Bugün 19 Nisan 2024 Cuma
  • Antalya18 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2508.517
    %0.98
  • Dolar
    32.5733
    %0.12
  • Euro
    34.7678
    %0.12
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Tat güven tazeledi
09 Ocak 2022 Pazar 17:19

Tat güven tazeledi

EMO Antalya Şube Başkanı Şaban Tat, hafta sonu gerçekleştirilen genel kurulda üyelerinin oylarıyla güven tazeleyerek tekrardan başkanlığa seçildi. Gerçekleştirdikleri çalışmalarla ilgili üyelere bilgi aktaran Tat, EMO’nun enerji politikalarına kayıtsız

EMO Antalya Şube Başkanı Şaban Tat, hafta sonu gerçekleştirilen genel kurulda üyelerinin oylarıyla güven tazeleyerek tekrardan başkanlığa seçildi. Gerçekleştirdikleri çalışmalarla ilgili üyelere bilgi aktaran Tat, EMO’nun enerji politikalarına kayıtsız kalamayacağının altını çizdi.

 

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Antalya Şubesi’nin 15. Olağan Genel Kurulu hafta sonu Oda binasında gerçekleştirildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan genel kurulun Divan Başkanlığını İlhan Metin, Divan Başkan Yardımcılığını Güner Merdan, Katip üyeliklerini ise Şeyma Şahin ve Niyazi İl yaptı. Muratpaşa Belediyesi Başkan Vekili Hüseyin Sarı, EMO Genel Başkanı Bülent Pala ve çok sayıda üyenin katıldığı Cumartesi günkü genel kurul toplantısının açılış konuşmasını EMO Antalya Şube Başkanı Şaban Tat gerçekleştirdi. Pazar günü tek liste ile gerçekleştirilen seçimlerde ise Başkan Tat, üyelerin oyuyla güven tazeleyerek tekrardan başkanlığa seçildi.

sam-9810.jpg

68 YILLIK ONURLU YÜRÜYÜŞ

Konuşmasına ilk Genel Kurulunu 26 Aralık 1954 tarihinde gerçekleştiren Elektrik Mühendisleri Odası’nın kuruluşunun 68’nci yılını kutlayarak başlayan EMO Antalya Şube Başkanı Şaban Tat, “EMO’da 68 yıllık onurlu yürüyüşümüzün kilometre taşlarını ören değerlerimizi, kaybettiğimiz tüm arkadaşlarımızı saygıyla anıyorum. Demokratik bir ortam olan genel kurulumuzda saygı çerçevesinde teknik, görüş ve ileriye dönük düşüncelerin konuşulması çok tabiidir. Odamız EMO TMMOB’ne bağlı 6235 sayılı yasa ile kurulmuş, yasa, tüzük ve yönetmeliklerle yönetilmekte olan bir kamu kurumu vasfındadır. Ancak özerk-bağımsız bir kurum ve meslek odası özelliği ön plandadır. Ayrıca herhangi bir siyasi yapının içinde olmayacağı gibi, kamu yararına çalışma niteliği çerçevesinde her zaman geniş halk kitlelerinin ve ülkenin yararına olan politikaları ön plana çıkarması ile bilinir. Meslek odamızın kuruluş amaçlarından biriside üyelerinin mesleki faaliyetlerini, mesleklerinin gereğini ve bu alandaki düzenlemeleri yapmaktır. EMO meslek kuruluşu olarak mesleği geliştirme hedefi ile mesleki etkinlikleri toplum yararına gerçekleştirmekte, bilim ve teknolojiyi üyelerine ve topluma sunmayı hedeflemekte” dedi.

 

“DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ”

Çalışma döneminin tek başına ve içinde bulunduğu tarihsel koşullardan bağımsız olarak ele alınamayacağını ve alınmaması gerektiğini söyleyen Tat, 2020-2021 yıllarında Türkiye’de yaşanan önemli olaylara ve dünya genelindeki önemli gelişmelere dikkat çekti. “Dünyada özellikle bölgemizde çok önemli gelişmeler oluyor. Bir çok şey değişiyor, dönüşüyor. Oyun kurucuların acımasızca hamlelerine, kuşatmalarına karşı güzel ve yalnız ülkem var olma mücadelesi veriyor” diyen Tat, “Oyun kurucuların her türlü pis ve kirli oyunlarının içerisinde maalesef enerji politikalarındaki oyunlar önemli bir yer tutuyor. Bütün bu olumsuzluklara, zor şartlara karşı başta kurucu liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere değerlerimize sahip çıkmalıyız. Onun gösterdiği ülkü doğrultusunda bir ve birlik olmalıyız. Bu günkü şartlar altında bu bir tercih değil bir zorunluluktur” ifadelerini kullandı.

sam-9811.jpg

“ENERJİ POLİTİKALARINA KAYITSIZ KALAMAYIZ”

“EMO’nun asli unsuru olan bizler enerji politikalarına kayıtsız kalamayız” diyen Tat, şunları dile getirdi:

“Enerji talebinin ekonomik ve nüfus bakımından büyümeye paralel olarak sürekli arttığı büyüyen dünyada, enerji politikaları her geçen gün, dünden daha önemli olmakta. Devletlerin enerji politikaları, ekonomi, sanayi, savunma ve hatta dış politikaları ile doğrudan bağlantılı olduğundan stratejik bir yaklaşımla oluşturulmalı. Enerji politikası her hükümet döneminde değişmemeli, orta ve uzun vadeli hedefleri ile bir devlet politikası olmalı. Ülkemizin gelişmesi, kalkınması, büyümesi ve hatta bağımsızlığı açısından büyük önem taşıyan enerji politikasına odamızın ve şubemizin yaklaşımı da hayati önem taşımakta. Ülkemizin enerjide ilk beş sorunu; arz güvenliği, dışa bağımlılık, elektrikte doğalgaza bağımlılık, pahalılık, enerji kullanımında verimsizlik olarak sıralanabilir.”

 

“ÜLKE KAYNAKLARI HAREKETE GEÇİRİLEREK GEREKLİ TEDBİRLER ALINMALI”

Enerjinin yeterli, ekonomik ve kesintisiz olarak kullanıcıya ulaştırılması gerektiğinin altını çizen Tat, “Ülkenin enerji ihtiyacının kesintisiz ve yeterli bir şekilde kaynak çeşitliliği sağlanarak; düşük maliyetle, güvenli ve çevreye duyarlı bir arz sistemi içinde karşılanmak suretiyle sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması esastır. Enerji arz güvenliğini sağlamak için, enerji üretiminde rüzgâr, güneş, jeotermal, hidrojen ve biyokütle gibi yeni, yerli ve yenilenebilir kaynaklardan azami ölçüde yararlanılması gerekir. Bu konuda ülke kaynaklarının bir an evvel harekete geçirilmesi için gerekli tedbirler alınmalı. En önemli enerji kaynaklarından olan elektriğin; dağıtım ve kullanımında kayıp ve kaçaklar önlenmeli, kullanılan teknolojinin geliştirilmesine ve yeni bir santral kurulması ile eş anlamlı olan enerji tasarrufu konusunda tüketici bilinci oluşturulmalı. Yerli kaynaklar olan kömür ve kömür santralleri rehabilite edilmeli. Yerli enerji teknolojileri sanayi kurulmalı. Rüzgar türbinleri, Güneş panelleri-fotovoltaik piller ve hidrojen yakıt pilleri teknolojilerine yatırım yapılmalı, özel sektör bu alanlara yönlendirilmeli” diye konuştu.

 

“MİLLİ BİR ENERJİ SEKTÖRÜ OLUŞTURULMALI”

Enerjinin herkes için en vazgeçilmez bir yaşam ve insan hakkı olduğunun altını çizen Tat, “İnsanların enerjiye ulaşmasını temin etmek kamusal bir sorumluluktur. Planlı, merkezi ve milli bir enerji sektörünün oluşturulması sağlanmalı. Bunun için planlama süreçlerine sektörde var olan emek ve meslek odalarının, bilimsel kurumların katılımı sağlanmalı” dedi.

sam-9815.jpg

“EMO, ÖNCÜ ROL ÜSTLENİYOR”

Mesleki demokratik bir kitle olmanın sorumluluğu ile hareket ederek çağdaş, bağımsız, demokratik, kimseyi ötekileştirmeyen daha katılımcı, daha özgür, daha eşit paylaşan, daha kalkınmış bir Türkiye özlemi ile haktan ve emekten yana tavır alan, bu doğrultuda politikalar üreten ve mücadele veren EMO’ya olan ihtiyacın daha da arttığını söyleyen Tat, şunları dile getirdi:

“EMO güzel örneklerinde olduğu gibi oda, şube, temsilcilikleri, üyeleri ile birlikte karar alma, üretme ve birlikte yönetme ilkesi ile ülkemizdeki bağımsız, eşit ve özgür, barış içinde bir Türkiye için çalışmalı. EMO meslek odası olarak mesleği toplum yararına geliştirmek bilim ve teknolojiyi halkın hizmetine sunmak, bunu yaparken belgelendirme çalışmalarını, mesleki denetim çalışmalarını, haksız rekabeti önleyici ve meslek eğitimini düzenleyici çalışmalarını ilgili kurum ve kuruluşların nezdinde meslektaşlarımızın hak ve çıkarlarını temsil etme çalışmalarını, meslek öncesi eğitimin irdelenmesi, meslek içi eğitim kursları ve teknik yayın çalışmaları arttırılarak sürdürülmeli. EMO her yerde bilindiği üzere; TMMOB ve bağlı Odaları, kent içerisinde halkın yaşadığı sorunlara, doğal alanlardaki tahribatlara karşı mücadele etmekte, kamusal yarar ve değerleri korumak amacıyla yürütülen dava süreçlerinde öncü rol üstlenmektedir. Gerekli altyapı çalışması ve kadro oluşturulmadan açılan yüzlerce üniversiteye yerleşen öğrencilerin geleceğiyle oynandığına ve alandaki ucuz iş gücü haline geldiklerine üzülerek şahit oluyoruz.”

 

GERÇEKLEŞTİRDİKLERİ ÇALIŞMALARI ANLATTI

14. dönem yönetimi olarak yaptıkları çalışmalara da dikkat çeken Tat, bir çok kamu kurumu ile ilişkileri üst düzeye getirerek ortak bilgi akışları sağlandığını söyledi. Bölgede bulunan dağıtım şirketi ile gerekli temas ve görüşmeler neticesinde enerji müsaadesi ve proje onay süreçleri ile ilgili sorunlar konusunda gelişmeler sağlandığına işaret eden Tat, “İşletme sorumluluğunun önemi ortaya kondu. Pandemi sürecinde işeyişin hızlandırılarak, bunun yanında dağıtım şirketinin 2020 Aralık ayında proje onay ve kabullerinde alınan paraya karşı çıkıldı. Pandemi sürecinde her daim üyelerin yanında olunarak her ihtiyaçları elimizden geldiğince sağlandı. Alo destek hattı, bütün evrakların e-mail yolu ile ulaştırılması, üyelerimize maske ve dezenfektan dağıtımları sağlandı. Bir çok firme ve misem eğitimlerini, komisyon toplantılarını interaktif bir şekilde sağladık. Pandemi ile birlikte odanın içerisinde yaşadığı ekonomik sıkıntılarda İŞKUR desteklerinin sonuna kadar kullanılmasını sağladık. Odamız rutin denetlemeleri yapıldı ve bu denetlemelerden övgü aldı. İKK, Eşgüdüm ve Kent Konseyi’nde temsil edildik ve yaşadığımız şehrin sorunlarının çözümüne katkı sağlandı. Kadriye ve Belek Beach parkların imara açılması, Olimpos’da yapılan imar çalışmalarına, Kırcami imar planlamasına, Düden Çayı’nda yaşanan kirliliğe, Manavgat bölgesinde yaşanan yangın sonrası bölgenin imara açılması durumlarına karşı tepkisi gösterildi” şeklinde konuştu. Bir çok belediyede oda onayının aranmasını sağlattıklarını ve belediyelerde elektrik mühendisinin çalışmasına öncülük ettiklerini kaydeden Tat, fuarlara katıldıklarını, gerçekleştirdikleri diğer çalışmaları da anlatarak her zaman üyelerinin yanında olduklarının altını çizdi.

 

“ENFLASYON HALKIN BELİNİ BÜKTÜ”

Ülkedeki ekonomik krize, işsizlik, yoksulluk ve geçim sıkıntısına dikkat çeken EMO Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Pala ise, salgının olumsuz etkilerinin ekonomik krizin daha da şiddetlenmesine yol açtığını, krizden en çok dar gelirli toplum kesimlerinin etkilendiğini, geçim kaynaklarının kaybedilerek işsizlik ve yoksulluğun rekor düzeylere tırmandığını söyledi. Ayrıcalıklı sınıfların krizi fırsata çevirirken, koşulları giderek ağırlaşan yurttaşların işsizlik, yoksulluk ve geçim sıkıntılarıyla boğuşmakta olduğunu dile getiren Pala, işsizliğin en önemli toplumsal sorun haline geldiğini, en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan yurttaşların mecburen tüketici kredilerine yönelerek hane halklarının borç yükünün arttığını ifade etti. Yabancı para birimleri karşısında eriyen Türk lirasının, tarihin en düşük değerlerine gerilediğini de dile getiren Pala, “Elektrikten doğalgaza, gıdadan ulaşıma her alanda yapılan yüksek zamlar ve resmi açıklamalara göre yüzde 36, gerçekte ise çok daha yüksek rakamlarda olan enflasyon halkın belini bükmekte” açıklamasında bulundu.

 

“TÜRKİYE PAHALI BİR KARANLIĞA MAHKUM EDİLDİ”

Elektrik tariflerine Ocak 2022’den geçerli olmak üzere yapılan yüzde 50 ve yüzde 125’e varan yüksek oranlardaki zamların da iktidarın halkın gerçeklerinden ne kadar kopuk olduğunu ortaya koyduğunu söyleyen Pala, şunları ifade etti:

“Enerjide özelleştirme ve serbestleştirme politikaları ile iddia edildiği gibi ucuz, kaliteli ve kesintisiz elektriğe ulaşım mümkün olmamış Türkiye pahalı bir karanlığa mahkum edilmiştir. Kışın ortasında vatandaşlar soğuk ve yokluk arasında seçim yapmaya zorlanmakta. İthal kaynaklara bağımlılık yüksek seviyelerde seyretmekte, enerji tasarrufu ve verimlilik politikaları sadece söylemde kalmakta, yaşama geçirilememekte. Yaz saati gibi çocukların, çalışanların karanlıkta yollara düşmesine neden olan ve daha fazla elektrik harcanmasına yol açan uygulamalarda ısrar edilirken, güya yapılan tasarruf ile ilgili bilimsel, ciddi hiçbir veri ortaya konulamamakta.”

sam-9822.jpg

“TEİAŞ’IN ÖZELLEŞTİRİLMESİNDEN VAZGEÇİLMELİ”

Özelleştirme ve serbestleştirme uygulamalarıyla birlikte elektrikteki bütüncül yapının bozulduğunu, kullanıcıların sırtına bindirilen yüklerin sürekli artırılmakta olduğunu kaydeden Pala, konuşmasına şöyle devam etti:

“Elektrik üretim ve dağıtımındaki özelleştirmelerin olumsuz sonuçları ortadayken şimdi sıra iletime gelmiş ve TEİAŞ da özelleştirme kapsamına alınmıştır. Bugüne kadar işletme verimliliği ve kalite artışı, maliyet ve kayıp-kaçakların düşürülmesi, arz güvenliğinin sağlanması gibi iddialarla yapılan özelleştirmeler tam bir fiyaskoyla sonuçlanmıştır. Son 20 yılda özelleştirilen elektrik üretim ve dağıtım sektörü bugün borç batağı içinde. Şirketlerin kredi borçlarını ödeyemeyecek duruma gelmesi nedeniyle enerji fiyatlarına zam üstüne zam yapılmakta, artışlar tüketicinin sırtındaki yükü her geçen gün daha da ağırlaştırmaktadır. Tüm bu gerçeklere rağmen TEİAŞ’ın da özelleştirilmeye çalışılması, bu alandaki rantın da yandaş çevrelere peşkeş çekilmek istendiğini göstermekte. Ülke çıkarları, güvenlik ve geleceğimiz açısından çok önemli ve kritik bir kurum olan TEİAŞ’ın özelleştirilmesinden derhal vazgeçilmeli.”

 

“ENERJİNİN, SİYASİ VE TİCARİ KAYGILARDAN UZAK, KAMU ELİYLE YÖNETİLMESİ ZORUNLU”

Yapılan zamların toplumsal yaşamın her alanını etkileyerek, mal ve hizmet üreten tüm sektörlere de yansıyacağının altını çizen Pala, şunları dile getirdi:

“Elektrik enerjisinin temel girdi olduğu tüm alanlarda kaçınılmaz fiyat artışları gündeme gelecek ve enflasyon daha da yükselecektir. Döviz kurundaki artış bahanesinin ardında süreklilik kazanan zamlar nedeniyle şirketler kasalarını doldururken, halkımız günden güne yoksullaşmakta. Teknolojik gelişme ve bilimin yok sayıldığı, üretimin olmadığı ekonomik düzen krizi derinleştirmekte ve bunun bedelini de halk ödemekte. Ağır koşullar altında yaşam mücadelesi veren geniş halk kesimlerini merkeze alan politikalar üretilmeden sorunların çözülmesi mümkün olmayacaktır. Enerji alanı da gizli ya da açık şirketlerin kuralsız, iktidarla kurdukları ilişkiler dahilinde diledikleri gibi at koşturdukları bir alan haline getirilmiştir. Enerjinin herkes için erişilebilir ve makul fiyatlı olabilmesi için siyasi, ticari kaygılardan uzak kamu eliyle yönetilmesi zorunluluktur. Enerjide, üretimden tüketime kadar tüm süreç kamu yararı esasına göre yeniden planlanmalı, özelleştirilen kurumlar tekrar kamulaştırılmalı, enerji tasarrufu ve verimlilik ilkesi ile yenilenebilir enerji kaynaklarını önceleyen politikalar yürürlüğe konulmalı. Nükleer masallara değil, dünyadaki teknolojik gelişmeleri takip eden gerçekçi çözümlere ihtiyacımız var. Ülkemiz çok zengin yenilenebilir enerji kaynaklarına sahiptir. Rüzgâr ve güneş potansiyelimiz bunların başında gelmekte. Yenilenebilir enerji kaynakları alanında teknoloji hızla ilerlemekte ve ucuzlamakta.”

 

“KENTLERİMİZE VE KIRLARIMIZA SAHİP ÇIKMALAYIZ”

Son olarak rant ve talan düzeninin kentleri, kırları, madenleri, suları kuşattığını dile getiren Pala, “Yurttaşlarımız her gün bir öncekinden daha güvensiz bir ortamda yaşamaya ve daha fazla umutsuzluğa sürüklenmekte. Hukuka ve kamu yararına aykırı projelere karşı dava açan; haklılığı da yargı kararlarıyla kanıtlanan odalarımız hedef gösterilmekte. Bize düşen sorumluluk, kentlerimize ve kırlarımıza sahip çıkmak; rant ekonomisine karşı kamunun çıkarlarını savunmak; özgürlük, barış, demokrasi ve laiklik mücadelesini her daim her ortamda sürdürmek” dedi. HABER: YUSUF KATRAĞ

Bu haber toplam 3736 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim