllık bir dönem tanınmalı. Bir taraftan tarımda ölçek sorunu var diyoruz, diğer taraftan 7 dönümü geçersen deftere tabi olursun, 100 dönümü geçersen şu kadar vergi alırız diyoruz. Bunları farklı hale getirmemiz lazım. Tarımda ciddi bir sosyal güvenlik problemi var. Sosyal güvenlik sisteminin tarıma özel hale getirilmesi gerekiyor. Biz, kırsalda yaşayan insanların sigorta primlerini, vergilerini, emeklilik paylarını şehirde oturanlar olarak ödemek zorundayız. Dünyada bu böyle yapılıyor. Kırsalda yaşayanların kırsalda hayatlarını devam ettirmesi için bu desteklemelerin yapılması şart. Bunları alt alta yazdığınızda envanter çıktıktan sonra planlama yapmak çok kolay.”
“ŞARTLARIMIZA UYGUN BİR SİSTEM YARATMALIYIZ”
Çiftçilerin bir araya getirilmesi ve örgütlenmesi gerektiğini belirten Çandır, “Devletin azımsanmayacak bir destek ve teşviki var. Bunların hepsini derleyip, toparlayıp örgütlenmeye, birlikte hareket etmeye, birlikte üretmeye ihtiyaç var. İnsanların ortaklaşa rekabet etmesinin önünü açacak imkanlar sağlamalıyız. Herkes kooperatifçilik diyor ama biz kooperatifçiliğin içini o kadar boşaltmışız ki belki bizim şartlarımıza uygun bir sistem yaratmamız lazım. Bütün destek ve teşvikleri de o sistem üzerinden dağıtmamız gerekiyor ki insanlar sisteme adapte olsunlar. Bunların hepsi mümkün” dedi.
“ÇİFTÇİ OLMAYI ÖZENDİRMELİYİZ”
Çiftçi olmayı özendirecek yaklaşımların ortaya konması gerektiğinin altını çizen Çandır, sektörde geleneksel tarım yapanların, sermayesiyle tarım yapanların ve romantik tarımcıların bulunduğuna işaret etti. Romantik tarımcıların etkinliklerinin viral olduğuna işaret eden Çandır, geleneksel tarımla uğraşan, gerçekten üretenlerin sesinin çıkmadığını, bunun da örgütlenmeyle sağlanabileceğini dile getirdi.
“BÜTÜNŞEHİR YASASI, TARIMSAL ÜRETİMDE ÖNEMLİ HASARLAR AÇTI”
Bütünşehir Yasası’na tarım faaliyetlerini engelleyeceği gerekçesiyle başından beri karşı çıktıklarını hatırlatan Çandır, “Kentlileşmenin getirdiği sorunlar burada biraz daha gün yüzüne çıktı. Kentlileştikçe yaşam fiyatları artmaya başlıyor. Eskiden yoğurt üreten köylerdeki şimdi mahallelerdeki insanlar marketlerden yoğurt almaya başladı. Buna direnmeye çalıştık ama olmadı. Yaşadıklarımız bunu tersine çevirmemizin mümkün olduğunu gösteriyor. Kentlileşmenin getirdiği ekonomik ve siyasi rant vardı. Bu tükendi. Belki oradakileri iyi şartlarda, yerleşik düzende üretimin içinde tutmak siyasiler için kâr olacak, öyle bakacaklar diye umut ediyoruz. Bütünşehir Yasası, tarımsal üretimde önemli hasarlar açtı” diye konuştu. HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim